REKLAMI GEÇ

SPORDA BAŞARIYI UNUTUN ARTIK

28 Aralık 2017 Perşembe

Türkiye müthiş zeki bir gençlik potansiyeli ve binlerce yıllık birikime sahip bir devlettir. Fakat kurumlarının kapsayıcı olmaması, yanlış yönetimi ve yetersiz eğitim sonucunda birçok konuda dünya ile yarışamayan ve rekabet edemeyen bir durumdadır. Gençlik ve Spor Bakanlığı 2017/2018 öğretim yılı başında yayınladığı yeni düzenleme ile milli sporcu burslarının çoğunluğunu kesmiş, bir kısmını azaltmış ve kalan kısmını da öğrenci kredisine çevirmiştir. Uzak yakın demeden her alana kaynak aktarılırken, ülkenin tanıtımına ve gelişimine büyük katkılar sağlayacak Türk sporcularının bu cılız destekleme programı ile iyi beslenmeleri ve motive olmaları mümkün değildir. Bu uygulama ile artık spor alanında da başarıyı tamamen unutmamız kaçınılmazdır.

Türkiye’nin bilim insanına, doktora, iktisatçıya, mühendise nasıl ihtiyacı varsa, aynı derecede sporcuya da ihtiyacı vardır. En iyilerin yarıştığı, güç, zarafet, ahlak, zekâ ve efendiliğin sergilendiği son 3 olimpiyattaki başarısızlığımıza bakınca bunun önemini daha iyi anlıyoruz.

2008 Pekin Olimpiyatları’na 28 branşa sadece 12 branşta katıldık ve güreşte bir devşirme sporcuyla sadece bir altın ile dönebildik. Diğer dört gümüş ve üç bronz madalyayı da halter, tekvando, atletizm ve boksta kazandık.

2012 Londra Olimpiyat Oyunları’na 16 branşta katılan sporcularımızdan atletizmde 1500 m’de altın, yine 1500m’de gümüş, Tekvandoda Servet Tazegül ile 68 kg’da altın ve Güreşte 120 kg Rıza Kayaalp ile bronz madalya kazandık. Sonradan sporcularımızın dopingli oldukları anlaşıldığı için atletizmden aldığımız madalyaları geri verdik.

2016 Rio Olimpiyatları’na büyük yatırım ve desteklerle katılan Türkiye, güreşten 5, halter, tekvando ve atletizmden birer madalya kazandı ve genel sıralamada 41’inci oldu.

Bu tabloya baktığımızda üzülüyoruz. Ancak hiçbir başarısızlık sebepsiz ortaya çıkmaz. Bunun da sorumlusu elbette eğitimdeki zayıflık. Kötü ve bilinçsiz beslenme ve medya. Okullarda beden eğitimi derslerinde geleceğin sporcuları seçilmiyor ve beden eğitimi dersleri genellikle boş geçiyor. Hiç bir takım oyunu veya sporun kuralları öğretilmiyor. Medya ise spor programlarının içini sadece futbol ile dolduruyor. Hâlbuki hem okullarda hem de medyada değişik spor dallarına karşı gençleri özendirici bilgiler verilebilir. Gençleri hiç çalışmadan kolay yoldan zengin olma hayalleri ile diploma sahibi yapıyoruz. Hâlbuki başarılı olmak için sistemli ve programlı çalışmak gerekiyor. Pekin 2008 olimpiyatlarından günümüze kadar sadece 10 yıl geçti. Çin’in bu süre içerisinde nasıl dünya devi olduğuna bir bakınız.

Dünyaya baktığımızda bizim spordan ve sporcudan anladığımız ile dünyanın anladığı arasında dağlar kadar fark olduğunu görüyoruz. Yukarıda belirttim olimpiyatlarda tam 28 branş var. Bizde spor deyince, hemen üç büyük takımdan bu yıl hangisi şampiyon olacak diyerek futbol tartışılmaya başlanıyor. Maça kavgalı, dövüşlü ve küfürlü giriyor, maç sonunda galip gelen takımın taraftarı sevinçten sağa, sola ateş açıyor. Hâlbuki spor sadece futboldan ibaret değildir. Ancak ne bunları biliyor ne de başarılı bir şekilde yapmaya çalışmıyoruz.

Tabii eğitim sistemini düzeltmek birçok şeyi değiştirir ancak, bu her konuda olduğu gibi sporda yapılanları sorgulamadan kapsayıcı kurumlar oluşturmadan mucizeler yaratmaz.

