MÜDÜR

İki adam var…
Siyasi görüşleri birbirilerinden farklı, hayat felsefeleri farklı, çalıştıkları kurumlar farklı…
Tek ortak noktaları alçakgönüllülükleri…
İkisini de tanırım… İkisini de iyi tanırım…

Birincisi genel müdür…
ART TV’nin genel müdürü Adem Erdağı…
İşten kaçmaz, işin boyutundan gocunmaz…
Kameraman yoksa kamera başına geçer, yayıncı yoksa yayın masasının başına oturur…
Bazen habercilerin şoförlüğünü yapar bazen bizzat haberciliğin kendisini… Esasen reklamcıdır kendisi ama oturup program da yapar… Hem de iyi yapar…

İkincisi Metin Eltaş…
Horoz Gazetesi’nin yazı işleri müdürü…
Siz bakmayın sıfatında yazı işi yazdığına, o icap ederse kazı işi de yapar…
Tam donanımlı gazetecidir evelallah…
Reklamcılık da yapar, kırımcılık, katlamacılık da… Habercilik de yapar, şoför de olur, harmancı da…
Hemen her gün mutfağın başına geçer yemek de yapar… Hani mutfak derken mesleki jargonla mutfak değil… Bildiğin tavalı, tencereli mutfak…

Adam gibi adamdır ikisi de…
Hem öyle kalitesini düşürür, karizmasını çizdirir diye iş ayrımı da yapmaz…
Ne kameramanlık ettiğinde değerinden düşer Erdağı’nın, ne mutfakta yemek pişirdiğinde Eltaş’ın…

Onlar yerel medyanın ne denli zor bir iş olduğunun canlı örnekleridir…
Bugün ayakta kalma savaşı veren onlarca kuruluşun hala dik duruyor olma nedenidir onlar…

Onun için, daha bokları kurumadan kendilerine kaftan biçenler arpa boyu kadar yol katedemez…
Onun için arkasından yıllarca salladığı meslektaşının iş teklifini gözü kapalı kabul edenler, bir bit kadar saygı görmezler…
Onun için yalanları ve hırsızlıkları ile meslek onurunu ayaklar altına alanlar aslında kendi kendilerini aforoz etmişlerdir ve bir asalaktan farklı değillerdir insanların gözünde…

Ne hale gelmişiz…
Dergâhına yüz sürmeye hakkı olmayan kendisinden büyük olanı sigara almaya gönderiyor bu işte…