SUSUZ KALAN BİR VÜCUTTA NELER OLUR?

”Su içmek aklıma bile gelmiyor”, ”Bugün 1 bardak su içtim”, ”Havalar soğumaya başladı, su ihtiyacı hissetmiyorum!” gibi birçok benzer cümleyi çevremizden sık sık duyarız değil mi?

Hayati bir fonksiyonu olan suyun vücudumuzun neredeyse % 60-65’ini oluşturduğunu biliyor muydunuz?

Buna bağlı olarak vücudumuz susuz kaldığında da birçok sağlık problemleri de beraberinde gelmektedir.

Bakalım bunlar nelermiş?

YORGUNLUK
Su metabolik aktivasyonda görevli en önemli etkenlerden biri. Vücudumuz susuz kaldığında enzimatik aktivasyonlarda bir azalma ve buna bağlı olarak da YORGUNLUK hissinde de artış göstermektedir.

ASTIM
Vücudumuz susuz kaldıkça su kaybını en aza indirgemek için kendi kendine önlemler almaya başlar. Mesela uzun süre susuzluk sonrası hava yollarını dahi daraltma yoluna gittiğini hiç duymuş muydunuz?

Tabi buna bağlı olarak solunum yolu hastalıkları ve alerjik rahatsızlıkların da görülme sıklığı artmaktadır.

KABIZLIK
Bağırsaklarımızın düzgün çalışması ve iç yapısını koruyabilmesi için suya gereksinimi vardır. Vücut susuz kaldığında bağırsak hareketleri yavaşlar, atılması gereken toksik maddeler atılamaz ve buna bağlı olarak da kabızlık ve sindirim problemleri de oluşmaya başlar.

TANSİYON
Kanımızın neredeyse % 90 ı sudan oluşur. Uzun süre susuz kalmaya bağlı olarak kan akışı koyulaşır ve damarlardan kan akışı da direnç oluşturmaya başlar. Bu durum da kan basıncında yükselmelere sebep olur.

CİLT SORUNLARI
Su; toksik maddelerin vücuttan atılmasında çok büyük bir etken madde olduğu için; susuz kalmaya bağlı olarak toksik madde atımı zorlaşır ve cilt sağlığında olumsuzluklar görülmeye başlanır.

En hassas organlarımızdan biri olan cildimiz; susuz kalmaya bağlı olarak elastikiyetini kaybeder ve kırışıklıklar oluşmaya başlar.

KİLO ALMA
Yeterli su tüketimi; kan dolaşımının hızlanması ve yağ yakımında çok etkilidir.
Bunun için özellikle kilo verme sürecinde su tüketiminin rolü büyüktür.

BÖBREK RAHATSIZLIKLARI
Böbrekler vücutta biriken atık ve toksik maddeleri idrar yolu ile vücuttan atılmasını sağlayan organlarımızdır. Yeterli su tüketimi yapılamadığında bu toksik maddelerin idrarla atımı yavaşlayacağı için böbrek hasarları oluşabilmektedir.

EKLEM AĞRILARI
Eklemlerimizin yaklaşık % 70 gibi büyük bir oranı su içermektedir. Yeterli su tüketimi karşılanamazsa eklem ve kıkırdaklardaki su oranının azalmasına bağlı olarak hareketlerde zorlanma ve sürtünme sonucunda da ağrılar oluşmaya başlar.

KONSANTRASYON BOZUKLUKLARI
Yapılan çalışmalarda bilişsel fonksiyonların devamı ve nörolojik uyarıların iletiminde etkisi büyük olan suyun tüketiminde azalmaya bağlı olarak kişilerde konsantrasyon bozuklukları görülmüştür.

Ayrıca vücut sıvı oranının yaklaşık % 15 inin azalmasına bağlı olarak hayati fonksiyonların sıkıntıya girdiğini hatta ölümlere bile yol açtığını biliyor muydunuz?

Görüldüğü gibi suyun vücudumuz için önemi saymakla bitmiyor.

Bu yüzden suyun önemini bir kez daha düşünmeli ve su tüketimine dikkat etmeliyiz.

Bir sonraki yazıda buluşmak üzere sağlıklı günler dilerim…