REKLAMI GEÇ

KAZANIRKEN KAYBEDENLER…

7 Ocak 2018 Pazar

Hayatımızı tamamen başarı ve kazanma üzerine kurduğumuz yıllardayız. ‘Biz’ kelimesinden çok ‘ben’ uçuşuyor havada. Ben yaptım, benim eserim, benim başarım, benim, benim…

Başarıyı, kazancı, ödülü paylaşmak enayilik gibi duruyor insanların gözünde. Bakış açısını şu şekilde oturtuyor zat-ı şahaneler: ‘Ben çalıştım, yaptım ve bunun başarısını, kazancını, ödülünü kimseyle paylaşmak zorunda değilim.’

İnsan kazanırsa başarılı mıdır, haklı mıdır mesela? Bir savaşı kazanan yıllar sonra hayırla mı yad edilir? Bir seçimi kazanan haklı olduğu için mi kazanmıştır? Bir maçı kazanan takım centilmenlik dışı hareketler yaptığı için kazanmış sayılır mı gerçekten?

Tarihte kazanma ve kaybetme üzerine eğilmek gerekiyor ki bu konuda Hz. Ali ve çocuklarının yaşadıkları tam bir örnektir. O Hz. Ali ki, halifelik için yapılan toplantıda “Allah’ın kitabı ve Resulünün sünnetime tam olarak uyacağım. Ancak kendi içtihadıma göre davranacağım” dediği için halifelik Hz. Osman’ın olmuştu. Hz. Osman ise Hz. Ömer’in içtihadı demişti. İkisinin de düşüncesi doğruydu aslında. Hz. Ali kendisine daha çok güveniyordu ve taviz vermemişti düşüncelerinden sadece. Kaybetmişti. Ancak halifelik bir süre sonra ona gelecekti.

Hz. Ali’nin oğlu Hz. Hüseyin’in Kerbela’da yaşadığı yenilgi ise yazıma tam örnektir aslında. Haklıydı Hz. Hüseyin davasında. Tarih de bunu söylüyor. Ama yıllar önce Mısır halkının Hz. Musa’ya “Ya Musa sen haklısın ama karnımızı Firavun doyuruyor” dedikleri gibi oldu her şey. Onu Yezid’e şikayet edenler durmadılar arkasında Hz. Hüseyin’in. Kaybetti ve şehit edildi Kerbela’da. Kaybetti yani!

FETÖ yıllarca hem soruları çaldı hem de hepimizin geleceğini. Bu sayede binlerce kişi kolaylıkla kazandı sınavları. Biz arkalarından öylece bakarken onlar en güzel yerlere geldiler. İşleri, eşleri, arabaları, çevreleri her şeyleri mükemmeldi. Bu düzen devam eder sandılar. Onlar da kazanmıştı kendi akıllarınca. Sonuç olarak işlerinden, mallarından, çevrelerinden olmayı bırakın bir de ‘hain’ damgası yediler. Onlar da kazanırken kaybedenlerden oldu.

Bir futbol maçında top eline değdiği için hakeme evet bu penaltı diyen insanlar oldu ve takımları kaybetti. Sizce de kaybetti mi o takım ve futbolcu?

Hz. Hüseyin’in kaybettiğini söyleyebilir miyiz mesela. 1.500 yıldır bu topraklarda doğan binlerce çocuğa Hüseyin ismi verilirken, Yezid ismini vereni duydunuz mu? Hz. Hüseyin’i hayırla yad eden milyonlar varken, Yezid’e ‘Allah rahmet eylesin’ diyeni duydunuz mu? Hani Yezid kazanmıştı savaşı. Kazanırken kaybetmişti Yezid…

Savaşları, seçimleri, maçları, sınavları kazanmak değil mesele. Ahlakın yanında yer almak, vicdanın yanında yer almak, insanların kalbine girebilmek, onları ihya edebilmek. Hileyle, kopyayla, hırsızlıkla bir yerlere gelenlerin gideceği yer ancak tarihin çöplüğü olacaktır!

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı