10 OCAK
10 Ocak 2019 Perşembe
Dört dörtlük değiliz.
Çağ bilişim çağı. Her sektörde olduğu gibi ister istemez gazetecilikte de bir dönüşüm yaşanıyor. Hızlı bir değişim…
Bu süreç taşların yerine oturma, tanımların yenilenme, metodların değişme dönemi. Öyle ki; yeni yeni yüzler, yeni platformlarda gazetecilik yapmak amacı ile ortaya çıkıyor olabilir.
İyiyi kötüyü ayırmada, doğruyu yanlışı ayırmada henüz çok erken. Meslek sancılı bir süreçten geçiyor. Biz de şöyle sağlama alıyoruz… Diyoruz ki, “yaşamını bu meslekten kazanan” gazeteci tanımının içinde şimdilik koruyucu bir kalkan.
Söylediğim gibi dört dörlük değiliz. Çok bilge filan da değiliz. Hepsi geçecek. Dönüşüm tamamlandığında ya da daha farlı bir düzleme yaslandığında bugün görülen arızaların büyük kısmı ortadan zaten kalkmış olacak. O yüzden bizim mahalle için hüküm vermek yanlış olur. Daha çok erken…
***
Bugün 10 Ocak… Çalışan gazeteciler günü… Sağ olsunlar dört bir yandan tebrikler alıyoruz, hatırlanıyoruz…
Başta siyaset dünyası olmak üzere, bürokrasi, iş dünyası, medya ile iç içe geçmiş ilişkilere sahip hangi sektörün temsilcisi varsa artık…
Bizim de söyleyecek sözlerimiz var…
***
Bir arkadaşımıza yapılan saldırıyı hepimiz üzerimize alıyoruz. Sıranın bize geleceğini bildiğimiz için. İstanbul’da olmuş ya da daha uzak bir kentte yaşanmış fark etmiyor. Kahroluyoruz.
Denizli’de olmuyor mu sanıyordunuz…
Bugün 10 Ocak’ı tebrik edenler bizatihi gazetecileri kendileri toplumun önüne attılar bu kentte.
Ak Parti il başkanı, Serkan Urgancı arkadaşımızı hedef göstermişti.
Denizlispor yönetimi. taraftarlara beni hedef göstermişti.
Daha bir iki gün önce MHP il başkanı Sedat Kurt arkadaşımızı hedef göstermişti…
Bu insanların sesi oluyoruz biz. Bu kısmı aramızda kalsın ama bazen kendileri söylemeye cesaret edemediklerinde ortaya çıkıyoruz.
***
Bugünü anlı şanlı açıklamalarla kutlayan yerel yönetim liderleri mesela. Ne kadar saygılılar gazetecilere…
Hiç de değiller kimse darılmasın. Bir etkinliklerini, çalışmalarını görüntülemek fotoğraflamak istediğimizde kendi medya orduları altında eziliyoruz.
Belediye başkanlarını adım adım takip eden basın birimleri her zaman en önde, sahnede foto muhabirlerinin kamaremanların kadrajlarındalar her zaman.
Gerçekte olanı biteni anlatacak olan biziz ama en önde kendi basın birimleri, kendi adamları. Gazetecilere iş bile yaptırmıyorlar. Ne reklam hastalığı bu…
***
Daha önemlisi artık bizimle yüz yüze gelmek bile istemiyorlar. Artık davet filan aldığımız yok etkinlikler için. Kendi basın birimleri fotoğraflıyor, yazıyor ve servisliyor.
Farklı bir gözün görmesi yasak gibi… Bir soru sorma olanağınız yok. Ne verdilerse onunla yetinmek zorundasınız. Ya da ‘bunu yayınlamaktan başka şansınız yok” der gibi…
Sonra da şikayet ediliyoruz.
***
Bugün 10 Ocak çalışan gazeteciler günü… Bu ortamda çalışanlar için yine teselli olabilecek bir yönü var kutlamaların. Şimdilik bir işleri var.
Ya çalışamayan, çalıştırılmayan arkadaşlarımız… Onlara her gün zehir.