TAŞ

Bazı şiirler, bazı sözler insanı bir yerden bambaşka yerlere götürür ya. Bugünlerde Taş şiiriyle hemhal olmuş haldeyim. Taş dediğimiz,  belki küçümsediğimiz, hayatımızda çok yeri olmadığını düşündüğümüz bir şeyin, doğumdan ölüme hayatımıza eşlik ettiğini anlatan şiiri çok beğendim.

‘Sensin kucaklayan mehtabı
Surlar, sütunlar, çeşmeler, kemerler senden yapılır,
Senden yapılır Allaha uzanan merdivenler,
Namaz vakti Müslümanlara senden haykırılır
Günahkar kullarını Allah taş edermiş
Görmedim ama inanırım
Hatta bir gün gökten de yağacaksın sanırım
Taşlardır beka, taşlardır ebediyet,
Taştan başka ne bırakır tarihe medeniyet…
İnsanoğlu taş olur baş yarar,
Taşı üst üste kor bina yapar,
Bir yandan durmadan yıkar,
Bir gün yatırılır boylu boyunca musalla taşına
Yine bir gün taş dikilir başına
İşte insanoğlundan kalan baki
Üzerinde bir tarih, bir Fatiha ve bir hüvel baki. ‘ (Fahri Erdinç)

Günahkar kulları Allah’ın taş etmesinden, taşlarla yapılan evlere ve yine o evleri bombalarla taş üstünde taş bırakmayacak kadar bombalamasına kadar ne kadar değerli cümleler, sözler.

Hele bir de musalla taşına yatırılıp, son yolculuğumuzda başımıza yine bir taş dikilmesi…

Ve geride sadece bir tarih, bir Fatiha ve ‘Yalnızca Allah bakidir’ yazması.

Taştan başka tarihe medeniyet olarak başka bir şey bırakamayan insanoğlu…

İbret almak istersen bu yeter sana…!