KETEN TOHUMU DEYİP GEÇMEYİN

Binlerce yıldır kullanılan keten tohumunun önemi, üzerinde yapılan araştırmalar ve sağlık üzerindeki etkilerinin ortaya çıkarılmasıyla son on yılda daha da önem kazanmıştır.

Keten tohumunun içerisinde lif, protein, omega-3 (ALA), lignan, antioksidan, manganez, magnezyum, vitamin B1, B6, selenyum, bakır, phosfor, folat, demir, potasyum, çinko bulunur. Bu özelliğinden dolayı kilo vermeyi kolaylaştırır, iştahı baskılar, şeker bağımlılığını azaltır ve kolesterolün düşmesine yardımcı olur. Kalp ve damar hastalıkları, şeker hastalığı, kanser (bağırsak, meme, yumurtalık, prostat kanseri gibi) oluşma riskini azaltır. Menopoz ve hormon dengesizliğinin düzenlenmesine yardımcı olur. Cilt güzelliğine, tırnakların ve saçların canlı ve güçlü olmasına katkıda bulunur. Sindirim ve barsak sisteminin düzenli ve doğru çalışmasını sağlar. Kanın pıhtılaşma eğilimini ve yüksek tansiyon oluşma riskini azaltır.

Keten tohumu öğütülmeden yenildiğinde, sindirilmesi zor olduğundan içerisindeki yukarıda saydığım vitamin, mineral ve yağlar hücreler tarafından kullanılmadan dışarı atılır. Bu nedenle, en yararlı tüketim yolu; öğütülerek toz haline getirilmesi, çimlendirilmesi veya « soğuk sıkım » yolu ile elde edilen keten tohumu yağının tüketilmesidir. Keten tohumunun kalitesine, tohumun çimlenip çimlenmediğine göre karar verebilirsiniz.

Çekilmiş keten tohumu veya yağı havaya, ısıya ve ışığa hassastır. Bundan dolayı buzdolabında, karanlık ortamda, ağzı hava almayacak şekilde saklanmalı veya toz haline getirildiğinde bekletmeden tüketilmelidir.

Günde 2 veya 3 yemek kaşığı çekilmiş keten tohumu tüketilmesini öneririm. Günde 2 yemek kaşığı keten tohumu yağı tüketmek saçın, cildin ve gözün kurumasını engelleyerek yeterince nemli kalmasına yardımcı olacaktır.

Keten tohumunun öğütülmüş hali veya yağını düzenli olarak ve yeterli miktarda tüketmek, vücudun normal çalışmasına katkıda bulunacağı gibi yukarıda söz ettiğim birçok hastalığın da oluşma riskini de azaltacaktır.

Sağlıklı ve güzel günlere…