REKLAMI GEÇ

Demokrasi Testi

27 Ekim 2016 Perşembe

15 Temmuz darbe girişimini demokratik yöntemlerle bertaraf eden Türk Milleti, sonrasında da 81 ilin meydanlarında günlerce süren demokrasi nöbetleri ile demokrasiye inandığını ve gerektiğinde canı ve kanı pahasına savunacağını haykırdı. Vatandaşımız bu direnci demokrasinin ne anlama geldiğini çok iyi bildiği ve demokrasi bilincine sahip olduğu için gösterdi.

Peki üzerine titrediğimiz demokrasi kavramının güncel anlamı nedir? 20. Yüzyılda Avrupa’da demokrasi düşüncesinin kökleşmesinde en etkin katkıyı sağlamış olan bilim insanı Karl Raimund Popper en yalın ifadeyle demokrasiyi, “Halkın onaylamadığı bir yöneticiyi kansız bir şekilde görevden alabildiği” yönetim şekli olarak tanımlıyor. Tabii aynı şekilde istenmeyen yöneticinin kendi rızası ile görevinden ayrılması da demokratik teamüllerden sayılıyor. Bu tarz yönetimlerde hakimiyet millette oluyor ve egemenler baskı yapmak yerine kendileri adalet önünde hesap vermeye ve şeffaf olmaya zorunlu tutuluyor. Tüm bu kurallar manzumesi çerçevesi içerisinde millet iradesinin gerçekleşmesi ve hukukun herkese eşit uygulanması için yasal yollar açık oluyor.

Peki hepimizin desteklediği demokrasi nöbetlerinden sonra evrensel demokrasi kavramına ne kadar uyuyoruz? Bunun mini bir testini yapmaya ve aşağıdaki soruları samimiyetle cevaplamaya, eksiklerimiz varsa tespit etmeye ve Türk demokrasisini iyileştirmeye var mısınız?

Demokrasilerde büyükler sevilir küçükler sayılır. Bizim ülkemizde bu kural nasıl uygulanıyor? Örneğin büyük olan, güçlü olan, zengin olan küçüklere, zayıflara, fakirlere bırakın konuşma hakkını gerçekten hakkı olanı zamanında veriyor mu?

Örneğin güçlü ve büyük olan bir kamyon veya araç küçük ve zayıf olan bir bisikletliye veya yayaya trafikte saygı gösterip hakkı olan yolu veriyor mu?

Toplumun demokrat olması için önce kişinin kendisinin demokrat, yani farklılıklara hoşgörülü olması gerekir. Ben ne kadar demokratik davranıyorum?
Demokraside en ulu erdem insanın özgürlüğüdür. Özgürlüklerimizin kısıtlanmasına tahammül edemiyoruz. Başkalarına özellikle kadınlara ve gençlere gelince özgür davranmalarına nasıl bakıyoruz?

İfade özgürlüğü konusunda düşüncelerimiz nelerdir?

Gençlerin veya hakkını aramak isteyen bir grubun hakkını arama özgürlüğüne nasıl bakıyoruz?

Kurum, kuruluş veya yöneticileri eleştirme özgürlüğü nasıl karşılanıyor?

Devlet dairelerinde ve özel kuruluşlarda zengin, fakir, bürokrat, kadın, erkek ve yaşlılar için tarafsızlık söz konusu mu? Yoksa kişiye özel muamele yapılıyor mu?

Kişinin hakları ve görevleri şeffaf ve anlaşılır bir şekilde açıklanıyor, zamanında bildiriliyor ve uygulanıyor mu?

Çalışanların tamamı sosyal güvenlik sistemine dahil edilmiş mi?

İnsanlar gece, gündüz (park, orman, araç, asansör, arka sokaklar, pazar yeri vs.) her yerde kendilerini huzur ve güven içinde hissediyorlar mı?

Mahkemeler hızlı bir şekilde adalet dağıtıyor mu? Yani hukuk işliyor mu?

Kanunlar açık, anlaşılır, eşit, iyi düzenlenmiş ve uygulanıyor mu?

Adalette, iş dağıtımında siyasi kayırmalar oluyor mu?

Demokrasinin parlamenter sistem veya başkanlık sistemi ile de alakası yoktur. Şu an dünyada demokrasisi iyi işliyor denilen ve durumu Türkiye’den önde olan sadece bir ülke vardır. O da hepimizin malumu USA’dır. Fakat durumu Türkiye’den iyi denilen ve parlamenter sistem ile yönetilen ülke sayısı sadece Avrupa’da 23’tür.

Bir ülkede tüm bunlar eksiksiz gerçekleşiyorsa, o ülkede demokrasi sağlam temellere oturmuş ve işliyor demektir. Bunlar yoksa o ülkede demokrasi yoktur. Demokrasi yoksa adalet olmaz. Adaletin olmadığı yerde gerçek kalkınma olmaz. Sadece rant olur. Bunlar var deniliyorsa birilerine iltimas geçiliyor demektir. Demokrasi sevgi demektir. Halbuki iltimas ve birilerinin kayırılması sevgi yerine nefret ve düşmanlık doğurur. Bu yüzden demokrasi kişi ve gruplar için değil, herkes için vardır.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı