REKLAMI GEÇ

TANRI’NIN GÖZYAŞLARI

18 Nisan 2023 Salı

Tanrı’nın mavi gözlerinden dökülen saydam damlalar henüz yetmemişti temizlemeye; 1117 kez çalkalanmış, 7’nin korkunç şiddetiyle kıyameti yaşamış, selasız, duasız, bilmeden satın aldıkları mezarlarına biner biner gömülen insanımın hala kanayan, toz, toprak, asbest yaralarını.
Dinmiyordu Tanrı’nın gözyaşları, hıçkırıkları, gürleye gürleye ağlamaları.
Tanrılar da pişman olur yarattığı bazı kulların yaptıklarını görünce.
Babadır neticede, evlat der bir bakar iki bakar önce.
Bir affeder, iki affeder, nasihat eder elinden geldiğince.
Ee haylaz evlat zarar ziyana devam edince.
Artık reddeder evlatlıktan biter işkence.
Ama Tanrı bu, bir değil günahkar evlat iki değil, yüzlerce, binlerce.
Bu kadar hain evladı bir anda karşısında görünce bıraktı gözlerinden akanı mevsimsiz sel oldu, iz oldu yüreklerde ince ince.
Affetmeyecek evlatlarını lakin cezalarını kardeşleri verecek illa bir gün ki çok yakın bir baharda.
Tanrı söz verdi, silecek gözyaşlarını, gözyaşlarımızı da ve yine baharları getirecek, verecek kucağımıza.

İşte o mevsimsiz gözyaşları akıp dururken, saydam damlalarda kırılan bir zamandan, bir sek sek taşından sıçramış, anne kokusu taşımış dost gözlerle karşılaştım bulutsuz yeşilde. Çokça hasret içeren ormanıma vuslatı dost gölgelerimiz adımladı, bedenen ilk, ruhen sonsuz tanışmamızda.
Sığırcık, ilan-ı aşk ediyordu çitlembik filizlerine, aklını uzak yeşilde unutmuş bir kırlangıç jetlagını atlatmaya çalışıyordu uykulu gözlerle, soramadım nereden geldi.
Uzak bir ipin iki ucundan tutmuş anıları atlatıyorduk kırılan zaman misafirimle.
Kalbim, o anlattıkça zamansız sokaklarda 25 numara pabuçlarla koşuyor, bisikletten düşmüş dizlerim annemin boşluğuna uzanıyordu öpsün diye.
Çıktığım erik ağacından inemeyen ellerim, babamın uzak ellerini arıyordu.
Gözlerim Tanrı’nın gözyaşlarıyla yarışıyordu içime doğru çağlayanlar dolusu.
Özlem değil, sevgi bu!
İyi ki taşıyor her damla içinde, iyi ki!
Kırılan yalnız zaman, kalbimin kırıklarını aldırdım, epeyce toparlandı. Şimdi yalnız şimdi var.
Geçmişin can kırıklarını süpürdüm, yüreğime batmıyorlar artık.
İşte böyle ipten anıları atlatırken zaman silkindi seçimlere geldi bir şekilde.
Bir arkadaşım var fazla sıkı taraftar, desteklediği siyasinin yanlışlarını göremeyecek kadar da kör, üstelik bilimle iç içe bir mühendis. İnanç mühendisi dedim hatta bir kez kendisine.
“Siyasetçiler, millete hizmet için varlar” dedim, “biz onlara hizmet edelim diye değil!”
Görevlerini yaptıklarında övdüğümüz kadar, yapmadıklarında dövemiyorsak o zaman seçmiyor, biat ediyoruz demektir.
Çok yakınlarda karaciğer yetmezliği yaşayıp, ölümle burun buruna gelmiş ve şans eseri karaciğer nakli ile hayata dönmüştü. Ve ona şöyle dedim;

“Tanrı’ya bu kadar yaklaşmışken, dönüp de kuluna secde etmek ne büyük acziyettir!”

CİN

Sal yüzsüz hatıraları üstüme
kapıdan kovsam
bacadan girerler nasılsa
bırak kın kılıç kuşanıp
delik deşik etsinler
ardıma attıklarımı
saldırsınlar fütursuzca
cin olup bir kokudan çıksınlar
aniden yanımdan geçen
sorsunlar üç dileğimi
sen sen sen diyeyim
küsüp gitsinler…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Kazım Tekkoyun   -  Bağlantı 19 Nisan 2023, 06:19

Bu fikirler bir Müslümana ait olamaz.Hristiyanvari bir inanç.

Olcay İnceoğlu   -  Bağlantı 18 Nisan 2023, 18:20

Ne kadar güzel ifade etmişsiniz
Bedenen ilk, ruhen sonsuz tanışmamız deken. Teşekkürler

mehmet hasgür   -  Bağlantı 18 Nisan 2023, 12:10

Kulların günahından allah mı sorumlu ,yoksa kullarını böyle yarattığı için allah hata mı yaptı, ya da allah kötü mü ? Karar sizin. Yardımcı olması için iki ayet enam 59-isra 13 buradaki çelişki için de sorgulama yapabilirsiniz.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı