REKLAMI GEÇ

ASTIM VE BESLENME

21 Kasım 2020 Cumartesi

Ülkemizde neredeyse her 100 kişiden 7 sinde görülen astım hastalığı hem genetik hem çevresel faktörlerin etkisi ile ortaya çıkabilmektedir.Peki astım hastalığı nedir, nasıl ortaya çıkar? Gelin önce bunu tanımlayalım.

Astımlı bireylerin hava yollarının etrafındaki mukozal zar şiş ve ödemli olur.İnflamasyonlu olan  bu bölge toz, sıcaklık, polen gibi bazı dış uyaranlara karşı hassastır. Ve en ufak uyarana karşı inflamasyon şiddeti artar; öksürük, hırıltılı solunum, zor nefes alma gibi durumlar gözlenir.

OBEZİTE  VE ASTIM

Astım; hem genetik faktörler hem de yetersiz ve dengesiz beslenme gibi çevresel faktörler  ile oluşabilmektedir.

Evet, hava kirliliği, sigara dumanı, polen, sağlıksız beslenme, obezite gibi çevresel etmenler astımı ciddi anlamda tetiklemektedir.

Hepimizin bildiği gibi obezite birçok hastalıkları da beraberinde getirmektedir. Astım da bunlardan biri!

Aşırı kiloya bağlı organ çevresi, göğüs duvarı ve karın içi yağ birikimi sonucu hava yolları daralır. Oksijen tüketimi azalır ve buna karşılık vücutta  karbondioksit birikimi de artar. Kişi rahat nefes alamamaya başlar ve solunum güçlüğü yaşar. Bu da astım görülme riskini arttırır.

Özellikle morbid obez olan bireylerin oksijen tüketiminin normal bir bireye göre neredeyse 3 kat daha fazla olduğunu biliyor muydunuz?

YÜKSEK KARBONHİDRATLI BESLENME ASTIM RİSKİNİ ARTTIRIYOR!

Özellikle yüksek karbonhidratlı sağlıksız beslenen kişilerde solunum sıkıntılarının daha çok görüldüğü ve astım riskinin arttığı gözlenmiştir. Yapılan çalışmalarda da astım hastalarında karbonhidrattan kısıtlı diyet verildiğinde semptomlarının azaldığı gözlenmiştir.

Ayrıca hazır paketli ve işlenmiş gıdalarda bulunan gıda katkı maddelerinin de astımı tetikleyebileceğini biliyor muydunuz?

Özellikle sıklıkla kullanılan MSG( Monosodyum Glutamat) adlı katkı maddesi buna sebep olabilmektedir. Bu yüzden eğer siz de astım hastasıysanız MSG nin sıklıkla kullanıldığı salamura besin, meyve suyu, paketli çoğu gıdadan uzak durmalısınız.

YÜKSEK TUZ TÜKETİMİ BİR DİĞER RİSK FAKTÖRÜ!

Mukozal zarda ödem ve şişlik olduğu için bu hastalar tuz tüketimine çok daha fazla dikkat etmelidirler.

Yapılan çalışmalarda fazla tuz tüketen astımlı bireylerin solunum sıkıntılarının arttığı, buna karşılık da daha yüksek dozlarda kortizollü ilaç kullanmak zorunda kaldıkları görülmüştür. Bu yüzden günlük tuz tüketimi 5 gramın altında olmalıdır.

Ayrıca MAGNEZYUM dan yetersiz beslenmenin de  astım riskini arttırdığını biliyor muydunuz? Muz, kakao, ıspanak gibi besinlerde daha çok bulunan MAGNEZYUM;  düz kasları gevşetme ve iltihabı önleme gibi özellikleri ile astımdan korumaya yardımcı olur.

E VİTAMİNİNDEN ZENGİN BESLENİN!

Akciğerlerin normal fonksiyonlarının çalışması için E vitamininden zengin beslenilmeli.

E vitamini antioksidan vitamin olduğu için ayrıca bağışıklık sistemini de güçlendirir.

Ayrıca OMEGA-3 kaynakları( balık, keten tohumu, ceviz, fındık vb.) dan zengin ve AKDENİZ TİPİ BESLENME nin astım ataklarına da iyi geldiği görülmüştür.

ANNE SÜTÜ!

Bildiğimiz üzere anne sütü çoğu hastalıkta olduğu gibi astıma karşı da koruyucu kalkan görevindedir. Ayrıca annenin gebelikteki beslenme biçimi de ilerde çocuğun astıma yakalanma durumunu da etkilemektedir.

Peki ya çocukluk döneminde gözlenen gıda alerjisinin ileride astım gelişimi açısından bir risk faktörü olabileceğini biliyor muydunuz? Evet çocukluk döneminde gıda alerjisi olan bireylerin neredeyse 3 de 1 i ilerde astım hastalığına yakalanmaktadır.

Görüldüğü gibi bazı temel çevresel etmenlere ve beslenmemize dikkat ederek astıma yakalanma riskini azaltmak bizim elimizde!

Bir sonraki yazıda buluşmak üzere sağlıklı günler dilerim…

 

 

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı