REKLAMI GEÇ

ÇAYBAŞI PLAJI MANZARALARI : SON

9 Temmuz 2009 Perşembe

Bugün büyük bir gün…
Reisimiz, Çaybaşı Plajı’nın artık Bondi Plajı ile yarışacak düzeyde olduğunu gururla açıkladı…
Her söylenene inanma huyumuz olduğundan ve söylenenlerin aslı olup olmadığını soruşturma fikri itici geldiğinden ayakta alkışladık.
Bir kısmımız hiç anlamadığı için en çok onlar alkışladı. Bir kısmı iki yeni tekerlek aldık diye Ferrari’ye biniyoruz sanıyor hala..

Dünden sonraki gün işte böyle başladı kumsalda…

**

Sonra belediyenin hizmet satın aldığı ama buna karşın pek bir hizmetlerini göremediğimiz bir müteahhit firma, bizim şu Hollanda’dan getirttiğimiz metroları gelip kumsalın en kallavi yerine çaktı…
Tekçelik yetkilileri hemen kendilerinden başka yetkilileri aradılar… Ortalık bir anda karıştı. Tekçelik’in tekne filosundan bir grup, kendilerinden daha iyi yere tezgah açana sopalarla saldırdı… Tren darmadağın oldu.. Bu sırada Tekçelik’in kızıl saçlı patronu (ama kendisi komünist değildir) birkaç yakın adamıyla sahile geldi.
Ardı ardına yapılan gergin telefon görüşmelerinden sonra curcunanın sebebi anlaşıldı. Kızıl saçlı patron kentte kendisinden daha fazla imtiyaza sahip biri olup olmadığına içerlediğinden bunca olay çıkarıyormuş meğer…
Fakat tren görünümlü bu yeni mekan korkulduğu gibi bir dükkan değilmiş… Belediye yetkilileri olay yerine gelerek açıklıyor:

-Yahu burası Tospa İzleme İstasyonu…
Fakat bu yanıttan ilk başta memnun olmayan kızıl saçlı patron onlara da bastı kalayı:
-Ne tospası…
-Allah’sız Tospası efendim…

**

Çaybaşı Plajı sakinleri olarak tam da ‘tamam, olaylar duruldu” derken yeni bir vaka cereyan etti. Kızıl saçlı patron ve elemanları yeni sakinleşmişti ki, sahilin doğu yakasında garip davranışları olan bir kişi dikkat çekti…
Elinde Nutuk’u ile ahaliyi resmen tahrik eden militanın daha önce de ‘Kotarılmış Bölge İzmir’e gitmek için kaçak yollardan denize açıldığı ortaya çıkan emekli bir öğretmen olduğu anlaşıldı…
Ahali arasında öğretmenin eski talebelerinden biri kendisini zehirleyen zatı tanıyınca kıyamet koptu. Zaten öfkeyi cepte zula eden kalabalık onu yerinden çıkarıp öğretmeni takibe aldı.
Öğretmen araya dalıp gözden kaybolmak isterken yukarı mahallenin cami imamı tarafından yakalandı. Yaka paça aşağı indirilen militanın akıbetini daha öğrenemedik.
Merak da etmiyoruz…

**

Belediyemiz yeni bir temizlik kampanyası başlattı. Temiz-Deniz derneği de bu kampanyaya çok büyük destek veriyor…
Fakat Fener Denizi derneği üyeleri, kampanya hakkında kendilerine bir bilgi verilmediğini hatta yurt dışındaki büyük patronların dahi haberinin olmadığını savunarak gerginlik yarattı.
Neyse ki denizi temizlemekte kullanılacak temizlik ürün ve malzemelerinin satın alındıktan sonra kendilerine bağışlanacağı sözü üzerine gerginlik sona erdi.

**

Hükümetin bizzat atadığı bazı geniş yetkileri olup ne iş yaptıkları anlaşılmayan bir grup adam, Çaybaşı Plajı’nı mavi bayrak adayı yapmak istedi.
Belediye meclisinde görülen oturumda belediye başkanı duruma itiraz etti:
“Aslen kampanyanın veyahut organizasyonun kendisinden yana bir sıkıntımız yoktur.. Fakat biz prensip olarak üzerinde yunus olan mavi yada kırmızı bayraklara karşı alerji taşıyoruz… Eğer ki, mevzudaki bayrağın rengi sarı ve siyah olacaksa katılmakta bir sakınca görmüyoruz…”

Bu fikir oy çokluğuyla kabul edildi…

**

O şantiye kentin göbeğinde durduğu sürece yazabileceğim binlerce şey olduğunu adım gibi biliyorum…
Ama bundan kimsenin yüzü kızarmayacağı da ortada…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı