REKLAMI GEÇ

YEŞİLÇAM BİZİM MAHALLE

10 Şubat 2020 Pazartesi

Ben çocukken, siyah-beyaz dedem vardı benim. Koca göbekli, formika saçlı Telefunken ekranın içinden, bütün sevgisini bu iki rengin ışıltısıyla gönderirdi bana. İki buzdan sarkıt gibi yanaklarını işaret eden bıyıklarını yavaş yavaş burarken, düşünceli ama sevecen bakışlarını gözlerime indirirdi. Kucağına oturan çocukları kıskanırdım deli gibi. Ben de oturabilsem ne olurdu sanki! Dedemi hiç görmemiştim ya, olsa olsa böyle olurdu benim de dedem. Hulusi Kentmen’di o siyah beyaz dedemin adı.

Adiloş tıpkı halama benzerdi, tombul kolları, basma entarisi ve tepede topuz yapılmış ak pak saçlarıyla. Erkenden kaybettiğim halamın yerine koymuştum ben onu. Hala daha ne zaman Adile Naşit’i görsem ekranda, burnuma halamın pişirdiği lalengi kokusu gelir.

Öğretmenim Kel Mahmut, ilk aşkım Tarık Akan, komik arkadaşlarım İnek Şaban, Güdük Necmi.

Kahramanlarım Kartal Tibet, Cüneyt Arkın, annemin zarif kuzenleri Hülya Koçyiğit ve Filiz Akın’dı.

Bana Erkek Fatma derlerdi mahallede hah işte kadın kahramanım da Fatma Girik’ti. Şoför Nebahat’ın kasketinin aynısı vardı bende de, o efeler gibi direksiyon sallardı takside, ben gidon sallardım Pinokyo bisikletimin tepesinde. Bizim mahallede de motosiklet kullanan bir abla vardı, Aysen Abla! Fatma Girik’i gördükçe onu hatırlardım.

Ömercik bizim mahallenin fırlaması, Ayşecik oyun arkadaşımdı. Onlarla üzülür, onlarla sevinirdim.

Darbuka çalan parmakları acıdı diye Ayşecik’in, avcumun içine alıp ovmak isterdim.

Erol Taş ve Aliye Rona’dan çok korkardım nedense! Öyle sert bakışları vardı ki, büzülerek izlediğimi hatırlarım onların sahnelerini.

İyi yanımdı benim Yeşilçam filmleri. Bizdendi, merhametti, tevekküldü, yetinmekti, kocaman yüreklerle sevmekti. Sevginin en esaslı kahramanlığıydı. Önünde sonunda adaletti. Kötüler için cehennem, iyiler için cennetti sonu. Her çocuk sonunda bir aile bulurdu kendine, sokakta ya da konakta. Siyah beyazın içindeki milyonlarca ışıltılı ruh rengiydi.

Saçmalıklara gülerken, özüne ağlamaktı.

Bizim bakkal, bizim komşu, bizim dayı, bizim takım, bizim sınıf, bizim öğretmendi.

Gözümüze şeklen çizilmiş, ama ruhlarını bizim üflediğimiz kahramanlarıyla bizim masalımızdı.

Hıçkırığımız, kahkahamızdı.

İyi, her masalda olduğu gibi galipti.

Aşkın gözlerle ifade edildiği zamanlardı… Ne çok hasretiz şimdilerde bakışarak konuşmaya!

Masum tarafımızdı Yeşilçam bizim.

Hele filme damgasını vurmuş şarkılar! İki notada bütün filmi gözümüzden geçirten, ah bu gözü kör olası şarkılar Avni Anıl’ın dediği gibi.

O masumiyeti, o şarkılarla hatırlamak isterseniz, bu Çarşamba Denizli Musıkî Derneği’nin Yeşilçam Şarkıları Konseri’ni kaçırmayın derim. Konser ücretsiz, tüm sanatseverler davetlidir.

TARİH: 12 ŞUBAT 2020 ÇARŞAMBA

YER: Merkezefendi Kültür Merkezi-Servergazi Salonu

SAAT: 20.30

 

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı