REKLAMI GEÇ

ARTIK YAZMAYACAĞIM

15 Mart 2019 Cuma

31 Mart Yerel seçimleri yapılıp bitirileceği zamana kadar yazmak istemiyorum. Seçimlere şurada 17 gün gibi kısa bir zaman kaldı. Kaldı kalmasına da, bu 17 günün nasıl geçeceği konusunda endişeler içerisindeyiz. İnşallah bu seçim yapılır biter de, daha fazla bitip tükenmeyiz diye dualar ediyorum. Ülkemiz insanının değer yargıları, hiç bu kadar hafife alınmamış ve bizi yönetecek olanların birbirine hiç bu kadar ağır söz ve davranışlarla saldırmamışlardı diye düşünüyorum.

1959 Yılının son aylarıydı. Başbakan Rahmetli Adnan Menderes Denizli’ye gelmişti. Ben o günlerde genç bir mimar olarak Denizli Belediyesi’nde çalışıyordum, encümen odasında kendilerine brifing verilirken benden, Denizli’nin konut sayısı hakkında bilgi isterken bana, “beyefendi” diye hitap etmişti. Şaşırıp kalmıştım. Demek oluyordu ki o zamanlar Devlet Adamlığı böyle bir şeydi.

Milletvekili Rahmetli Osman Ongan muhalifi birisiyle konuşurken, “sen zaten Çallı’sın” dedi diye günlerce ayıplanıp durulmuştu. Bir Akşam Rahmetli Turan Bahadır ile Delikliçınar’da sokakta dert dinlerken, bir fayton arabacısı, hayvan yeminin pahalılığını, onun için zor günler yaşadıklarını anlatmaya çalışıyordu. Rahmetlinin ezile büzüle kendisini teselli etmeye çalışmasını bugün gibi hatırlarım. İşte kısaca o zamanın politikacılarının tavırları böyleydi.

Bir de bugünlere bakıyoruz da moralimiz sıfır oluyor denilebilir. Televizyon kanallarının pek çoğunu dinlemekten çekinir olduk. Seçimler için propaganda amaçlı bazı aşırı konuşmalar yapılabilir de, bu kadarı da olmaz diye düşünüyor insan.

Özellikle Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyükşehirlerin belediye başkanlığı için parti liderleri ve üst düzey yöneticiler bir yana da, küçük şehirlerde bile ağza alınmaması gerekli konuşmaları uluorta işitiyoruz da gerçekten üzülüyoruz. Bu konuda özellikle Denizli gayet iyi ve uygar tavırlar sergilemektedir denilebilir. Onun için her partiden ve her kademede insanımızı, Denizli’ye yakışır tutum ve davranışları yüzünden şükranla kutlamak isterim.

Kütahya gibi bir şehrimizde bir İl Başkanı, “siyaset yapan 4.lü çete, şer ittifakı, illet ittifakı mensupları, sokaklarda, mahallelerde gezemeyecekler” şeklinde konuşabiliyor. Demek oluyor ki bu seçimden sonra milletin yarısı sokaklarda, mahallelerde gezemeyecek öyle mi?

Peygamberler şehri olarak bildiğimiz Şanlıurfa’nın bir milletvekili de seçmenin karşısına geçmiş, ”Vicdan rahatlığıyla size diyorum ki, yarın İnşallah mahşerde Allah’ın karşısına çıktığınız zaman, Allah o emaneti bize verdiğinizden dolayı, size İnşallah hiçbir hesap sormayacak” diyebilmektedir. Bu sözler üzerine (İslam’ı kullanıyor) diye eleştiriler gelince Sayın Milletvekili, “Neden kullanmayayım? Sen de kullan. Din benim tekelimde değil ki. Din AK Partinin tekelinde olan bir şey değil. Bunu sizin de kullanmanız son derece normaldir” diyebilmiştir.

İnsan bu söylemleri işittikçe zıvanadan çıkıyor. Bir arkadaşım kızmış ve bu seçimlerde oy kullanmayacağım diyordu. Son günlerde, “vallahi de kullanacağım, billahi de kullanacağım” diye isyan ederken, acaba ne demek istiyor anlaşılmıyor mu? İşte bu birkaç örnekten de anlaşılacağı gibi, yazmanın da bir anlamı kalmadı ve seçimlere kadar sürecek bu mesnetsiz itham ve hakaretler yüzünden artık yazmayacağım. İnşallah seçimleri sağ salim atlatır ve düze çıkarız da, yeniden yazmaya devam edebilirim.

Hayırlısıyla.  

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı