REKLAMI GEÇ

TÜRKARSLAN KOMPLEKSİ

31 Mayıs 2018 Perşembe

İyi Parti’de milletvekili sıralaması kesinleştikten sonra hayal kırıklığı yaşayan çevreler olabilir. Bu durum her parti için genellikle aynıdır. Sıralama beklentilerini yüksek tutanları mutsuz, düşük tutanları mutlu edebilir.
Bazı durumlarda ise listelerin belirlenmesi öncesi yapılan çalışmaların karşılığı alınır o kadar…

Bir kadın hareketi olarak başlayan İyi Parti’nin Denizli listesinde ilk iki içinde bir kadının yer alması şaşırtıcı değil. Bazı çevreler başka beklentiler içinde olabilir ama bana göre Şule Türkarslan’ın ikinci sırada yer alması da şaşırtıcı değil.

İlk sıra ise partide zaten tartışmaya açık bir konu değil. Kuruluş sürecinin yüklenicilerinden, yaptığı fedakarlıklarla öne çıkan Yasin Öztürk için zaten herkes ilk sıranın garanti olduğu görüşündeydi, bu düşünce boşa çıkmadı.

Merkezefendi’de yaptığı çalışmalarla öne çıkan Şule Türkarslan’ın aleyhinde mutlaka söylenecek çok şey vardır ama kendi bölgesinde partililerle kurtuğu bağı küçümsemek, çalışkanlığını ve verimliliğini hiçe saymak aptalca olurdu.

Nitekim ikinci sıraya da yakıştığını düşünüyorum. Çok olağanüstü bir durum olmazsa Denizli’nin kadın milletvekili olacaktır.

Son dönemlerde Türkarslan’a yönelik eleştiri dozlarının arttığını dost sohbetlerinde görüyorum. Klişe siyasetçilerden farklı bir kimliğe sahip olduğunu kabul etmekte bazı kişiler zorlanıyor olabilir. Bir ‘fark’ ile ortaya çıkan partinin ‘farkı hissettiren’ adayının varlığı bir kazançtır. Bunu görmek lazım. Karar verici olanın partililer değil seçmen olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Belli bir kesimde Türkarslan üzerinden bir kompleks oluşmuş. Lüzumsuz bir durum. Niteliğini sorgulayanlar olmuş.

Söyleyeyim… Öyle büyük panik içinde, çaresiz durumdayken koşup gittiğiniz, yardım eli uzatan isim o. Bir hekim… Duruşuyla, kararlılığıyla, üretkenliğiyle, mesleğiyle, sevecenliğiyle var. İçeriğini sorgulamaya çalışanların önce kendi varlık nedenlerini gözden geçirmelerini tavsiye ederim.

Giyimini beğenmiyor olabilirsiniz… Türban takması hoşunuza gitmiyor olabilir. Gülümsediğinde dişleri görünmüyor diye somurtkan diyemezsiniz. Söz dinletemediğiniz, bir kalıba sokamadığınız, kendiniz gibi olmasını sağlayamadığınız, kontrol edemediğiniz için tukaka ilan edemezsiniz.

Sahi sizi korkutan ne?

Neymiş… Karizması yokmuş. Gördük karizma sahiplerini. Karizma adı altında millet üzerinde tahakküm oluşturmasındansa sevecen biri olmasını tercih ederim.

Siyaset yapamıyormuş? İnsanlara sorsanız zaten aday listelerinde siyasetçi değil kendilerinden birinin olmasını isterler. Temsilcileri halktan koparan siyaset anlayışının bir parçası olmuyorsa ne mutlu ona…

Aslanlar gibi çıkmış meydana çalışıyor. Enerjisi de tükeneceğe benzemiyor. Aleyhinde üretilen ve üretilecek her argümanı sahadaki çalışmalarında, sıktığı her elde çürüteceğinden kuşkum yok. Biraz desteğe ihtiyacı var o kadar…

İyi bir ürünü pazarlamakta problemleri var. Ekibinin sözlerine biraz kulak vermeli. Teşkilatla kontağını kaybetmeden, genel çalışma sisteminin bir parçası olarak ve elbette kendi farkını her zaman hissettirerek çalışmalı.

Efektif harcamaları tercih etmeli, çakmak değil yazma dağıtmalı… Özellikle doğa ve hayvanseverlerin dikkatinde bir isim olduğunu bilmeli. Doğal davranışları ile zaten bu çevrelerin gönlünü kazanmış durumda. Bu insanalara proje sunabilmeli, onların ve de özelikle kadınların sesi olacağını hissettirmeli.

Elbette sıkışık seçim takviminde istediği gibi bir kampanya yüretemeyecektir. Temposunu artırarak devam etmesi gerekecek. Bu aşamada tek başına işlerin yürümeyeceğini, ekibinin desteğine ihtiyacı olduğunu unutmamalı.
Her şeyi biliyor olduğu zehrine kapılmak bir siyasetçi için korkunç sonun hazırlayıcısıdır. Böyle olmadığını biliyorum ama sorumluluğu paylaşmak hem üzerindeki yükü azaltacak hem de daha efektif çalışmalar yapmasına olanak tanıyacaktır…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı