KİTAP KOKUSU

Kitap kokusunda bir on gün daha geride kaldı. Bedenimiz tatlı yorgunluğu dinlendirmeye çalışmakta.
Güzel insanlarla kitabın ışığında rastlaşmak iyi geldi ruhlarımıza.
Kitap seven, kitaba harçlık yatıran ve hatta kitap yazan çocuklarla karşılaşmak umudumuzu körükledi bir nefes daha.
Bir kişiye daha kitap okumanın keyfini ve geniş ufkunu gösterebilmişizdir belki diye sevindik.
Arkadaş durumundan imzalı kitaplarımızı alanların, kitaplığın en güzel köşesine biblo niyetine koymayıp da, okurken uykusuz kalmalarına meftun olduk.
Şairlerin ağzından şiirlerini dinlerken istediğimiz şeyin nasıl başka türlü bir şey olduğunu anladık Can Baba’yı hatırlayarak.
Çok kıymetli yazarların kıymetli fikirlerini ve anılarını kendilerinden dinleme şansını bulduk.
Başka bir dünyanın aslında mümkün olduğunu ve bunun için de tek yürek olmak gerektiğini gördük.
Kelimelerin büyülü yolculuğunda yol arkadaşları edindik.
Bu tatlı on günü yaşamamıza vesile olan Merkezefendi Belediyesi’ne teşekkür ederiz. Stant görevlisi ve yazarlara yaptıkları yemek ve çay ikramları hoş jestlerdi.
Şeniz Doğan eksiksiz hepimizin hatırını sorarak, tüm yazarlarla, yayınevleriyle, konuklarla tek tek ilgilenerek, kitaplarını imzalatarak örnek ev sahibeliği yaptı. Kentin dergilerine ve yazarlarına, sivil toplum kuruluşlarına hemen girişte yer vererek daha kolay ulaşılmalarını sağladı. Bunlar için çok teşekkür ederiz.

Gönül isterdi ki; tam ortadaki imza standında Denizlimizin Büyükşehir ve Pamukkale başta olmak üzere bütün ilçelerinin belediye başkanları, kültür müdürleri kol kola karşımıza çıksınlar ve “kültürde siyaset olmaz, kitap fuarları hepimizindir, hoş geldiniz” desinler!
Gönül isterdi ki; tüm Denizli fuarı duyabilsin, tıklım tıklım olsun salonlar.
Gönül isterdi ki; tüm belediyeler seve seve fuarı duyursun, tanıtımını yapsın kültür nerede varsa kentime lazımdır diyerek, birbirine engel olmadan!
Gönül isterdi ki; daha çok gerçek edebiyatçılar boy göstersin, ortam fazlaca güncel gazetecilerin podyumu haline dönüşmesin.
Bir ara kendimi Halk TV stüdyolarında zannettim. Hamaset hangi tarafta olursa olsun zararlıdır. Doz aşımı bünyeye hiç de iyi gelmeyen bir zerk şeklidir. Neticede körlerle sağırlar birbirini ağırlar ve yine sonuç elde var sıfırdır.

Kültür merkezi ile fuar alanı yerleşimlerinin çok da uyumlu olmadığın bu fuarda gördük. Oldukça küçük bir alanda üstelik birbirinden çok kopuk üç bölümün kendi halinde seyrine tanık olduk. Asıl en büyük sergi alanı girişinin, tuvalet ve mescit levhalarının gölgesinde kalması, ilk 2 gün bu bölüme kimsenin girmemesine sebep oldu. Ricalarımızla ayaklı yön levhalar kondu ancak her yerin ve levhaların da kırmızı beyaz olmasından dolayı bu levhalar bile yeterince görünemedi.
Organizasyon zor iştir. Buradaki acemilikler, son anda bazı etkinliklerin saatlerinin değişmesine sebep oldu ve katılım oranı çok düştü. Hatta şiir etkinliği 2 saat öne alındığı için İzmir’den gelen 2 kıymetli şairimiz etkinliğe yetişemediler ve bizimle kahve içip geri döndüler!
Büyük alanın basık ve havalandırmanın yetersiz oluşu, ortak alanlarda ziyaretçiler için oturacak hiç yer bulunmaması, gelen ziyaretçinin ateş almaya gelmiş gibi alelacele dolaşıp alanı terk etmesine sebep oldu. Bu da kitap satışlarını ve fuarın verimini çok etkiledi haliyle.
Çocukların kitap almaya değil de bedava ayraç toplamaya gelmesi beni yine üzdü. Çoğu öğretmenin kendisi de nasıl kitap alınacağını bilmedikleri için çocuklara da bunu veremediklerini gördüm.
Fuarlardan önce, kitap fuarı nasıl gezilir temalı bir eğitim verilmeli bence okullarda.
Netice itibariyle kitap kokusu iyidir. İyisi kötüsü ile kitap kokusunda on gün bünyeye iyi geldi.

Kaliteli ve iyi organize edilmiş nice fuarlara.
Ne kedisiz, ne kitapsız!

OKURA NOT: Üçüncü kitabım Ayın Eğrisinde, sizlerden çok ilgi gördü, ilginize teşekkür ederim. Bugünden itibaren internet üzerinden ulaşabilirsiniz.