REKLAMI GEÇ

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİN TOPLUM ÜZERİNE ETKİLERİ

6 Ekim 2016 Perşembe

15 Temmuz gecesi Ankara semalarında uçmaya başlayan helikopterler ve F16’ların kulakları yırtan gürültüleriyle dışarı fırlayan Ankaralıların sosyal medya üzerinden ilk haberleşmeleri ve fotoğraf paylaşımlarını Anadolu’nun diğer şehirlerindeki aile, arkadaş ve yakınlarına gönderdikten sonra bu hareketliliğin nedenini anlamaya ve gelen neler oluyor sorularını cevaplamaya çalıştılar.

Eş zamanlı olarak İstanbul’dan benzer görüntülerin gelmesi üzerine televizyonlarının başına geçen Türk halkı beka bilinciyle bunun bir darbe girişimi olduğunu hissetti ve demokrasisine sahip çıkmak üzere gruplar halinde direniş strateşileri geliştirmeye başladılar ve gerekirse çatışmayı da göze alarak meydanlarda çıkmaya başladılar.

Meydanlara ilk inenler Balyoz ve Ergenekon kumpas davalarında mağdur olmuş ve daha yeni tahliye olmuş eski TSK mensupları ile Sayın Devlet Bahçeli’nin yıllardır sokaktan uzak tutmakla öğündüğü “Ülkücü”lerdi. İlerleyen saatlerde Sayın Cumhurbaşkanı’nın cep telefonu üzerinden CNN Türk Televizyonu’na bu bir darbe girişimidir diyerek halkı şehir meydanlarına ve hava alanınlarına davet etmesi üzerine ilk şoku atlatan büyük çoğunluk meydanlara geldiğinde mevzilerin tutulduğunu ve destek bekleyen serdengeçti gençlerin olduğunu görünce umutlar arttı ve direniş hareketi güçlendi.

Sonraki saatlerde Türk kadınlarının da ferasetli davranışlarıyla darbe girişimi püskürtüldü. Gözlemlerimize ve sonradan TV’lerde gösterilen görüntülere göre her kesimden halkın çok büyük bir kısmı 15 Temmuz gecesi sokağa çıktığı görülmektedir.

İlk gecenin şoku atlatıldıktan sonra ilk gece dışarı çıkanların dışında kalanların önemli bir kısmı ilk gün sokağa çıkmasa da sonraki günler demokrasi nöbetlerine katılmıştır. Neredeyse tam 1 ay süren demokrasi nöbetleri tüm yurtta her il, ilçe ve belde meydanlarında gerçekleşirken, sokağa çıkmayan hiç bir kimse kalmamıştır.

Engeli olduğundan dolayı meydanlara inemeyen vatandaşlarımız ise balkonlarından, evlerinden bayrakları ve sosyal medya paylaşımlarıyla demokrasiye sahip çıktıklarını ilan ettiler. Bunun nedeni ise milletin içinden çıkan ve devleti temsil eden ordunun daha da yıpratılmasının tehlikeli olduğunun anlaşılmasıdır. Bunda diğer gruplar daha olup biteni anlamaya çalışırken MHP’nin darbe gecesindeki devletten yana duruşu, düşmanca söylemleri bir kenara bırakması şeklinde zuhur eden etkin tutumu önemli rol oynamıştır. Hatta diğer siyasi parti üyeleri genel merkezlerini darbe girişiminin seyrine göre hareket ettiği ve kendilerine oy verenleri sokağa çıkarma konusunda geç kaldıkları konusunda eleştirmektedir.

Ancak ana muhalefet partisi CHP’nin de hızlı bir şekilde darbeye karşı net ifadeler kullanması ve hemen bir miting düzenlemiş olması iktidarın bu güne kadar ayrıştırdığı diğer gruplara karşı uzlaşmacı bir tavır takınmasını sağlamış ve bu tutum toplumun normalleşme sürecine girmesinde önemli bir rol oynamıştır.

Gerçekten de demokrasi nöbetlerinde son yıllarda yasaklanan “10.Yıl Marşı” ve “Türkiyem” türküsünün Atatürk posterleri ve Türk Bayrakları altında “hepbirlikte” söylenmesi uzlaşma ve tek bir hedefe odaklanma kültürünün ve yeni bir başlangıcın talep edildiğinin bir göstergesiydi. Türkiye’nin normalleşmesi ise şu anda tüm dünyada güvensiz bir ülke kategorisine düşen Türkiye’nin bu girdaptan bir an önce çıkmasına yardımcı olacaktır.

Bu süreçte tabii ki darbe girişimi içinde yer alan aktörlere mevcut hukuk prensipleri ve uluslararsı konjontöre göre idam cezası uygulanması mümkün olmadığı için en ağır cezaya çarptırılması gerekmektedir ancak, FETÖ mensuplarının ve ihbarlar üzine başta kamu kurumları olmak üzere bulundukları görevlerden tasfiye edilenlerin adaletli ve hızlı bir şekilde yargılanması, yurt dışındaki FETÖ lobisine karşı bir lobi faaliyetine girişilmesi özellikle OHAL kapsamında atılacak adımlarda titiz davranılması batı ile ilişkilerimizin kopmasını engelleyecektir.

Sonuç olarak Türk Milleti darbe girişimine karşı açık ve kesin bir tavır sergilemiş, demokrasiye kastedenlerin karşısında bir bütün olarak durmuş, vatan sevgisini kanı canı pahasına ifade etmiş “söz konusu demokrasi ise gerisi teferruattır” demiştir.

Yani millet her zaman olduğu gibi doğru olanı yapmıştır. Şimdi sıra yöneticilerin iç politikadaki gerginliği yıktıkları gibi, dünyaya doğruları anlatmak üzere hep birlikte Türkiye’yi uluslararası camiada hakettiği yere getirme çalışmalarına gelmiştir.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı