Taşlar koyuna, asa dut ağacına dönüştü

15. yüzyılda Osmancık’ta yaşadığı bilinen Koyun Baba hakkındaki bilgiler, muhtemelen 16. yüzyılda yazıya geçirilen “Vilayetname’i Koyun Baba” adlı anonim esere dayanmaktadır. Vilayetname’ye göre Horasan’da doğmuş olan Koyun Baba’nın asıl adı Seyyid Ali’dir. Koyun Baba adının verilme sebebi ise; bir rivayete göre, Horasan’dan Anadolu’ya gelinceye kadar yirmi dört saatte bir kere koyun gibi melermiş ki; bu hareket her gün aynı saatte olur hiç değişmezmiş.

Türbesi; Kale İlçesi, Çamlarca (Teyner) Köyü Mezarlığı, Aşağı Mahalle’de, mezarın içerisindedir. Denizli’deki Koyun Baba’nın da Alevi – Bektaşi geleneğinden ve Türk – İslâm orduları tarafından Tavas Bölgesi’nin fethi sırasında bölgeye gelip yerleşen Horasanlı gâzidervişlerden olduğu rivayet edilmektedir.

Koyun Baba hayattayken yaşadığı köy taşlık bir köydür. Tarlalar taşlık olduğu için işlemesi zordur. Koyun Baba’nın köylüleri bu durumdan şikâyetçidirler. Bir gün Koyun Baba’ya: “Hadi bakalım bir kerametini görelim, şu etraftaki taşları ne yapacaksan yap ve temizle” demişler. Koyun Baba yerden bir taş alıp “düüü” diyerek etraftaki taşlara doğru fırlatmış ve oradaki bütün taşlar koyuna dönüşmüşler. Onun için bu zât Koyun Baba adını almıştır.

Kale ilçesine bağlı Karaköy’de caminin yanında iki çatallı büyükçe bir karadut ağacı vardır. Bu dut ağacı daha önceleri eski caminin hemen kapısının önündeymiş, ancak eski cami yıkılıp yenisi yapılınca camin karşısında köy meydanında kalmıştır. Kasaba halkı bu ağaçla ilgili şu efsaneyi anlatmaktadır:

“Koyun Baba, sağlığında etrafta başka cami olmadığı için yürüyerek Karaköy’deki camiye cuma namazlarını kılmaya gelirmiş. Yine bir gün elinde asasıyla cuma namazına geldiğinde etrafındaki insanlar, “Dede, senin için hep ermiş, evliya diyorlar, bir keramet göster bakalım” demiş. O da elindeki kuru asayı caminin önünde toprağa saplayarak, “Dut, ben camiden çıkıncaya kadar tut” demiş. Camiden çıktıklarında bakmışlar ki yere saplanan asa yeşermiş ve yaprak açmıştır. İşte meydandaki bu dut ağacı Koyun Baba’nın o zaman diktiği asasının yeşermesi sonucunda olmuş ve hâlâ yaşamaya devam etmektedir.”