

YANLIŞ KAMPANYA CHP’YE SEÇİM KAYBETTİRDİ
Seval Uysal, Haftanın Röportajı’nda EFG Araştırma Şirketi’nin patronu İlker Özmen ile geride kalan seçimleri değerlendirdi.

BOZKURT’TA ÇİÇEK AÇTI
Seval Uysal, bu hafta Bozkurt Belediye Başkanı seçilen Birsen Çelik’i ağırladı.

SEÇİM YEREL DEĞİL, GENELDİ
Seval Uysal, yerel seçim sonuçlarını, PAÜ Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Güney Çeğin ile değerlendirdi.

SESSİZ SEDASIZ GİTMEK OLMAZ!
Seval Uysal, bu hafta DEGİAD Başkanlığı görevini bırakırken yaptığı 30 Mart çağrısıyla konuşulan genç işadamı Sadık Emre Çaputçu’yu ağırladı

Polis de yok, olay da!
Neymiş? Polis saldırmazsa olay çıkmıyor muş dimi? Denizli Türkiye’nin en sakin kentidir. İnsanlar burada slow yaşar, yani ağır çekim.. Eviyle işinin mesafesi, en uçtaki Organize Sanayi Bölgesi için söylesem 20 kilometredir. Vilayet, tapu, adliye, hastane, nüfus, askerlik şubesi, konser, sinema toplasan 7 kilometre içine sıkışmıştır. Buranın insanı

“HAVLU KRALI” DEDİLER ÖYLE KALDI
Seval Uysal, bu hafta İşadamı Abdülkadir Uslu’yu konuk etti.

Takım elbise üzerine bornoz giymek!
Geçtiğimiz hafta 6 Mart Dünya Türk Havlu ve Bornoz Günü kutlandı. Başta Ekonomi Bakanı Zeybekci olmak üzere protokol üyeleri Delikliçınar Meydanı’nda bornozları giyip arz-ı endam eyledi. Maksat, Denizli’nin tanıtımına katkı vermek, bugünü uluslararası düzeyde gelir getirici bir festivale dönüştürmekti. Peki amacına ulaştı mı? O günlük için evet!

Uysal’a Rotary’den Meslek Hizmet Ödülü
Denizlihaber ailesinden Gazeteci-Yazar Seval Uysal Denizli Rotary Kulübü tarafından mesleğinde başarılı kişilere verilen, Meslek Hizmet Ödülünü aldı. Törende konuşan Uysal “Bu ödül bana, gazeteci olarak sorumluluklarımı bir kez daha hatırlattı ve çalışma azmi verdi” dedi.

ÇAPUTA ANLAM YÜKLEYEN ÇAPUTÇU
Seval Uysal, bu hafta moda tasarımcısı Vildan Çaputçu ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.

KOD ADI: ALO FATİH
Başbakan ile bir gazete yöneticisi arasında geçen ve sosyal medyada “Alo Fatih” geyiğine dönüşen ŞEY, basına karşı güvensizliğin kodlanmış halidir. Daha önce bilinen, ancak dışa vurumu çok kolay olmayan ve hatta riskli gelen basın-iktidar ilişkisi, telefon konuşmalarının ortaya saçılmasıyla ve de Fatih Altaylı’nın günah çıkarma seansına dönüşen