FAZLA KİLONUN SEBEBİ YEMEK SÜRESİ OLABİLİR!

Kilo vermeye kararlısınız ve diyet yapmaya başladınız… Kendinizi sürekli aç hissediyor veya doyma hissine geç mi ulaşıyorsunuz?

Öncelikle bu durum için bazı kan tahlilleri yaptırmanızda yarar vardır.

Bunun yanında tükettiğiniz besinlerde aşırı bir kısıtlamaya gidiyor olabilirsiniz veya daha uzun süre tok kalmanızı sağlayacak besinleri az tüketiyor olabilirsiniz.

Peki, hiç öğününüzü ne kadar sürede tükettiğinize dikkat etmiş miydiniz?

Aslında ”YEMEK YEME SÜRESİ” çok dikkat edilmeyen, küçük bir ayrıntı gibi gözükse de, doygunluk hissinin oluşması ve porsiyon kontrolünün sağlanması için önemlidir.

Nedir bu ”DOYGUNLUK” kavramı?

Doygunluk; besinleri tükettikten sonra tokluk sinyalleri ve bazı hormonların salınmasıyla birlikte gelişen tokluk hissi ile yemeğin sonlandırılmasıdır.

Yapılan çalışmalarda; yemek yemeye başladıktan yaklaşık 20 dakika sonrasında tokluk sinyallerinin beynimize ulaştığı ve doygunluk hissinin oluştuğu görülmüştür.

Eğer çok hızlı yemek yenirse; tokluk sinyalleri beynimize ulaşana kadar çok fazla besin tüketmiş oluruz ve dolayısıyla da porsiyon kontrolüne dikkat etmemiş oluruz.

Çoğu zaman, ”bir yerlere yetişmem lazım, acelem var” derken, 5-10 dakikada karnımızı doyurabiliyoruz. Ve hızlı yemek yediğimiz için de ne yediğimiz besinin lezzetini alabiliyoruz, ne de doyduğumuzu anlayabiliyoruz. Yedikten bir süre sonra da yeniden acıkma hissi ortaya çıkıyor.

Ayrıca hızlı yemek, besinleri çiğneme-öğütme oranını da azaltacağı için hazımsızlık ve birtakım mide-bağırsak sıkıntılarını da beraberinde getirecektir.

Özellikle günümüzde ”FAST-FOOD” adı altında satılan ve isminden de anlaşılacağı gibi bir an önce midemizi doldurmaya yönelik, ancak bol yağlı ve kalorili, basit karbonhidrat, kalitesiz protein içeren besinler obeziteye neden olmakta, tehlikeli kronik hastalıkları da beraberinde getirmektedir.

Yemek süresini uzatmak ve tüm bu sorunları ortadan kaldırmak için işte size birkaç öneri:

1) Tabağınıza gerektiği kadar yemek alın ve mutlaka masada oturarak tüketin.

2) Besinleri küçük lokmalar halinde ve iyice çiğneyerek tüketin. Çiğneme sayısının arttırılması; daha iyi porsiyon kontrolü sağladığı gibi, tokluk hormonlarının miktarını da artıracaktır.

3)Uzun süre aç kalmayın!
Uzun süre açlık sonrası kan şekeri düşmesine bağlı olarak bir sonraki öğünde çok daha fazla yemek isteriz ve tercihimiz de daha çok sağlıksız besinlerden yana olur. Açlığımızı bir an önce gidermek için de tabağımızdakileri çok hızlı bir şekilde tüketmiş oluruz.

4)Yemek aralarında bir kaç yudum su içmeyi deneyin. Böylece hem yemek yeme sürenizi uzatmış olursunuz, hem de su tüketiminizi arttırıp, daha fazla doygunluk hissine ulaşırsınız.

5)Çiğneme ihtiyacınızı arttıracak yüksek lifli besinleri tercih edin. Böylece diyette posa alımınızı arttırarak daha iyi bir kilo kontrolü de sağlayabilirsiniz.

6)Yemek yerken çatalı, kaşığı ara ara masaya koyup, yemek yeme sürenizi artırın.

7)Gerekirse kendinize süre hedefi koyun, saate bakarak yemek sürenizi kontrol edin.

Bunlar gibi küçük ve basit yöntemler deneyerek; yemek sürenizi arttırabilirsiniz. Böylece hem tükettiğiniz besinlerden daha fazla zevk alırsınız, hem de tokluk sinyallerinin daha fazla salgılanmasını sağlayarak, daha sağlıklı bir doyum hissine ulaşırsınız.

Bir sonraki yazıda buluşmak üzere; sevdiklerinizle geçirebileceğiniz sağlıklı, mutlu günler dilerim…