Sporda kapsayıcılığın anlamı şudur. Öncelikle milli takıma alınacak sporcular torpil ve kayırmacılık yapmadan tespit edilmeli. Kafileler tamamıyla sporun içinden gelen, antrenör, psikolog, masör, beslenme ekibinden oluşmalı. Turnuvalar, eş dostun devletin sırtından ağırlanacağı turistik seyahatler değil, tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla dünyanın dört bir tarafında mücadele edilen, milletin temsil edildiği modern savaş meydanlarıdır.

Tabii başarısızlığın kılıfı da hazır. Yabancı hakemler zaten bizi sevmiyor. Hep aleyhimizde karar veriyor. İşin garibi nüfusumuzun büyük çoğunluğu torpille götürülen bu sporcularımızın büyük yetenek ve potansiyele sahip olduğuna ve fakat başarılarına mani olmak isteyen dış güçlerin ayaklarına zincir vurduğu için geri kaldığına inanıyor. Sanki o zincirler olmasa atletlerimiz bir füze gibi hedefi delip geçecek.

Hiç kendimizi kandırmayalım başarılı gençlerin önünü bizden değildir diye keserek, haklarını yiyerek kurduğunuz takımlardan başarı beklemeyin. Torpille ve entrikalarla götürdüğünüz insanların amacı ülkemizi başarıyla temsil etmek değil, eğlenme, gezme, keseyi doldurma ve yalakalık dümeni üzerine. Üstüne üstlük nüfusta, coğrafi büyüklükte, ekonomide, sanayide, kültürde, sanatta, sporda dünyada ilk 10’a girecek potansiyele sahip Türkiye, kendisi sporcu yetiştirmek yerine, Afrika’dan veya diğer ülkelerden, Türkçe bile öğrenecek eğitim almamış devşirme sporculara vatandaşlık vererek ve hesapsız paralar harcayarak bizi temsil etsin diye turnuvalara sokmak maalesef sorunlarımıza ve başarısızlığımıza çözüm olmaz.

Milli Eğitim Bakanının dediği gibi bizim en önemli kaynağımız insanımız. Artık bu hatalardan ders çıkarma zamanı gelmiştir. Türkiye gerçekten önemli insan kaynağına ve gençliğe sahiptir. Kayırmacılığı ve adam ithalatını bırakıp, gerçekten ülkesi için kanı gibi ter dökecek sporcuları göz ardı etmeyi bırakınız. Bunu bıraktığınızda milli formayı hakkıyla giyen çocuklarımızın iyi beslenmesi ve hayata tutunmaları için gerekli öğrenim burslarını derhal tekrar başlatınız.

Sadece burs almak, gelir elde etmek için milli takıma alınmış olunan torpilli kişilerin bursu zaten şu an kesilmiş durumda. Bu çok iyi olmuş ve bunu alkışlıyoruz. Bunlar ayıklandıktan sonra başarılı olmuş, Dünya ve Avrupa şampiyonalarında madalya almış milli sporcuların bursunu ödeyecek kaynak bu sayede yaratılmış olur. Her platformda Türkiye’yi en iyi şekilde temsil eden bu gençler gerçekten en iyi olmak için çok çaba sarf etti. Çok ağır antrenmanlar yaptı. Zorlu maçlar yaptı. Yurt dışında ülkemizi başarıyla temsil etti. Şu an kimi sakatlıktan, kimi torpil bulamadığından belki milli takımda değiller. Ancak aralarında daha geçen yıl madalya almış olanları var. Bu gençler aktif değil diye bursları kesilemez. Çünkü lisans, yüksek lisans veya doktora eğitimleri devam ediyor ve millilik bursuna ihtiyaçları var.

Yerli veya göçmen çalışmayan milyonlarca insana karşılıksız yardım eden Türkiye sayıları oldukça az fakat gerçekten mağdur durumda olan madalyalı milli sporculara burs verecek güce sahiptir. Bu yanlıştan bir an önce dönülmez ve motivasyon kaynağı olan milli sporcu bursu kesilecek olursa, Türk sporu, sporcusu bir daha canlanamaz. Milli şuuru ve milli gururu olan sporcu da yetiştiremeyiz. Sadece ithal sporcular ile de gelecekte fazla beklenti içine girmemekte fayda var. Devlet sporcu gençlerinin yanında olmadığı ve yüksek motivasyon ve milli şuur ile eğitmediği sürece başarıyı daha çok bekleriz. Başarı yerine de ithal sporcu ve futbolcu transfer ücretlerini konuşmaya devam ederiz.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı