REKLAMI GEÇ

İslam ve Ruhban Sınıfları

3 Ağustos 2023 Perşembe

Geçtiğimiz günlerde Menzil cemaatinin şeyhi öldü. Üç oğlu arasında “dev miras” paylaşılmak üzere harekete geçildi. Sonucunda oğullarından bir tanesi mevcut cemaatin başına geçerken, bunu kabul etmeyen ikinci oğul tarikatın bölündüğünü belirterek, “yolumuzu ayırdık” dedi.

Oysa İslam dininde üstünlük takva iledir. İmanı ve takvası üstün olan kişi topluluğun başına geçer. Hz. Peygamber (sav) yerine varis bırakmadan vefat edince, Müslümanlar Peygamberin idare sisteminden, dinin kaidelerinden ve uygulamalardan hareketle ayrı ayrı kişileri halife yaptılar. İnsanlara danışılan, meşveret meclislerinin çalıştırılması ile halifeler Müslümanların yönetici oldu. 4 Halife devrinde böyle oldu. Sonrasında ise; Emeviler devrinde babadan oğula geçen halifelik, din için değil çıkarlar için olduğundan, içinde bulunduğumuz durum ortaya çıktı ve hala bundan kurtulamıyoruz.

Yıllardır aldığı bağışlar ile büyüyen, holdingleşen, devletin bütün kurumlarında kademe kademe yer edinen bu cemaat; sonunda “tövbelerin” iptal edildiğini duyurarak bölündü. Yani oğullar, müritleri paylaşmak için “babalarından alınan tövbelerin geçersiz olduğunu, yeniden tövbe alınması gerektiği” mealinde bir açıklama ile müritlerin biatlarını almak için harekete geçtiler.

Burada bahsedilen tövbeler, meritlerin şeyhlerine olan bağlılığı ise, kendilerine göre uygun olabilir. Ama Allah adına yaptırılan tövbe ise, kendisini Allah’ın yerine koyma olur ki; bu hiçbir semavi dinde olmayan bir olgudur ve Allah’a şirk koşmaktır. Çünkü Tövbe denilince sevabını veren de, kabul eden de Allah’tır. Kul değildir.

Aynı cemaat, kendileri ile dini yönden çalışan insanların listesini Allah’a sunduklarını da açıklamıştı. Gerçi cemaatlerin bir çok şeyhi, buna benzer açıklamaları ile gündeme geliyor ama, insanların bu denli yönelim gösterdikleri bir cemaatte bu sözlerin sakıncası olmalıdır. Bu durum, tarikatçıların kendi ağızlarından “Şeyh ölünce, Allah ile bağlantı kesilir” mesajı verilmiş oldu. Yani günde 5 vakit namaz ile Allah’a secde eden insanların, duaları ve vacip ibadetleri de göz önüne alınırsa; tekrar Allah ile irtibat kurma mecburiyetinde kalacak olan tarikatçı kişilerin geçmiş sevapları da bu durumda ne olmuş oluyor acaba?

Bulundukları beldeye “Menzil eyaleti” diyecek kadar pervasızlaşan bu insanlar, sonunda insanların dini inanışlarına kadar bütün hayatlarını etkileyecek kararlar almaya başladılar.

Her şeyden önce; İslam dininde Ruhban Sınıfı yoktur. Hristiyanlıkta mukaddes kitaplarını değiştiren, Allah’ın sözlerini kendilerine göre düzenleyen din adamları, “Allah adına konuşma, günahları affetme ve cezalandırma” olaylarını üzerlerine alarak, Orta Çağ’da insanlara korkunç işkenceler yaparak, hayatı zindan etmişlerdir. Sonuçta, devrim ve reformlar sonucunda din adamları yönetim dışı bırakılarak, bugünkü düzeye erişmişlerdir.

İslam Dininde ise; Allah “Ben size şah damarınız kadar yakınım” dediği için, kul ile kendisi arasında aracı olmasını yasaklamıştır. Hele hele, İslam Felsefesi adı altında dini yorumlayanlar, büyük İslam Alimlerinin fikirleri ve yorumları etrafında bütünleşeceklerine, onların isimlerini kullanarak tarikatları kurdular.  Siyasal İslam’ın bir parçası olarak din simsarı haline geldiler.

Geçmiş dönemde oldukça temkinli olan ve gerçekten maddi beklenti içinde olmayanlar, “Allah rızasını” gözeterek halka dini eğitim ve bilgilendirme konusunda yardımcı olurken, günümüz tarikatçıları sadece menfaatlerini düşünerek hareket etmektedirler.  Yine Emevilerin Hz. Hüseyin ve ailesini katlettiği Kerbela olayı ile birlikte, İslam dini temelleri üzerinde yaptıkları oynamalar günümüz Müslümanlarını etkilemekte, uygulamalarındaki eksiklikler ile ruhban sınıflarının oluşmasına zemin hazırladı.

Sizce, “Güzel Ahlak, Mükemmel Din ve insanları irşad eden din olarak bilinen” İslam ile şereflenen ülkelerin durumu neden böyledir? Niçin bütün musibetler İslam ülkelerinde zuhur etmekte, Müslümanlar niçin bir İslam beldesini değil de, Avrupa ülkelerini tercih ediyorlar?” hiç düşündünüz mü? Sakın “dış güçler” demeyiniz. Siz doğru üzere olur, Yüce dinimizin doğruları ile Allah yolunda giderseniz, kalbinizdeki sağlam iman ile kimse sizi yoldan çıkaramaz. Önce kendimizi sorgulamalıyız.

Müslümanlar içinde bulundukları dini sömürü durumunu gözden geçirmeli, ahiret hayatlarını tehlikeye atan tarikat ve cemaat olgularından sıyrılarak kendilerine gelmeleri gerekir. Tövbe kapıları her zaman açıktır. Allah yücedir. Kendisine sığınan kullarını asla geri çevirmez.

Saygılar sunuyorum.

Esen kalın…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

mehmet hasgür   -  Bağlantı 3 Ağustos 2023, 11:33

Tahmini 124000 peygamber söylentisi vardır. Kabul gören onlarcası oldu. Kitaplı dört tanesi hala izlerini devam ettiriyor. Allah la kul arasında aracı olmaz dediğiniz vakit peygamber kul değil mi sorusu geliyor aklıma ? Ne dersiniz ?

Mehmet Paksu   -  Bağlantı 3 Ağustos 2023, 11:33

İbrahim abi;
Eline ve beynine sağlık, çok güzel analiz etmişsin. Artık insanların bidatlardan sıyrılarak kendine dönmesi ve uyanması lazım. Ama bu kaleme aldığın yazının geniş alanda yankı bulması için farklı stratejilere ihtiyaç var.
Saygılar…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı