REKLAMI GEÇ

ENFLASYON ve SESSİZLİK

16 Ekim 2017 Pazartesi

İçinde bulunduğumuz ayın başında, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Eylül ayı enflasyon verilerini açıkladı. Tüketici fiyatları (TÜFE) yıllık yüzde 11,2 oldu. Enflasyon Mart, Nisan ve Mayıs aylarında da yüzde 11’in üzerine çıkmıştı. Temmuz’da yüzde 9,8’e inince sevindik. Çünkü “tek haneli enflasyon oranı” hükümetin ekonomi kanadı için her dönemde psikolojik mutluluk sınırı olmuştur.

Tüketici fiyatları artışının arkasında yurt içi üretici fiyatları (ÜFE) artışı var. Üretim maliyetlerini yansıtan ÜFE enflasyonunda yıllık değişim Eylül ayında yüzde 16,3 oldu. Bu oran Nisan ve Ağustos ayında yüzde 16,4’tü. 2008’den bu yana hesaplanan en yüksek oranlar olarak karşımıza çıkıyor. Üreticiler, son kur artışlarını ve emtia fiyatlarındaki artışları doğrudan tüketici fiyatlarına yansıtacaktır. Hem TÜFE hem de ÜFE için bu yılsonuna kadar düşüş beklemek mümkün görünmüyor.

Ancak enflasyonda daha büyük sorun “çekirdek enflasyon”. Enerji, gıda, içecek, içki, sigara ve altın fiyat artışlarını göz ardı ederek hesaplanan çekirdek enflasyon yüzde 10,98 ile 2004 sonrası en yüksek seviyesini gördü. Bu Merkez Bankası’nın para politikası için öncelikli takip ettiği veridir. Buradaki değişimler, enflasyonun kontrol altına alınıp alınmayacağı konusunda bir gösterge olarak kabul ediliyor. Ne yazık ki çekirdek enflasyondaki yükselişin devam etmesi son çeyrek için de kaçınılmazdır.

Çünkü ABD ile yaşanan vize krizinin ardından kurlardaki artış hayra alamet değil. Kurlardaki bu hızlı yükselişin etkisiyle önümüzdeki ayların enflasyon rakamlarında yüzde 1 ile 2 arasında artış olacağı kanısındayım.

Bütün bu rakamlar ve özellikle çekirdek enflasyondaki yükselişin devam edecek olması, Merkez Bankası’nın muhtemel faiz indirimini daha da imkansız hale getiriyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nın her fırsatta ısrarla vurguladığı faiz indirimi tartışmalarını önümüzdeki dönemde de çok sık duyacağız. Çünkü TCMB, artan enflasyon ve kur baskısı ile mecburen “sıkı para politikası” uygulamaya devam edecek. Bu da faiz indirimini güçleştirecek.

Henüz bir ayını bile doldurmayan Orta Vadeli Program’ın enflasyon öngörüsü bu yılsonu için yüzde 9,5 idi. Yani mutluluk sebebi olan tek haneli rakamlara inecekti. Eylül fiyat artışları ve bir gecede yaklaşık yüzde 5 yükselen kur ile bu hedeflere ulaşmanın artık imkânsız olduğunu çok net söyleyebiliriz.

Yazımın başlığı olan “enflasyonu” kısaca anlatmaya çalıştım şimdi gelelim “sessizliğe”…

Son bir aydır Türkiye ekonomisi çok konuşulacak gelişmeleri arka arkaya yaşadı ve yaşamaya da devam ediyor.

Yüzde 5’i geçerek rekor kıran büyüme rakamımız, orta vadeli program, yeni vergiler ve vergi artışları, yükselen kurlar, bir türlü düşmeyen enflasyon, artan işsizlik, yüksek faiz ve önce yüzde 40 açıklanan sonra yüzde 25’e indirilen Motorlu Taşıtlar Vergisi derken konuşmaktan bizlerin çeneleri düştü.

Esas konuşmasını beklediğimiz, Denizli’nin iş dünyasının yansıması oda temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları sessiz.

Denizli Ticaret Odası Başkanımız büyüme rakamları yüzde 5 açıklanınca konuşuyor, KGF kredileri ne iyi oldu diyor. Fakat enflasyon rakamlarını ve yeni vergileri esnafa, iş adamlarına anlatmıyor. Teşvikleri ve güzellikleri herkes çıkar anlatır. Önemli olan iş dünyasına ek külfet çıkarabilecek gelişmeleri konuşabilmektir. Bunları Denizli kamuoyuna anlatırken “siyasi eleştiri” yapılmasına da asla gerek yok. Zaten iş adamları ve sanayiciler kavga istemiyor. Sadece anlatın.

Ne yazık ki aynı durum Denizli Ticaret Borsası ve Denizli Sanayi Odası için de geçerli. Protokol harici Ticaret Borsası Başkanımızı gören duyan var mı?

Sadece DENİB Başkanı Süleyman Kocasert konuşuyor. Devamlı patinaj çeken bir sene, yükselen bir sene, düşen ihracat rakamlarını açıklıyor. Enflasyonun yükseldiğini açıkça söyleyebiliyor, ne yapılması gerektiğini anlatıyor.

Denizli iş camiasının temsilcileri ile var olan STK’lardan Denizli Sanayiciler ve İşadamları Derneği (DESİAD) ile Denizli Genç İşadamları Derneği (DEGİAD) olsun, adında “işadamı” geçen tüm Denizlili sivil toplum kuruluşları için de durum aynı.

Çıkıp konuşmuyorlar, anlatmıyorlar.

DEGİAD, seçkin konuklarını güzel söyleşiler için bizlerle buluşturuyor ama kendileri konuşmuyor. İnanın altın gününe giden annelerimiz, iş hayatını sizden daha çok konuşuyor, Denizli’ye daha çok fayda sağlıyor.

Bir önceki dönem DEGİAD başkanı merhum Sadık Emre Çaputçu aramızda olsaydı da “Nasıl konuşuyor başkan” deseydik.

Not: Bir önceki yazımda İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’nin “Kimse kimsenin kazancını kıskanmamalı” sözünü alıntı yapmıştım. İş Bankası Genel Müdürlüğü gazetemize bir açıklama metni gönderdi. Açıklamayı kısaca sizlerle paylaşıyorum ; “Sayın Adnan Bali’nin ifadeleri ile finans sektöründeki yüzde 2’lik kurumlar vergisi artışı arasında bir bağlantı kurulması doğru değildir. Çünkü bu ifadeler vergi artışından bir gün önce yapılmıştır.”

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Yakup Pekel   -  Bağlantı 12 Kasım 2017, 18:02

“İnanın altın gününe giden annelerimiz iş hayatını sizden daha çok konuşuyor…” Sizi tanımış olmaktan mutluyum. Aydınlatıcı yazılarınıza lütfen devam edin. Kutluyor, başarılar diliyorum.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı