TÜRBEDE NUR HALESİ

Sarayköy-Uyanık’da çok sayıda türbe bulunmaktadır. Benim tespit edebildiğim 9 tane türbe bulunmaktadır. Aslında 15 kadar Türbe olduğu söylenmektedir. Bazı aileler kendi bahçelerinde bulunduğu söylenen türbe ve yatırı göstermek istememişlerdir. Yazı dizisinin bu bölümünde sizlere tespit edebildiklerimle ilgili rivayetleri aktaracağım.

Uyanık 1 Kara Musa Türbesi, köy kahvesinin yanında, Kara Musa’nın bahçesinin içerisinde, yol üzerinde, sol taraftadır. Kim olduğu, ne zaman yaşadığı ve nereden geldiği konusunda bir bilgi yoktur. Kara Musa’nın bahçesinde olduğu için adı “Kara Musa Türbesi” olarak anılmakta, öyle de tarif edilmektedir. Köylülerin tarifi ile “en uyanık” türbe dedesi budur. Yani kerametleri herkes tarafından bilinen ve inanılan türbe olarak bilinmektedir.

Türbenin önünde iki cinayet işlenmiştir. Yine türbenin önünde bulunan elektrik trafosuna çıkan bir işçi, düşmüş ve ağır yaralanmıştır. Yani türbede yatan ermiş kişi, hala kerametlerini ve uyarılarını devam etmektedir. Hatta bu eren kişinin kadın olduğu, üzerindeki gelinlik ve elinde ibrik olduğu halde dışarıda gezinirken çok kişiler tarafından görüldüğü, türbenin yanındaki çeşmeden abdest aldığı ve namaz kıldığını görenler vardır.

Köy kahvesinin önünde bir ev vardır. Evin oğlu yeni evlenmiştir. Yeni gelin bulaşık sularını, evin önündeki yatırın üzerine dökmektedir. Yatır bundan rahatsız olmuştur. Rüyalarında uyardığı halde aldırış eden olmamıştır. Bir gün evde yangın çıkarmıştır. Köy halkı, yangın yayılmasın diye yakında olan elektrik trafosundan köyün elektriğini kesmişlerdir. Köy, zifiri karanlık olmuştur. O anda köyün en uyanık türbesi olan Kara Musa Türbesi’nin üzerinde, kocaman bir nur halesi oluşmuştur. Bu olağanüstü hali bütün köy halkı görmüştür. Şikâyetlerine rağmen, üzerine bulaşık suyu dökmekten vazgeçmeyen yeni gelin hakkında, Kara Musa Türbesi’ne şikâyet ifade etiğine yorumlamışlardır.

Rivayet odur ki; Yakın kahvede bir gurup köylü oturmaktadır. Söz Kara Musa Türbesi’nden açılmıştır. Köylülerden birisi, “ Bunlar hurafe ve boş işlerdir. O binanın içerisinde derviş veya ermiş yoktur. Ben şimdi giderim, orada yattığını söylediğiniz aziz kişiye söverim ve geri gelirim” demiş ve türbeye girmiştir. Beş dakika sonra üstü başı al kan içerisinde geri dönmüştür.

Başka bir rivayet; Kırgız İsmail, komşusunun düğününde yeterince içki içmiştir ve çakırkeyif bir haldedir. Şuursuzca hareket etmektedir. Yolu üzerinde olan türbe duvarına çişini yapmış ve evine girmiştir. Eve girdiğinde üzeri al kan içerisindedir. Karısı korkuyla, “İsmail seni kim bıçakladı” diyerek feryat edince, üzerinin kanlar içerisinde olduğunu görmüş ve türbenin duvarına çiş ettiği aklına gelmiştir ve çok korkmuştur.

Şöyle bir rivayet daha anlatılmaktadır: Türbenin içinde bulunduğu bahçenin sahibi Kara Musa, türbeye olan inancı zayıftır. Çok içki içermiş ve sürekli türbe duvarına çiş yapar ve pislermiş. Türbedeki Dede, Kara Musa’ya birkaç kere rüyasında, bunu yapmaması için uyarmıştır. Ama Kara Musa buna aldırış etmemiştir.

Eskiden hanay evlerin önüne, iki direk üzerine ahşaptan balkon çıkıntı (hayat) yapılır, yaz geceleri ev ahalisi orada yatarmış. Gene böyle bir yaz gecesi Kara Musa, ahşap balkonda uyumaktaymış. Gece yarısı, deprem olur gibi balkon sarsılmaya başlamış. Ne oluyor acaba diyerek, hemen aşağıya inmiş. Yarım metre uzunluğunda boynuzları olan, dev gibi bir camız, balkon direğine dayanmış ve sırtıyla balkonu sallamakta olduğunu görmüş ve korkmuş. O anda camız dile gelmiş, “Erkek neslini alacağım ve sülaleni kurutacağım” demiş ve kaybolmuştur. O günden sonra Kara Musa’nın üç oğlan çocuğu peş peşe ölmüştür.