REKLAMI GEÇ

HAYAT TESADÜFLERİ SEVMEZ

23 Mart 2020 Pazartesi

Gel de hayatın tesadüflerden ibaret olduğuna inan!

Geçen hafta korona denen gözden kaçak bir yaratığın sillesiyle sersemlemiştim. Gönüllü ev hapsimde gardiyanım 23 yaşındaki oğlumdu. Kapı dışarı salmadığı gibi, evde de her işe yardımcı oluyordu. Bu tabii ilk anda evde bir iktidar kaybı hissi yaşatmadı değil.

Anne ellerini yıka, anne kolonya sür, anne uzak dur, anne ben giderim sen evde kal!

Oooo noluyoruz yahu deyip bir iki çemkiresim geldi, sustum. Arada bir iki ufak çıkışma yaptım tabii de sonra utandım kendimden.

Bu da bir tür savaş. Sağlıkta anneler oğullarını, salgında oğullar annelerini korur diye bir motto çıktı ortaya.

Her ne kadar yaş almakta olduğumuzu aba altından bize gösterse de bu meret, korunup kollanmayı da özlediğimizi bize hatırlattı bir bakıma, hele her taşın altından kendi başına kalkmaya çalışan bir kadınsanız yıllardır.

Amaan bırak bu da bir nevi şımartma, al tepe tepe kullan dedim kendime sonra. Gerçi şımartılmaya alışmamış bünyeye dokunuyor ya neyse.

Efendime söyleyeyim dün akşam itibari ile sersemliğim geçti. Güzelce kitaplığımı düzenledim sakin sakin. Bir kitabın yerini on kere değiştirmek suretiyle nihayet içime sinecek kadar düzeldi.

Seç şimdi bir tane dedim, bozmaya kıyamadım iyi mi

Aklıma nedense uzun zamandır okumak istediğim Jose Saramago’nun Körlük kitabı düştü. Konusu hakkında hiçbir fikrim yok. Kitap da bende yok, bir arkadaşım pdf dosyasını yolladı sağ olsun.

Hiç de sevmem minnacık ekrandan kitap okumayı! İlla eskimiş kâğıt kokusu burnumu gıdıklayacak, sarımtırak selülozun üzerinde kayar gibi sıralanan harfler gözlerime kavalye olacak da sanki onlar Christopher Dean, bense Jayne Torvill, buz dansı yapacağız. Öyle bir aşk.

Uzatmayayım, korona aşk meşk dinlemiyor tabii, gidip alamayacağıma göre dedim bari başlayayım.

Hayat gerçekten tesadüf değil buna inanın.

Kitap bir anda beyaz kör (beyaz bir sütün içinde gözünü açmış gibi diyor yazar) olan bir adamın başlattığı bir körlük salgınından bahsediyor. Hızla dokunduğu herkese göz doktoru da dahil olmak üzere, ayrım yapmadan yayılıyor. Salgın yahu ha dende!

Hah dedim şahdı Şahmeran oldu!
Ama bir de düşündüm, ya böyle bir körlük salgın olsaydı?
Bir de evde birinin yardımına ihtiyacın olsaydı?
Düşünsenize her yakalanan hastaya bir de bakıcı lazım amanın!
Kelin ilacı olsa başına sürecek o da yok!

Dedim evde kal, sağlıkla kal aman diyeyim. Yap yoganı güzel güzel, pişir, taşır, oku, temizlik yap. Görüyorsun dedim ya görüyorsun!
Ama görmeyenler var. Hem tepede, hem etekte görmeyenler!
Aklı görmeyenler, vicdanı görmeyenler, insanlığı görmeyenler, ruhu hepten körleşmiş olanlar var.

Saramago kitapta bir cümle yazmış;
“Erdem herkesin artık bildiği gibi, yetkinliğe giden çetin yolda her zaman engellerle karşılaşır, günaha ve kötülüğe gelince, şans onları öylesine sever ve kollar ki…”

Şimdi erdem çetin bir engelle karşı karşıya yine. Nasıl yetkin kılınacak;
Şeffaf olunacak. Tablo ne kadar ağır olursa olsun saniye saniye dürüstçe paylaşılacak. Sakladıklarımızı yok mu farz edeceğiz?

Örnek; sosyal medyada arkadaşınız olan 1000 kişiyi sildiniz bir anda, siz sildiniz diye onların yaşamadığını mı düşüneceksiniz?

Balık baştan kokar, imamla başlayanı da var da söylemeyeyim. Erdem yukarıdan aşağı inen bir dalgadır, olmalıdır.

Sorumlu olunacak. Kendimize karşı, ailemize karşı, bütün insanlara karşı, ülkemize ve dünyamıza hatta evrene karşı.

Biz yine eteklerde erdemimizi yetkin kılmak için mücadele edeceğiz, belki tersi olur da etekten zirveye doğru çıkar erdem dediğimiz kayıp kuş.

Hayat tesadüfleri sevmez, tesadüf diye bir şey yoktur.

Sebep-sonuç değil sonuç-sebep ilişkisi vardır.

Tesadüfen hata yapılmaz. Ne öğreneceğini sorgulamak için yapılır o hata.

Şimdi, şu anki durumda en ufak bir hataya tahammülümüz yoktur. Tesadüfi işyeri kapatmaları da olamaz. Hepsini kapatırsın planlı fakat kayırmadan.

Bu çetin günler, bu çetin savaş erdeme “elma dedim çık” diyeceğimiz günlerdir. Felaketi ganimete çevirip güven sağlamak hepimiz için hayati önem taşır.

Güvenin olmadığı yerde erdem yaşayamaz. Ne kadar saklasalar da biz biliriz erdemin öldüğünü!

Bir şefimiz vardı fabrikada çalışırken. Derdi ki ; “Tekstil 3T’ den oluşur, takip, takip, takip”

Ben de diyorum ki korona 3T’den korkar; tedbir, tedbir, tedbir…

Sağlıklı günlere…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Faruk akyürek   -  Bağlantı 12 Nisan 2020, 10:46

Tebrikler Aylin çok güzel ve keyifli bir yazı olmuş eline ve fikrine sağlık

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı