REKLAMI GEÇ

“YAZ KIZIM…”

26 Kasım 2019 Salı

“…..
Kim bilir ölüm bir çilenin sona ermesi
Belki güzeldir, şu sefil dünyaya boş gözlerle bakmak
Ne çare ki sen varsın, o dünyada sen varsın
Benim korkum ölüm değil, seni yalnız bırakmak.”

Dedi belki adamın biri Ümit Yaşar’ı yanlış anlayarak, yanında götürdü gitti tüm sevdiklerini.
Yani kadınını ve çocuklarını.
Yani onlar adına karar verdi, yaşayamayacaklarına hükmetti o yokken!
Bir adam, belki de yalnız kalmaktan korkarak, peşine taktı gitti çoluğu çocuğu.

“Çok seviyordum öldürdüm hâkim bey” dedi başka adamın biri.
Ölümüne sevmeyi anlayabilirdik belki, sonuçta kendi hayatı, kendi kararı olurdu da, öldüresiye sevmek nasıl bir sevmekti?
Adam sevgisinin gücüne dayanarak, onu içinde yaşatmaya karar vermişti, bedenen yaşarsa çok tehlikeliydi, ya başkası da onu “ölümüne severse”…
Hakim;
“Yaz kızım, işini sevgiyle yaptığından iyi hal indirimi…”

Boşanmak istedi kadının biri, ikisi, üçü, üçyüzellisi; yok dedi adam, adamlar, yüzlerce adam…
“Bu eve dirin girdi, ölün çıkar” dedi, dediler
Ölüsü çıktı, ölüleri çıktı, canları çıktı…
Ne zaman diri, ne zaman ölü olması gerektiği onun inisiyatifindeydi.
O istedi mi, kadına ölmek düşerdi!

Para yetmiyordu, “boğazından kes” idare et dediler adama, o yanlış anladı gitti karısının boğazını kesti.
Zaten dır dır edip duruyordu, bir boğaz kesik olsundu.
Üç beş yıl da mapusta karnı doysundu, zaten çok kalmaz çıkardı.
Hangi boğazın kesileceğine yine adam karar vermişti.

***

“ Sökerim bu yüreği sökmesine de, içinde sen varsın…” diyen adamlar vardı bu memlekette.
Az kalsalar da hala varlar eminim, peki yukarıdakiler nereden çıktı?
Vardılar da ne zaman bu kadar çoğaldılar?
Cehalete körükle gitmenin neticesi mi?
Kadından korkmanın erkekçesi mi?

Bak erkek kardeşim;
Sen bu dünyadan gitmek istiyorsan, paşa keyfin bilir, biz başımızın çaresine bakarız, yalnızlığa da alışırız, çoluğumuza, çocuğumuza da bakarız, bırak ecelimizle ölelim!

Beni öldürecek kadar değil, yaşatacak kadar sev yeter!

Nereye diri gireceğimi ben bilirim, nereden ölü çıkacağımı Allah!
Haa, dayak cennetten çıkmadır falan diyorsan, yalan o, kandırmışlar seni.

Biraz dırdırımız vardır, inkâr edemeyiz de, sen de sütten çıkmadın be güzel kardeşim. İnsan gibi oturur konuşursun. Aklıma gelmişken, biz de insanız hatırlıyor musun?
Konuşabiliriz, düşünebiliriz, sevebiliriz, çalışabiliriz kısaca yaşayabiliriz.
Gökten, öfkeni dindiresin diye boğazlanmak üzere indirilmedik, aklında bulunsun!

BENİM İŞTE
Kadınım ben
ama önce insanım.
Ne eteğim eksik
Ne aklım kısa
Zayıf olan
belki narin bedenim.
Kıstasınız yürek olsa,
bilirdiniz kuvvet benim.
Ne yükler taşır
bu küçücük omuzlar.
Üzerime yapışmış
sayısız surette kimliğim
çok zaman aslını yitirdiğim.
Başka hayatlar yaşamaktan
yorulup, kendi hayatımı
yok farz ettiğim bir dünyada
ben insanım…
Kimsede tapum yok
kimsenin de olmasın bende.
Ne menkulüm ne gayrimenkul.
Namusum kulaklarım arasında
bekçiye ihtiyacım yok.
Sevilmeye muhtaç değilim
Ama yürekten sevene
itirazım yok.
Sevmeyi de bilirim,
hak edene nazım niyazım yok.
Bırakın insanlığımı bileyim
Kendim yaşayıp
Kendim öleyim

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı