REKLAMI GEÇ

ÇİFTE STANDARDI BIRAKIN

12 Mayıs 2018 Cumartesi

Engelliler Haftası çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Her yıl geleneksel olarak gerçekleştirilen bir etkinlik var. Engelli gençlerin askere alınış törenleri.

Malum engellerinden dolayı askere kabul edilmiyorlar. Böyle özel günlerde bir günlüğüne de olsa kamuflaj giymek onlar için çok büyük bir olay. Oradaki sevinci, güzelliği yaşayanlar çok iyi bilir.

Denizlimizde de bu etkinlik her yıl askeri alan içinde gerçekleşir. Elbette askeri alan olduğu için herkes içeri davet edilemez.

Komutanlık her yıl o töreni takip edecek gazeteciler için akreditasyon uygulaması yapar. Kentteki medya kuruluşlarından akredite olacak personelin bildirilmesi istenir, kuruluşlar da isim bildirir. Bu tür etkinliklerde içeri sadece bu gazeteciler alınır. Bu alışageldiğimiz uygulamadır.

Bu yıl engellilerin temsili olarak askere alınması töreni önceki gün yapıldı. Fakat her kim karar verdiyse konu medya olduğunda bir çifte standart yaşandı. Komutanlık sadece TRT ve Anadolu Ajansı’nın muhabirlerini törene davet etti.

Artık gerekçeleri her ne ise bilmiyorum ama gazetecilerin askeri alana girmesine izin verilmedi. Davet de edilmediler zaten. Bu yıl ne oldu da bu yönde bir karar verdiler anlamak mümkün değil.

Birkaç gün önceki tatbikata Türkiye’nin dört bir yanından muhabirler dahil edildi ama içerde engellilerin sevincini fotoğraflamak isteyen Denizlili gazeteciler arasında ayrım yapıldı.

Bu uygulamaya tüm gazeteci arkadaşlar tepki gösterdiler. Watsapp grubunda tepkilerini paylaşanlar oldu.

Bazı arkadaşlarım biz ‘Yunan basınımıyız?’ diye sordular, haklılar.

Malumunuz 15 Temmuz darbe girişiminde bulunan hainler arasında askeri personel sayısı bir hayli fazlaydı. Zaten darbenin de onların komutasında yapılması planlanmıştı. Hala Türkiye’nin dört bir yanında muvazzafların FETÖ mensubu oldukları için gözaltına alındıklarını, tutuklandıklarını görüyoruz.

Kamuoyu nezdinde TSK’nın kötüleşen imajını düzeltmesi, halk nezdinde karşılık bulması açısından bu tür organizasyonlar bir fırsat olarak görülmeli. Oysa Denizli’de karar vericiler artık hangi endişeyi duyuyorlarsa gazetecileri içeri davet bile etmiyorlar. Gidenleri de almıyorlar.

Eğer gazetecilerden yana bir endişeniz varsa söyleyeceğim o ki önce TSK’daki bu yapının sonunu getirin. Sonra bize bakarsınız…

Yok eğer içerde gazetecilerin ve kamuoyunun görmesini istemediğiniz askeri unsurlar, ekipmanlar vesaire varsa töreni daha uygun bir yerde yapınız.

Doğrusu bu muameledeki amacı anlamış değilim. Daha önemlisi, gazetecilere izin vermeyen asker neden belediyelerin basın birimlerine izin verir. Siyasiler oradaki töreni daha devam ederken sosyal medya hesaplarından paylaştılar bile… Orada gazetecilerin görmemesi gerken şey nedir merak ediyorum. Yasakçı zihniyetin bundan bir şey sakladığını düşünmek de benim işimin bir gereği. Bu iş güzel olmadı. Güzel bir sevinç fotoğrafını çekmeyi isterdik. Bir komutanın babacan tavrı ile engelli bir gencin yanağını şefkatle okşadığı anı ölümsüzleştirmek isterdik. Belli ki bize duyulan saygı bu kadar. Ayıp ettiniz…

***

Bir okulda bayan öğretmen ile erkek öğrencisi arasında ilişki yaşandığına dair haberi endişe ve hayretle izledik, okuduk geçen hafta…

DHA’dan Ramazan Çetin kardeşimin özel haberiydi. Daha bakamadığı bir kaç iğrenç dosya daha var. Hatta bir tanesi yayınlanacak cinsten bile değil. Bu haber Razan Çetin’in habercilik kalitesi olarak arkadaşlarına bir kez daha fark attığının güzel örneklerinden biri.

Sonrasında yaşananlar ise yöneticilerimizin dikkatsizliğinin, acemiliğinin ürünü…

Söz konusu haberi ilk kez DHA servisledi. Ama servisi yaparken son derece dikkatli davrandı. Ne öğrencisi ile ilişki yaşayan öğretmenin, ne de öğrencinin ismini açıkça yazmadı. Özellikle okulun ismini de yazmadı.

Çünkü okulun ismini yazmak, öğrenci ve öğretmeni doğrudan açıklamaktan farksızdı.  Kaldı ki, aynı okuldaki diğer öğrenci ve öğretmenlerin hatta okul idarecilerinin düşeceği durumu da göz önüne almışlardı. Haklı olarak kimliğin belirlenmesine yardımcı olacak herhangi bir unsur haberde geçmiyordu.

Ama Denizli Valiliği ne yaptı bilin bakalım… Olaya ilişkin soruşturmaya dair bilgi notu paylaşırken okulun ismini açıkça verdi.

Dolaylı olarak hem öğretmeni hem öğrenciyi de afişe etmiş oldu. Dahası aynı okuldaki öğrencileri ve onların velilerini de ne duruma düşürdü siz düşünün.

Biraz daha dikkatli olunmalıydı.

**

Kentimizdeki tüm belediyelerin basın birimleri var. Elbette belediye çalışmalarının halka ulaştırılmasında etkili görevler üstleniyorlar. Videolar, resimler çekip bunu servisliyorlar.

Halka ulaşım aracı olarak da doğal olarak medyayı kullanıyorlar. Burada asıl olanın medya olduğunu hatırlatmak istiyorum.

Çünkü davet edildiğimiz bir etkinlikte hatta bırakın etkinliği bir cenazede bile en önde bu personel, tüm medya mensuplarının önünü kapatıyor ve gazetecilerin zaten rahat olmayan çalışma şartlarını daha da kötüleştiriyorlar.

Bunlara ‘dur’ diyen bir yetkili yok. Aksine resim çekmedikleri ya da çekemedikleri için azarlandıklarını biliyoruz.

Sevgili belediye başkanları. Bırakın reklamı da adam gibi işimizi yapalım. Zaten sözlerinizi halka ulaştırmak görevi bize ait. Araya adam sokmayın.

Bir diğer konu da zaten bizlere ihtiyaçlarının olmayışı. Düzeni iyi kurmuşlar. Artık etkinliklere davet bile edilmiyoruz. Kendileri çekip kendileri oynuyorlar.

Belediye ya da bazı kamu kuruluşlarının basın birimleri çekiyor, haberi hazırlıyor, yayınla diye bize mail olarak atıyor.

Oysaki gazetecinin orada olup gözlemlemesi, soru sorması gerekiyor. Heralde bu sorulardan biraz sıkıldılar. Kim bilir belki de istemedikleri soruların sorulmasını istemiyorlardır. Ya da olumsuz bir gelişme endişesi yaşıyorlardır.

Ne saklıyorlarsa artık…

Oysa bazı kuruluşların basın birimlerinin varlığı yeni bir şey değil. Geçmişte de vardı bu durum. Ama geçmişte öncelikli olarak bu birimlerde çalışan insanlar basın mensuplarına yardımcı olmaya çalışırlardı. Ve elbette gazeteciler her etkinliğe davet edilirlerdi. Bazı etkinliklere hiç kimse gitmez, bazılarına ise çok kalabalık bir kitle katılmak isteyebilir.

Tek bir kişi bile olsa dışarıdan bakan bir gözün her zaman farklı detayları yakalayacağını, düşünmediğimiz perspektifleri sizlere sunabileceğini, eleştirinin faydalı olabileceğini de kabul etmeniz gerekecek.

Biraz zor olacak ama…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı