REKLAMI GEÇ

Bir Arda Turan hikayesi!

14 Ekim 2018 Pazar

Çocukluğumdan bu yana futbola büyük ilgi duydum. Sokak aralarında oynadığımız futbolun tadı hala damağımda. Galatasaray UEFA Kupası’nı aldığında akıttığımız gözyaşları, Denizlispor’un UEFA macerasında yaşadığımız mutluluklarla örülü bir futbol aşkı bizimki. Bir stadın yanından geçerken eğer futbol oynanıyorsa sorgusuz sualsiz gider izlerim o maçı.
Arda Turan da eminim bizim gibiydi. Sokak aralarında futbol oynayarak büyüdü. Yeteneği onu sürekli bir üst kademeye taşıdı. Hagi gol attğında kale arkasında top toplayıcı çocuk olarak sevinen Arda Turan bize çok ama çok güzel şeyler hissettirmişti. Futbolun hala delice sevildiğini bilmek, bir oyuncunun top toplayıcılıktan geldiği nokta bizi sevindirdi. Buraya kadar her şey tam bir peri masalı.
Arda Turan’ın kırılma noktası Galatasaray’ın kaptanlığına getirilmesiyle oldu. Takımda kendisinden yaşça büyük o kadar futbolcu varken Arda Turan 22 yaşında takım kaptanı oldu. Hal hareketleri her geçen gün değişmeye başladı. Sokak aralarında top koşturan Arda Turan o dönemki sevgilisi için sinema salonları kapatmaya, gece alemlerinde daha sık gözükmeye başladı. Futbolu da büyüyen bu genç yetenek İspanya’ya transfer olduğunda herkes mutluydu. Orada başarılı olup bizim yüzümüzü güldürecekti!
Mesleki olarak çok ama çok başarılı oldu Arda Turan. Atletico Madrid takımıyla kupalar kaldırdı, çok güzel goller attı ve dünyanın en büyük takımı Barcelona’ya transfer oldu. Ne olduysa belki de orada oldu. Güç zehirlenmesi yaşamaya başladı Arda Turan. ‘Ben dünyanın en büyük takımında oynuyorum. Gazeteci de döverim, teknik direktörle de tartışırım’ noktasına geldi. Bunları yaptı. Uçakta gazeteci dövdü, bir bar çıkışı sorusunu beğenmediği gazetecinin üstüne yürüdü. Kendisinin üstünde büyük emeği olan Fatih Terim’e meydan okudu!
Bu arada bol bol ‘adamlık’ üstüne atıp tutmaya başladı. Ben şöyle adamım, ben böyle adamım diyerek dünyanın kendisi için döndüğünü ilan ediyordu! Barcelona profesyonel kulüp. Arda’nın karakterindeki düşüşü gördü ve elinden çıkarmanın yolunu buldu!
Türkiye’ye döndüğünde futboluyla yeniden yükselebilir mi dediğimiz Arda Turan, hakemi yakasından tutmaya, itip kakmaya, bar çıkışları ekrana gelmeye devam etti. Eşi 8 aylık hamileyken barda yaşadığı olaysa artık zurnanın son deliği!
Ben bir futbolsever olarak çok ama çok üzgünüm. Futbolunu izlemekten zevk aldığım, Galatasaray’da oynarken her şeyini takım için veren, milli takımda gol attığında boğazları patlayıncaya kadar bağırarak sevincini yaşayan Arda Turan bu hallere düşmemeliydi.
Onun bu hale gelmesinde herkesin sorumluluğu var. Daha 21 yaşındayken sevgilisi için sinema kapatmaya başladığında, o bar senin bu bar benim gezdiğinde, antrenmanda takım arkadaşının dudağını patlattığında karşı çıkmalıydık Arda Turan’a. Gençtir yapar dedik hepimiz. Futbol oynuyorsa gerisi mühim değil dedik çoğumuz!
Her şeye rağmen başarı, her şeye rağmen kazanmak değildir önemli olan. Arda Turan bunu yaşayarak ve yaşatarak anlatıyor hepimize. Arda Turan okullara ders olarak konulmalı belki de. Başarılarıyla zirveye çıkan bir kişinin bu başarıyı, parayı, gücü yanlış şekilde kullanmasının sonuçları anlatılmalı gençlere. Belki o zaman bir daha Arda Turan vakaları yaşayamayız!

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı