REKLAMI GEÇ

Denizlili bestekar Selahattin Pınar’ın çok az bilinen hayat öyküsü

Denizlili bestekar Selahattin Pınar’ın çok az bilinen hayat öyküsü

Herkes yıllardır ne büyük bir bestekar olduğunu konuşur. Fakat Denizli’nin Türk Musikisi’ndeki devi Selahattin Pınar’ın yaşam hikayesi çok az kişi tarafından bilinir. İşte, Pınar’ın, Meclisi Mebusan’dan fasıl meclisine, Çal sokaklarından İstanbul sokaklarına, Afife Jale’den Atatürk’e uzanan hayat öyküsü.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 17 Ekim 2017 Salı, 14:42

Selahattin Pınar, 22 Ocak 1902’de Üsküdar Altunuzade’de dünyaya geldiyse de aslında Çallı Sadık Efendi’nin oğluydu.

Baba Sadık Efendi 1912’de Osmanlı Meclisi Mebusan’ına mebus(milletvekili) olarak seçilince, memleketi Denizli’nin Çal İlçesi’ne geri döndü. Selahattin Pınar, ilkokulu Çal’da okudu. Babası 1918’e kadar mebusluğu sürdürdü.

Sadık Efendi Mebusluk görevi sürdürürken, ailesini alarak önce Saros Adası’na ardından Edirne’ye taşındı. Selahattin Pınar bu nedenle ortaokulu Edirne’de okudu. Aile 1918’te yani mebusluğunun bittiği yıl İstanbul’a döndü. İtalyan Ticaret Okulu’na yazdırılan Selahattin Pınar, okulu yarıda bıraktı.

Hukukçu Baba Sadık Efendi, hiçbir şekilde istemese de annesi İsmet Hanım’ın yolundan ilerleyip uda ve musikiye merak saldı.

Bir gün Denizli’den gelen hemşerileriyle akşam yemeği yiyen Sıdak Efendi’ye akrabaları oğlu Selahattin’i sorunca, “Selahattin çalgıcı oldu” yanıtını verdi. Bunun üzerine ayağa kalkarak “Ben çalgıcı değil, sanatkarım” yanıtı veren Selahattin Pınar, babasının hiç de şık olmayan bir yanıtıyla karşılaştı. O an ceketini alıp evi terk eden Selehattin Pınar, bir daha baba ocağına dönmedi.

Üsküdar Musiki Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer alan Pınar’ın ilk bestesi “Mülkün ne yaman şule-i ikbar karardı” isimli şarkısıydı. Daha sonra 800’e yakın beste yaptı. 7 Şubat 1960’da çok sevdiği Todori’nin Lokantası’nda kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.

ATATÜRK’E RESİTALLER VERDİ
Selahattin Pınar, yalnız dillere pelesenk besteleri değil yaşamıyla da unutulmaz hemşerilerimizden. Dolmabahçe’de bizzat Atatürk’e resital veren dönemin ünlü musikicilerinden Nubar, Sehalattin Pınar’ın bir bestesini okuyunca Atatürk şarkı ve sözlerine hayran kaldı. Hemen bestekarla tanışmak istediğini belirti. Ertesi akyam yaver Kılıç Ali Selehattin Pınar’ı aradı, “Gazi sizi bekliyor” dedi. Dolmabahçe Sarayı’na ilk kez giren Selehattin Pınar, Mustafa Kemal’in karşısında musiki sanatçısı Nubar Bey’in seslendirdiği o eserini okudu. Atatürk, Selahattin Pınar’a “Bir daha okuyun” dedi. Pınar, aynı eseri ikinci kez çaldı. Atatürk, Pınar’ın elindeki metal tamburu gösterip “Bu madeni sazı değiştirin, bunda bizim ananevi tamburumuzun hassasiyeti yok” dedi. Pınar o günden sonra hiç metal tambur kullanmadı. Daha sonraları birçok kez Atatürk’ün de içinde olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu yöneticilerine fasıllar verdi.

O ŞARKI AFİFE JALE İÇİN BESTELENDİ!
Anadolu’nun ilk kadın tiyatro sanatçısı Afife Jale’ye aşık oldu. Evlendiler. “Bir bahar akşamı rastladım size” bestesini O’nun için yaptı. Büyük aşkı Afife Jale’yi yaşadığı hezeyanların ardından terk etti. Afife Jale bu ayrılığın sonrasında Balıklı Rum Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Cenazesine 4 kişi katılmıştı. Sehalattin Pınar’ın bugün bile dillerden düşmeyen birçok parçasının altında Afife Jale aşkı yatmakta.

“Bir Bahar Akşamı Rastladım Size”nin yanı sıra “Hatıralar”, “Ben yürürüm yane yane” gibi çoğu bilinen 800’e yakın beste yapan Selahattin Pınar, Türk sanat Müziği’nin unutulmazı ismi Müzeyyen Senar’ın da hocalarındandı.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı