ONBİR AYIN SULTANINA ELVEDA..
KADİR GECESİNİ BİRLİKTE İHYA ETMEK..
KOMŞUSU AÇKEN TOK YATAN..
NİMETLERİN SAHİBİNE SAYGI GÖSTERELİM..
RAMAZAN AYI ŞENLİK, FESTİVAL AYI DEĞİLDİR…
Manevî değerlerin ön planda olması gereken bir ayda maddî kazanca yönelik programlar düzenlenmek en hafifinden millî ve manevî duygularımızı istismar etmektir. Ramazan-ı Şerif ayı; şenlik ayı, festival ayı değildir. Yeme, içme, savurma, israf etme, müzik şölenleri falan hiç değildir. Ramazan-ı Şerif ayı; sanatçıların, şarkıcıların kol gezdiği festival
RAMAZAN MEKTEBİNDE TALEBE OLABİLMEK…
Ramazan-ı Şerif ayında ibadetlere yoğunlaşan Müslümanlar, gerek sosyal gerekse ruhî açıdan olgunlaşır, kemale erer. Ben, olma yerine biz olma eksenli bir hayatın üyesi olduğunu hatırlar. Ramazan mektebinde kazandığımız bu güzellikler sadece Ramazan’a mahsus olmamalıdır. Müslümanlar olarak kazandığımız bu güzellikleri yıl boyunca muhafaza etmeye gayret sarf etmeliyiz. Güzellikleri
RAMAZAN BİR ZARFA BENZER..
Halkımız, Ramazan-ı Şerif’i kıymetli bir misafir olarak kabul eder. Bu sebeple misafirlerini; “Hoş geldin ya Ramazan” ilahi ve kasideleri ile karşılarlar. Bu kutlu misafir, koynu kucağı dolu gelir. Bizi ibadete, hayra, erdeme, sabırlı ve merhametli olmaya alıştırır. Aç olanımızı doyurur, unuttuklarımızı bizlere hatırlatır, bozup dağıttıklarımızı onarır. Günahlarımızı
Ramazan ve Kur’ân
Kur’ân-ı Kerim’in Ramazan ayında ve Kadir Gecesi’nde indirildiğini biliyoruz. Bu mübarek kitabın tamamı bir günde gelmediğine, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) peygamberlik hayatı boyunca yaklaşık yirmi üç senede tamamlandığına göre, Kadir Gecesi’nde gelmesini “gelmeye, vahyedilmeye başlaması” şeklinde anlamamız gerekecektir. Allah Teâlâ Kur’ân’ın gelmeye başladığı geceyi “mübarek bir gece” olarak
SAHUR VE İMSAK
Sahur Ramazan gecesinde, oruç tutmak niyetiyle kalkıp yenilen ve içilen şeylerdir; bu maksatla kalkmaya, yiyip içmeye de sahur denilmektedir. Hadîs’te “Sahura kalkın, çünkü onda bereket vardır” buyurulmuştur. İmsak ise yiyip içmeye son vermek, oruca fiilen başlamaktır. Sahurun başlangıcı, iftar yemeğinden sonra kişinin yeniden yiyip içecek hale gelmesi
TERAVİH NAMAZI..
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bu namazı kılarlardı, ümmetini de “Kim Ramazan gecesini, imanı gereği ve Allah rızâsı için bu namazla ihyâ ederse onun geçmiş gelecek günahları bağışlanır” buyurarak teşvik etmişlerdir. Kendileri bu namazı önce Mescid’de kılmaya başlamış, cemâati de kendisine uymuşlardı. Bu iki gece böyle kılındı, üçüncü gece
İFTAR SOFRALARINDA İSRAF OLMASIN..!
Maalesef Ramazan ayı girdiğinde iftar sofralarımızı israf sofraları haline gelmektedir. Bunu evlerimizde, davet verdiğimiz lüks lokantalarda veya ailecek değişiklik olsun diye iftar açmak için gittiğimiz lokantalarda ikramda kusur olmasın düşüncesiyle israf sınırlarını fazlasıyla aşarak Rabbimizin bizlere yasak kılmış olduğu çirkin bir fiili işliyoruz. İftar sofralarımızı mütevazi bir
ORUCU BOZMAYAN ŞEYLER:
Şunlar orucu bozmaz: *— Oruçlu olduğunu unutarak yemek, içmek ve cinsel birleşme. *— Oruçlu iken uykuda ihtilâm olmak. *— Bir cinsel objeye dokunmadan bakarken veya düşünürken boşalmak. *— Krem, sürme, koku vb. kullanmak. *— Eşini öpmek. *— Gıybet etmek. *— İstemeden az veya çok kusmak. *— Boğazına
ORUCU BOZAN ŞEYLER:
Orucu bozan şeyler iki gruba ayrılır: Birinci grup orucu bozan, hem kaza hem de keffaret gerektiren, ikinci grup ise orucu bozmakla beraber yalnızca kaza gerektiren şeylerdir.
ORUÇLARIMIZI NASIL TUTALIM..
Oruç imsak vaktinden güneşin batmasına kadar geçen zaman içinde yeme, içme ve cinsî birleşmeyi ibadet niyetiyle terketmektir. Buna göre oruç tutacak kimsenin önce oruca niyet etmesi gerekir. Niyetin sözle olanı, “Yarın Allah rızası için oruç tutmaya niyet ettim” gibi bir ifade ile yapılmış olur. Bunu dili ile
SEBEPSİZ ORUÇ TUTMAMAK
Mazeretsiz oruç tutmamak günahtır, İslâmî değerlerin ağırlığının bulunduğu yerlerde bu davranış ayıp da sayılır. Günahlara ve ayıplara karşı toplumun tepki göstermesi tabiidir ve kaçınılmazdır, ancak bu tepkinin amacı, nefret ettirmek, insanı meselâ günahkâr iken kâfir (inkârcı) kılmak, toplumun düzenini bozmak ve fitne çıkarmak değil, irşâd ve ıslah
ORUÇTAKİ BİZİM İÇİN HAYIRLAR
Eski zamanlarda yaşlılık yüzünden zayıf düşmüş kimselerle emzikli ve hamile kadınlar "orucu tutmakta zorlananlar"a örnek olarak zikredilmiştir. Bunlardan yaşlıların oruç yerine fidye vereceklerinde ittifak vardır. Diğer ikisine gelince, meselâ Şâfiî ve Mâlik'e göre bunlar da fidye verirler, sonra da mazeretleri ortadan kalkınca kazâ ederler. Hanefîler'e göre bu
ORUÇ NİÇİN FARZ KILINMIŞTIR..
Sevgili dostlarım, her ay güzeldir. Ancak Ramazan ayı başka bir güzellik taşır. Her ayda ibadetler, hayırlar yapılır. Ancak Ramazan ayındaki ibadet ve tatlar başkadır.
RAMAZAN AYI VE ADETLERİMİZ
Osmanlı döneminde Ramazan'ın, edebiyat, sanat, günlük hayat, mutfak, eğlence hayatını etkilediği ve bu alanlara damgasını vurduğu bilinmektedir. Osmanlı Ramazan kültürü bütün boyutlarıyla alındığında ancak kitaplara sığacak hacimdedir. Ramazan'a mahsus ekmekler, başta güllâç olmak üzere tatlılar, iftar sofrasını süsleyen iftariyeler, büyüklerin konaklarında verilen diş kiralı ziyafetler dillere destandır.
RAMAZANDA BAĞIŞLANANLARDAN OLABİLMEK
İnsan günde yüzlerce küçük günah işlemektedir, bunlar da çoğalınca büyük günah kadar kötü sonuçlar doğuracaktır. Mümin yılda bir ay oruç tutarak (başka hadîslere göre Cuma namazı kılarak, Kadir Gecesi'ni ihyâ ederek, umre yaparak, abdest alarak...) birikmiş küçük günahlarının affedilmesini sağlayabiliyorsa bu da büyük bir kazançtır.