REKLAMI GEÇ

BAŞBAKANA AYIP ETTİK

11 Ağustos 2010 Çarşamba

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bundan sonra Denizli’ye huzur içinde gelebileceğini sanmıyorum. Çünkü son mitinge dair duyduğum izlenimler hiç hoş değildi.
29 Ekim Bulvarı’ndaki organizasyon günler öncesinden duyurulmuş olmasına karşın beklenen etkiyi gösterememiş, Denizli halkını oraya çekmeyi başaramamıştı.
Etkinliği takip eden gazeteci arkadaşlarımın ortak olduğu bir kanı var ki; o da alanda 4500 kişinin olduğuydu…
Bunu bir tek kişi söylüyor olsaydı, mitingi izlememiş biri olarak itibar etmezdim. Fakat herkes ağız birliği yapmış gibi bu durumu anlatınca nihayetinde ben de ikna oldum. O gün neden dış görevi seçmediğim için de kendime kızdım…

Oysa ki bazı gazetelerde Başbakan’ın 20 bin kişiye seslendiği yazıyordu… Ama 4500 sayısını aklımda perçinleyen kişi, yandaş medyanın bizzat kendi muhabirleriydi: “Aşağıda ve televizyon ekranlarında kadrajlar her ne kadar kalabalık olduğunu gösterse de kralın çıplak olduğu binaların tepelerinden çekilen resimlerde açıkça gözleniyor” dediler…

Oradaki sayının çok çok çok büyük kısmının ilçelerden ve yakın merkezlerden taşınan AKP’liler olduğunu düşünürsek, aklıma ilk şu soru geldi?

Zeybekci ne kötülük yaptın Denizli’ye?

**

AKP’de mitinge 4500 kişinin geldiğini yazmayı planlarken CHP’de 1500 ‘vatandaş’ın partiye katılımı kutlanıyordu.
1500 insan, baskı ya da telkin olmadan, sadece Kılıçdaroğlu’na inandıkları için CHP’ye katıldılar. Bu katılımcıların çok büyük bölümünün daha önce aktif siyaset içinde yer almamış, ya da başka bir partiye üye bile olmamış olmaları CHP için çok büyük bir kazançtır.
Ama bu kazancı sağlayan unsur Denizli’nin merkez ilçesi ya da il örgütü değildir.

**

Bana sorarsanız zaten her iki teşkilat üye tabanını genişletme konusunda zaten uyumaktadır. Hoş bu konuda il teşkilatının bir yetkisi olmadığı ortada… Ama davetkârlıklarını da görmüş değiliz…

Mesela, kalbi kırıklar ordusu ile dolu bir parti var, fikir ve düşünceleri CHP’nin değişen anlayışına da yakın. Ama bir davet görmedikleri gibi, resmen görmezlikten gelindiler.

Türkiye Değişim Hareketi’nden bahsediyorum. Mustafa Sarıgül’ün, Kılıçdaroğlu’na ‘şans verme!’ fikri, gemileri yakıp gelmiş pek çokları için hayal kırıklığı, tüm inancını bu harekete bağlamış çalışkan partililer için tam bir dost kurşunu olmuştu…

Hatta o tarihten beri sanki hiç var olmamış gibi kendi kabuklarına çekildiler, kendi kaderlerini sorgulamaya başladılar. Acaba Sarıgül’e inanarak yanlış mı yapmışlardı…

İşte teşkilatları bu halde bir parti, kontrpiyede kalmış, elinden tutanı yok, ama muhalefetin olan bitenden haberi yok…

Derhal CHP’nin TDH kadrolarının gönlünü kazanacak bir atılım yapması, kendisinden kopan eski dostlarına da kapıları çağrı ile açması gerekiyor…

aydinselami77@hotmail.com

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı