COVID-19’UN NEDEN OLDUĞU TRAVMA

Bütün dünyayı kasıp kavuran COVID-19, stresi, duygusal sorunları, uyku bozukluklarını, kas gerginliğini, baş ağrısını, sindirim sorunlarını, savunma sisteminin zayıflığını, ölümleri ve ailede huzursuzluğu da beraberinde getirmiştir.

Yapılan yeni araştırmaların sonuçlarında, COVID-19’un milyonlarca insanda uzun süreli duygusal ve psikolojik bozukluklara neden olabileceğine dikkat çekilerek, şimdiden koruyucu önlemlerin alınmasının önemi üzerinde hem fikir olunduğu görülmektedir.

Araştırmalarda duygusal sıkıntıları en aza indirme ve psikolojik stresi azaltmayı amaçlayan stratejiler belirlenmeye çalışılmıştır. Bu stratejiler de sık sık güncellenmektedir.

Araştırmaların önerdiği bu stratejiler nelerdir?

Vücut stresi azaltılmalı. Stres vücuttaki hormon dengesini bozar ve kan dolaşımını azaltarak hücrelerin normal çalışmasını olumsuz olarak etkiler. Gerginlik, ağrı, sindirim bozuklukları, dikkat eksikliği, hafıza ve uyku problemleri, kalp-damar hastalıkları riskini ve insüline direnci artırır.

Stresliyken nefes alma yüzeyselleşir ve vücuda daha az oksijen alınır. Oksijenin olmadığı yerde hayat olmaz, az olduğu yerde ise stres olur. Stresin azaltılması için kendinize biraz zaman ayırın. Doğru nefes aldığınızdan emin olun.

Diyafram nefesini öğrenin ve bunu hayatınıza geçirin. Stresliyken nefesinizi kontrol edin, nefesin varlığını hissetmek ve diyafram nefesine geri dönmek stresinizi azaltacak ve beyinde oksijen miktarı artacağı için daha iyi düşünmenize yardımcı olacaktır.

Yattığınız yerde gevşetme egzersizlerini nefesinizle yapın. Gevşetme egzersizleri kasları gevşeterek kan dolaşımını artırır.

Youtube videolarını seyrederek yoga egzersizleri yapabilirsiniz.

Rahatlatıcı bir müzik eşliğinde ruhunuza hitap eden yayınlar okuyabilir, meditasyon yapabilirsiniz.

Kötü haberlerden uzak durulmalı. Size faydasının olmayacağını düşündüğünüz ve sürekli tekrarlardan oluşan haberlerden kendinizi uzak tutun. Böylece, enerjinizi kendinizi yenilemeye harcamış olursunuz. Enerjinizi tasarruf edin, nereye harcanması gerektiğini düşünerek harcayın. Parayı bulabilirsiniz ama enerjinizi bitirdiğinizde geri dönmesi zor olabilir.

Tanıdıklarınızla iletişim kurun. Konuşmaktan en çok zevk aldığınız, şikayet etmeyen, size ilham kaynağı olacak, gülmekten hoşlanan insanlarla iletişim haline geçin, ya da siz onların böyle davranmalarına yardımcı olun. Insanlar sizinle konuşmak için can atsınlar. Unutmayın ki hayattaki hiçbir şey kalıcı değil, mutlaka bu durum değişecek. Bize düşen görevlerden biri positif düşünceyle başkalarına umut kaynağı olabilmektir.

Evde aktiviteler yapın. « Evde kalınca temizlik ve yemekten başka ne yapılır ki » demeyin. En azından en çok sevdiğiniz bir müzik eşliğinde üç dakika dans edebilirsiniz. Çocukluğunuzu hatırlayıp zıplayabilirsiniz. İçinizdeki sıkıntıları bir kağıda döküp sonra yakabilirsiniz. Pencereyi açıp derin nefes alıp, sağlıklı olduğunuz için şükran duyabilirsiniz.

Kendinize bakım yapın. Yüzünüze maskeler hazırlayabilirsiniz. Yeşil çaylı ılık pamukları gözünüzün üstüne koyup rahatlayabilirsiniz. Ayaklarınıza ellerinizle masaj yapıp iç organlarınızın kan dolaşımını arttırabilirsiniz.

Yukarıda sözettiğim öneriler herkesin yapabileceği basit stratejilerdir. Şimdiden önlem alınırsa, bilim adamlarının şuan endişe duyduğu, gelecekte yaşanabilecek bedensel, ruhsal ve duygusal sorunların oluşma riskinin azaltılması mümkündür. Charlie Chaplin’in dediği gibi “bu dünyada hiçbir şey kalıcı değil. Hatta sorunlarımız bile.” Bu sözü de göz önüne alarak, bu zor durumun kısa sürede aşılacağı umuduyla…

Herkese sağlıklı ve güzel günler diliyorum.