REKLAMI GEÇ

ANKETLER KAMUOYUNU NE DERECE ETKİLİYOR?

8 Şubat 2014 Cumartesi

Yerel seçimlere 55 gün kaldı ve önümüzdeki günlerden itibaren seçimlerin yaklaştığını daha fazla hissedeceğiz. Parti görselleri ve aday fotoğrafları ile giydirilmiş araçlar, sürekli seyir halindeki seçim araçlarından yapılan yüksek sesli ve ne anlatıldığı anlaşılmayan anonslar, bayraklarla donatılmış seçim büroları, binalara asılan afişler, çoğu hiç okunmadan atık kâğıda dönüşen broşürler, trafiği alt-üst eden araç konvoyları yerel seçimlere gittikçe yaklaştığımızı sürekli olarak hatırlatacaklar.

Yukarıda saydıklarımın haricinde, seçim sürecinin olmazsa olmaz unsurlarından biri de seçim bölgelerinde yapılan kamuoyu araştırmaları sonuçlarına ilişkin haberlerin medyada sıklıkla yer alması.

Kamuoyu araştırmaları diğer bir tabirle anketler, son yıllarda yapılan tüm seçimlerin önemli unsurlarından. Önem derecesindeki bu artışta, anketlerin asıl amaçlarının yanı sıra başka amaçlar doğrultusunda kullanılıyor oluşunun etkisi de oldukça fazla.

Seçim anketlerinin öncelikli yapılma amacı; belirli bir bölgede yapılacak seçimlerle ilgili olarak, parti/aday sıralamasının ne şekilde oluşacağı hakkında önceden fikir edinmektir. Asıl ve birincil amaç budur.

Fakat son yıllarda anketlerin bir başka etkisi ön plana çıkmaya başladı ve bu etkinin seviyesi her seçimde biraz daha yükseliyor. “Kamuoyu araştırmalarının seçmenin karar verme sürecine etkisi” olarak tanımlayabileceğimiz bu etki, kararsız ve/veya iki seçenek arasında kalan seçmenin görüşlerine (sınırlı ölçüde de olsa) yön verebiliyor, seçmenin kararında belirleyici olabiliyor.

Kamuoyu araştırmaların, kararsız bireylerin kararlarını belirleme sürecinde etkiye sahip olmaları özelliğinin bilincinde olan ve seçimi kazanma yolunda her şeyi mübah gören bazı siyasi çevreler; bilimsel kriterler gözetilmeden gerçekleştirilen, gerçekliği şüpheli bir takım araştırma sonuçlarını çeşitli medya kuruluşlarına servis ederek, araştırma sonuçlarını bir reklam ve propaganda aracı olarak kullanıyorlar.

Bu durum, en başta araştırma işini meslek edinmiş araştırmacıları rahatsız ediyor ve bu şekilde yapılan/yayınlanan araştırmalar sektörün de başlıca sıkıntıları arasında.

Bu nedenle; gerek kamuoyu araştırmalarını yayınlayan medya kuruluşlarının gerekse kamuoyu araştırmalarını takip eden vatandaşların, araştırmaların güvenilirliğini test etmeleri, araştırma sonuçlarından önce araştırmanın kendisinin güvenilir olup olmadığına dikkat etmeleri gerekiyor.

Bu noktada araştırma okuyucusuna da önemli bir rol düşüyor. Günlük hayatta kullandığımız diğer ürünleri/hizmetleri çeşitli kalite kontrol testlerine tabi tuttuğumuz gibi, yayınlanan kamuoyu araştırmalarını da bir takım testlere tabi tutmamız gerekiyor.

Peki, vatandaş medyada yayınlanan bir araştırmanın güvenilir olup olmadığını nasıl test edebilir?

Araştırma okuru; öncelikle araştırma ile ilgili bilgileri içeren “araştırma künyesi” diye tabir edebileceğimiz bölümün, araştırma haberi ile birlikte yayınlanıp yayınlanmadığını kontrol etmelidir.

Araştırma künyesi genel itibarı ile yayınlanan araştırma ile ilgili bir takım teknik detayları içerir. Aşağıda sıralayacağım bu detaylardan ilk üçünün araştırma ile birlikte yayınlanması, Yüksek Seçim Kurulu tarafından da (seçim yasakları sürecinde) zorunlu kılınmıştır.

ic

Standart Araştırma Künyesi’nde aşağıdaki bilgiler yer almalıdır;
1- Araştırmayı finanse eden kişi/kurum/kuruluş,
2- Araştırmayı gerçekleştiren kuruluş,
3- Araştırma kapsamında görüşülen denek sayısı,
4- Araştırmanın yapıldığı bölgenin sınırları,
5- Araştırmada görüşülen deneklerin belirlenme yöntemi,
6- Belirlenen deneklerle görüşme için kullanılan yöntem,
7- Araştırmanın gerçekleştirildiği tarihler,

Ambalajının üzerinde; üretim tarihi, son tüketim tarihi gibi bilgilerin bulunmadığı, ürünün içerisindeki maddelerin detaylı belirtilmediği, üretici firma ve üretim yeri bilgisinin yer almadığı bir ürün ile karşılaştığımızda nasıl bu ürünü güvenilir ve satın alınabilir bulmuyorsak; yukarıda sıraladığım maddelerin yer almadığı bir araştırma yayınını da güvenilir ve dikkate değer bulmamamız, şüphe ile yaklaşmamız gerekiyor.

Yukarıdaki bilgilerin yer almadığı bir araştırma raporu;
– Araştırma; bir partinin güçlü olduğu bir bölgede mi yapılmış?
– Araştırma; 200-300 kişi ile mi yapılmış?
– Araştırma; 5-6 ay önce mi yapılmış?
– Araştırma; adayın yakınları ya da parti görevlileri tarafından mı yapılmış?
– Araştırma; kahvelerde ya da insan sirkülasyonunun yoğun olduğu yerlerde mi yapılmış?

gibi soruları, okurun aklına getirebilir ve hem araştırmanın güvenilirliğini hem araştırmayı yayınlayan medya kuruluşunun itibarını zedeleyebilir.

Tüm bu bilgiler ışığında; hem araştırma okurlarından hem de basın kuruluşlarından, yayınlanan kamuoyu araştırmalarında araştırma künyesinin yer alması ile ilgili olarak hassasiyet göstermeleri gerektiğini önemle vurgulamak isterim.
Unutulmamalıdır ki; medyada yayınlanacak araştırma sonuçlarının; kamuoyunda araştırmanın güvenirliğini, tarafsızlığını ve bilimselliğini destekleyecek şekilde yansıtılması, güçlü bir demokratik gelişim için son derece önemlidir.
Tekrar görüşmek dileğiyle, hoşçakalın..

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı