REKLAMI GEÇ

ÇİTLEMBİK

17 Eylül 2020 Perşembe

“Gözün karnı yok” derdi babam sevdiğimiz yerlerde biraz daha kalmak istediğimizde. Ben “gönlün karnı yok” olarak değiştirebilirim bu deyimi kendimce. Bu yıl ise “gönlün de gözün de karnı var” şekline dönüştürmek isterim. Neden mi, şundan;

Sevdalısı olduğum mavi ile bu yıl da uzunca kavuşuk kaldık, keyifle günün sarısını her akşam maviye bandıra bandıra yedim ohh gözüm doydu. Her sabah yeşile doğurduğum güneşin ılık eli sırtımı şefkatle okşarken, turkuaza boyandım ne güzel bedenim de doydu.

Kendimle kahveleştim, söyleştim, dertleştim, iki dost muhabbeti de günümü renklendirdi arada, kitaplarımın kokusu tatlı tatlı burnumu gıdıkladı epeyce, e daha ne olsun, gönlüm de doydu kararınca.

Neticeye gelirsek, hepsinin karnı varmış ve doğru beslersen hepsi de doyarmış.

Göz, beden, gönül doyunca da artık insan demir almak istermiş bağlandığı limandan.

Seve seve demirimi aldım maviden, usul usul evceğizime döndüm geldim.

Hermes’im, başımın kehribar belası, tüylü evladım, kedim beklemiş durmuş beni kıyamam. Bir özleşmişiz ki hala koynumda uyuyor giderim diye korkusundan. Tüysüz evladım, oğlum bidenem Atay’ım staj yapıyor, geç geliyor eve,  haliyle yemek hak getire. Ona da sebze ve salata ziyafeti çekiyorum döndüğümden beri. Yancısı bol sofraları özlemiş, halinden memnun. Ben de sevdiklerime pişirip, taşırmaktan ziyadesiyle keyifliyim.

Veee ormanım, dağım, taşım, türbe kedilerim,  özlemimin yeşil tarafı.

Mavi aşkım şöyle dursun, yeşil de onu dengeleyecek ağırlıkta artık benim için. Şu salgının bana verdiği en büyük armağandır bu yeşil aşk.

Geldiğimin sabahı hasretle koştum ormanımın Eylül’üne. Eylül benim memleketime nasıl güzel iner bilir misiniz? Bilmezsiniz, siz sizin memleketinkini bilirsiniz.

Eylül, bakır kızılı çaldığı sarı saçlarını savura savura ağaçlardan iner bizim oralara. İner inmez duygusala bağlar, on bir aylık hasret kirpiğinin ucundan damlayıverir. O ilk damla sebep olur, içinde ne var ne yok gözlerinden boşanır. Nemli nemli sarılırız birbirimize. Uzaklardayken neler yaşadığını, kızdıklarını, sevdiklerini, yani eteğinde ne varsa döker sarı kahve yapraklara yazıp. Ne sıkarak terletir beni, ne uzak durarak üşütür. Öyle kararında, ılıman bir sevgi aramızdaki. Dağların bile gözleri buğulanır birbirimize bakışımızı gördüğünde Eylül’le ikimizin. Kırlangıçlar bize baktıklarında yukarıdan, hiç gidesileri gelmez, dönüp dururlar tepemizde. Azıcık ısrar etsek, bütün kış kalacaklar sanki.

Eylül’üm öyle de üretkendir ki benim memleketimde, sarı sıcak kucağında ne güzel bitkiler büyütür. Mesela meşe palamudu. Hani cüceler ülkesinde şapka olarak kullanılır ya kabuğu, daha doğrusu kavuğu diyebiliriz. İç dış giyinen nadir bitkilerdendir bence. Kavuk kısmı hamarat bir sepetçi tarafından örülmüştür,  düzgün ve zarif. İşte bunlardan pek çok büyütür Eylül bizim memlekette.

Güzelliği yanında faydaları da saymakla bitmez meşe palamudunun. Toz haline getirilip tüketilir ya da suda bekletilerek, suyu tüketilir. Bağışıklık sitemini güçlendirmekten tutun, barsak florasını düzenlemeye kadar pek çok marifeti var bızdığın. Gözüme de şenlik her sabah, sincaplarıma da şifa.

Sonra adını söylerken bile içimin sevinçle dolduğu çitlembik var benim ormanımda, yollarımda, menengiç diye de bilirsiniz ama çitlembik, yediğimde çıkardığı ses gibi çıtır çıtır geliyor kulağıma, tercih ederim.

Hah işte bu sevimli bitki aslında kocaman bir ağaç. Benim memleketimde binlerce var bu ağaçtan. Meyveleri nisanda filizlenir ve bu filizlerden taratorlu salata yapılır. Enfes bir lezzettir, yakalarsanız mevsimini şanslısınız. Sonra da yavaş yavaş top top meyveler oluşur kırmızı yeşil. Nisandan Eylül’e kadar meyvelerini dökmez. Eylül’üm de korumaya alır onları. Bu meyveler kurutulup çekilerek, kahve yapılır. Muhteşem bir sakız lezzeti vardır bu minnak meyvelerde. Kahvenizde de alırsınız bu mis kokuyu. Ayrıca yağı çıkartılır ya da meyveleri salataya konularak çiğ de yenir sertleştiği temmuz, ağustos aylarına kadar.

Bu bacaksız da çok faydalıdır. Mide ülseri tedavisine yardım eder, ağrı giderir, iştah açar, böbrek kumu dökmeye yardımcıdır, öksürüğü keser, yaraları tedavi eder. Yağından bir de ne yapılır bilir misiniz, bıttım sabunu! Evet evet,  bıttım sabunu çitlembik yağından yapılıyor.

Ve sıkı durun; çitlembik ağacına antep fıstığı aşılandığında, bu ağaçlar antep fıstığı verir.

Ayrıca sokaklarımız zeytin ve dut ağacı dolu. Meyveleri yerlere dökülüp ziyan oluyor. Sahipsiz olmalarına rağmen kendi kendilerine o kadar güzel gelişiyorlar ki. Hele bir de biraz ıslah edildiklerini ve meyvelerinin toplandığını düşünün. Dut kurusu, dut pekmezi, dut reçeli, dut peskeli, zeytin sabunu, zeytinyağı neler yapılmaz.

Şimdi neden herbal koçluk rolüne büründüğüme gelelim bu yazıda.

Yaşadığım bölge olan Merkezefendi Belediyesi başta olmak üzere Denizli’nin tüm belediyelerine seslenmek istiyorum. Bu bitkilerin toplanıp işlenmesi için çok hızlı bir yatırım yapılmalıdır. Çok büyük rakamlar olduğunu sanmıyorum. Öyleyse bile zengin iş insanlarımızdan destek talep edilebilir.

Bu işletmelerle kazanacaklarımız kısaca şunlardır;

 istihdam

doğadan zarar vermeden faydalanmak

belediyeye gelir

vatandaşa uygun fiyatlı ürün

doğada yetişen bitkilerin israf edilmemesi

yöresel floranın, yöresel, sağlıklı ürüne dönüşmesi.

Doğa ile dost olmak ve onu incitmeden ürettiklerinden faydalanmak hepimize iyi gelecek.

Bu önerim bu yazıda kalmayacaktır emin olunuz. Hayata geçirene kadar bu önerimin peşinde olacağım.

Siz de destek olur musunuz?

EYLÜL GÜZELLEMESİ

Eylülün gözü kapıda.
Gitmeden ıslansam,
zarif elinden dökülen yağmurunda..
Sonra sen gelsen…
Ben öksüz bir kedi gibi
sokulsam kollarına,
bir yağmurun
bir senin ellerin
okşasa saçlarımı
gitmeden Eylül…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Nur   -  Bağlantı 17 Eylül 2020, 15:34

Biz de küçükken çitlenbik çok yerdik sonra büyüdüğümde bulamadım ismi ne acaba

Mustafa KÜTÜKCÜ   -  Bağlantı 17 Eylül 2020, 11:12

Şair, yazar, musikîşinas, tekstilci,….topluca “Edebiyatçı” denince işte böyle güzel bir yüreğin yansımaları çıkıyor yazılarında.
Hoşgeldin kardeş…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı