REKLAMI GEÇ

KİMİN PERFORMANSI ÖLÇÜLÜYOR?

7 Mayıs 2014 Çarşamba

Yazı Tahtasını kim buldu acaba? Bana göre dünyanın en öneml icatlarından biri yazı tahtası. Tebeşir mi önce kullanıldı yazı tahtası mı, ne dersiniz? Ne desek ne düşünsek yadsıyamayız bunların değerini. Akıllı tahtalar ne denli alabilir yerlerini bilmiyorum.

Mili Eğitim genelgeleri yönergeleri bir takım emirleri çıkarırken yazı tahtasına yazmalı ki önce kaldırması ve silmesi kolay olsun. Mili Eğitimde her şey yaz boz tahtasına döndü.

Performans. İkinci kademede ne derece başarılı oldu bilmiyorum. Velilerin performansı mı ölçülüyor, onu da bilmiyorum. Araştırmaya dayalı olması belki velileri de eğittiği için yararlıdır. Öğrencilere kitap okuma ödevi olarak verildiğinde başarılı olduğunu memnuniyetle görüyorum.

Liselerde performans denince her şey farklı sanki. Öğrenciler sınava giriyorlarmış. Sınıfın başarısı % 50’nin altında kalırsa sınav yenileniyormuş. Her iki sınavın sonunda öğrencinin aldığı en yüksek not geçerli oluyormuş. Duyunca çok şaşırdım. Altı sınıfa derse giriyorum, diyelim. Bir dönemde üç yazılı yapıyoruz. En azından otuz öğrenci vardır bir sınıfta. Bir sınavda 180 kağıt, üç sınavda 540 kağıt okur öğretmen. Performansla ikiye katlayın bunu 1080 eder mi. İki dönemde 2080 kağıt okumak zorundadır öğretmen.Bu sistem öğrenciyi de öğretmeni de yanlış yapmaya yönlendirmez mi? Öğrenciler boş kağıt veriyormuş ilk sınavda ikincisi yapılsın diye. Öğretmen de “Sizin istediğiniz not mu, alın size not deyip de gerçek ölçme değerlendirmeyi yapmazsa ne olacak. Güzel ahlaktan , doğru insandan bahseden , amacı bunlar olan bakanlığımız yanlışa sevketmiş olmuyor mu öğrencileri de öğretmenleri de?

Eskiden nasıldı, çok mu iyiydi ? Diyenler olacak. Bizi öğrenciyken tek dersten kalanlar sınıf tekrarı yapıyordu. Tek ders sınavı yapılsın yıl sonunda diye duaya duruyordu herkes. Tabi o sistem de iyi değildi. Orta okulu bitirmek, liseyi bitirmek, sınıfta kalmadan bitirmek büyük başarıydı. Orta okula beraber başladığımız arkadaşların dörtte biri belgelenip ayrıldı. Şimdi belge de nedir? Diyenleriniz olacaktır. İki yıl üst üste sınıfta kalan öğrenciye verilen yazılı kağıdın adıydı belge. Okuma hakkını kaybetmek anlamına geliyordu. En azından bir yıl ayrı kalıyordunuz okuldan. Sonra sınava gireceksin de kazanacaksın da… Bir de toplumun baskısını düşünün….

Performans sınavı eğitimin kalitesini de düşürür. Öğrenciler zaten bir kez okulun kapısından girdiler mi mezun olmaları da kolay oluyor. Ondan sonra üniversitelerin kapılarında, KPSS’de nöbet başlıyor.

Performans sınavları kaldırılmalıdır. Öğrenciler, armut piş ağzıma düş, tarzı eğitimden geçerlerse başarısız bireyler olurlar. Yapılan odur. “Sen ne kadar tembellik etsen de ben sana sınıf geçireceğim, keyfine bak sevgili çocuğum.” Kendi ayakları üzerinde duramayan bireyler yetiştirmekten vazgeçmeliyiz. Ölçme değerlendirmenin tam olduğu, bilenle bilmeyen bir olmadığı, çalışanla çalışmayanın ayrıldığı bir eğitim sistemi getirilmelidir. Robot bireyler yerine ; düşünen, akıl yürüten, uygulamacı bireyler yetiştirilmelidir.

Sevgili Milli Eğitim Bakanlığımız oluşturduğu yazı tahtasını silmeli, Cumhuriyetin dengelerini , andımızı, Atatürk ilkelerini görmezden gelmeyen bir yol çizip, ister renkli ister beyaz ve çıkmaz boyayla yeniden şekillendirmeli eğitim sistemimizi. Yoksa tarih affetmeyecektir yapılan yanlışları.

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

NURAY PAKATCI   -  Bağlantı 7 Mayıs 2014, 15:33

SABRIN PERFORMANSI ÖLÇÜLÜYOR…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı