REKLAMI GEÇ

PENCERELERİNİZ

19 Haziran 2017 Pazartesi

Bakış, evrenin gözümüzden dökülen dilidir.

Bakış bazen Üsküdar’dan Dolmabahçe’yi seyretmek kadar yalın, bazen Mısır Çarşısı kadar karışıktır.

Çölde kuru bir kuyu kadar boş, kuyunun solgun benzinde Leyla’yı görecek kadar büyülü.

Bakışlar ki;
mavi bir martının çığlığı kadar ani ve ürkütücü, sahili okşayan dalganın hışırtısı kadar sakin ve huzurlu,

iki yürek arası kadar uzak, nefesin aynadaki buğusu kadar yakın,

babamın saçımda dolaşan eli kadar hafif, yokluğu kadar ağır,

demir kapıların ardı kadar sağır, dilsiz cümlelerin isyanı kadar bağır bağır,

sevişler kadar kısa, gidişler kadar uzundur.

Noktasız kitap yazan bakış da vardır, hep üç nokta koyan da.
Kimi bakış çocuktur hiç büyümez, kimi gözü açık çoktan bu dünyayı terk etmiştir.

Bakış, bizim içeri açılan penceremizdir, manzaramızı ele veren.

Ve bakış bir oyundur perde perde sahnelenen…

PENCERELERİNİZ I. PERDE
Öyle nasıl bakabiliyorsunuz
avucumun içine düşmüş
pamuk şekeri gibi?
Babam da böyle bakardı
soru işaretsiz, ünlemsiz,
yüreğinden gözbebeğine
ağaçlı bir yol varmış gibi
kapısız, hesapsız…
Anlatabilir misiniz nasıl,
nasıl uzatabiliyorsunuz içinizi
kirpiğime kadar
her haresi yalansız?
Babamın gözleri gibi,
ela değil de sanki gri sizin de pencereleriniz,
hayatı bakışıyla yeniden çiziyor gibi.
Bakmayın beyefendi,
bakmayın lütfen.
İçimde mırıldanır sarışın bir kedi,
ben kediden korkarım,
hem severim hem korkarım.
Siz bakmayın en iyisi
ben sevmekten korkarım…

PENCERELERİNİZ II. PERDE
Hala öyle bakabiliyorsunuz
aracısız, adrese teslim.
Bence öyle bakmayın.
Bakışınızda yüzdürdüğünüz
zeytin yaprağına,
tutamam kendimi,biner gelirim
taşıyamaz gönlünüz…
Olmayacak duaya aminlerinize
tövbeler serpmekteyim nice zamandır,
nasıl da fark etmediniz?
Belli ki
yalnızlığınıza yama
ya da
mutsuzluğunuza mola aradığınız..
Yama tutmayacak kadar yıpranmış,
mola veremeyecek kadar
geç kalmış bir yürek bendeki
pervasız tavrıma aldanmayınız.
Cebel-i Tarık’ta karşılaşmışız
siz tatlı su, ben acı
oluru yok karışamayız.
Rica ederim
toplayın zeytinlerinizi üzerimden,
vaktinizi harcamayınız.
Yapraklarınızı incitmeyen
hafif bir yürekle
hasat zamanı olsun size.
Ben alışkınım
yaşarım çorak bahçelerde
ağır ağır…

VE PERDE KAPANIR…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Göksel Altınışık   -  Bağlantı 19 Haziran 2017, 16:01

Aylincim, pencerenden bize de bakma izni verdiğin için teşekkürler…

Oradan görüneni çok sevdim..

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı