HER HAFTA GÖÇMEK NE GÜZEL

“Her gün bir yerden göçmek ne iyi.
Her gün bir yere konmak ne güzel.
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Dünle beraber gitti, cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”
                                                     Mevlana

Közde pişsin diye patlıcan, kırmızıbiber, soğan ve patates
Yanına yakışanı yeşilbiber, domates
Civcivsiz tarafından aşüfte bir tavuktan yumurta
Çoban peyniri yeteri kadar beyazından, bir de ying yang olsun diye siyah zeytin
Fırından yeni çıkmış simit ve somun ekmek
Ateşe dayanıklı bir kıytırık çaydanlık, bolca çay
Dolapta boynu bükük kalan bir iki tabak, çatal, bardak
Toplasan bir pazar çantası etmez.
2×2 bir çadır, bir adet battaniye, altına serecek bir mat
Hepsi bir el çantasına sığar.

Tüm bu muhteşem teçhizat, 1400 rakımda alıçların, çamların, çınarların ortasında
“yaşadım işte” diyebilmen için!
Ciğerlerinin sıla hasreti çektiği oksijenle vuslatı için
Hayata yukarıdan bakabilmen için, tarafsız
Materyalist kuşaklarından soyunabilmen için
Çekmeyen cep telefonunun sana manzarayı kazandırabilmesi için
Sosyal medyada asosyal olmuş ruhunu, yüz yüze dost muhabbetiyle açman için
Minnacık bir curanın tellerinde ya da bir zenne udunun mızrabında kulağının unuttuğu çıplak nameleri yeniden duyman için
Samanyolunu kaç yıldır göremediğini, kaç yıldır yıldız kaydırıp dilek tutmadığını ve kaç yıldır kuş sesleriyle tanı ağartmadığını hatırlaman için
Ağustosun ortasında titreye titreye battaniyene sarınıp, büzüşerek uyuyabilmen için
Varlığını bilmediğin ağaçları, bitkileri, böcekleri, çiçekleri tanıman için
Egsoz kokusundan yorulmuş burnunu ormanın kokusuyla dinlendirmen için
Yeşil oksijenin içinde saatlerce yürüyen bacaklarının varlığını hissetmen için
Memleketinin bilmediğin ne çok güzelliği olduğunu görüp bunları keşfetmen için
Nohut oda bakla sofa, iki lokma bir hırka ne demek öğrenmen için
Azın çok olduğunu, kıymetin çokun içinde yok olduğunu idrak etmen için
Gönülden verilenin, cepten verilenden daha önemli ve değerli olduğunu anlaman için
Tüketim çılgınlığının nasıl korkunç bir tuzak olduğunun farkına varman için
Kaybettiğin samimiyeti bulman içindir.

İşte bu kamp hadisesi yaşadığını sandığın kalabalık zamanlardan kurtulup dibine kadar “yaşadığın” anlara kaçıştır.
Kaçtığın yerde kendini buluş ve orada tüm benliğinle bulunuştur.
Hayatı bir çantanın içine sığdırmaktır.
Yuvaya dönmek için ölmek gerekmiyor illa ki.
Yaşarken yuvanı bulabilmektir aslolan!