REKLAMI GEÇ

SİYASETİN ‘RÜŞVETLE’ SINAVI

4 Mayıs 2018 Cuma

“Herhangi bir kamu görevlisi ya da politikacısının pozisyonundan doğan yetkilerini bilinçli bir şekilde kullanarak, bir kişi ya da belli bir gruba çıkarlar sağlayıp, karşılığında bir takım çıkarlar elde etmesi olarak tanımlanabilecek rüşvet olgusu, uzun çağlardan beri toplumun üzerinde durduğu bir sorundur.”

Yukarıda alıntıladığımız bölüm, herhangi birinin aklına gelip karaladığı veciz bir söz değil. Gerçi epey veciz bir özet olmuş ama yazı oldukça uzun bir makale ve biz makalenin sadece giriş paragrafını buraya aldık.

Yazarları İlhan Tekeli ve Gencay Şaylan. Tekeli’nin “Türkiye İçin Siyaset ve Demokrasi Yazıları” başlıklı kitabı içinde bir bölüm olarak yer aldı. Günümüzden tam 44 yıl önce, 1974 yılında Amme İdaresi Dergisi için yazılmıştı. Adı geçen kitap 2011 yılında Tarih Vakfı Yurt Yayınları tarafından yazarın derlemesi olarak yayınlandı. Makale başlığı ise “Rüşvet Kuramı.”

***

Civangate Skandalı

Kamusal alanda rüşvetin örnekleri nelerdir dediğimizde, ilk aklımıza gelen 1990’lı yıllardaki ünlü Emlakbank skandalı geliyor.

Civangate Skandalı olarak da ünlenen rüşvet davası uzun yıllar hafızalardaki yerini korudu. Bu rüşvet olayı elbette kamu da yaşanan ilk örnek değildi, son örnek de olmayacaktı. Ancak hafızalara kazınmasına yol açan mahkeme diyaloğu, 25 yıldır unutulmadı, bundan sonra da unutulmayacağa benzer.

O duruşmada “bana verdiğin rüşvetin belgesini göster” diyen Engin Civan’a “Rüşvetin belgesi olur mu pezevenk” yanıtı veren Selim Edes’in sözü dünya rüşvet literatürüne girdi.
***

“Rüşvet”in belgesi olur mu?

Olurmuş! Nihayet bunu da gördük biz ölümlüler!
Kamusal alanda kendine çıkar elde etmek için başkasına çıkar sağlamak  olarak özetlenecek bir “siyasal rüşvet” belgelemesi, Türkiye siyasal tarihine kötü bir sicil olarak yazılıyor ne yazık ki.

Yıllardır çalışan kesimin gelir durumunun iyileştirilmesi üzerinden savunulan önermeleri dalga geçerek karşılayan iktidar, bıçağın kemiğe dayandığı şu günlerde, belgesiyle ‘siyasal rüşvet’ vermeye hazırlanıyor.

Emekli ikramiyesi, devlet borçlarının yıllara yayılan vadelendirilmesi, imar affı, öğrenim affı ve başka düzenlemeleri yasalaştırarak seçimlere 50 gün kala seçmen oylarını kendi lehine çevirmeye çalışıyor.

Soralım; bu durumun ‘yasalaştırılmış siyasal rüşvet’ten farkı ne?

Çıkacak yasanın ‘seçime dönük siyasal bir rüşvet belgesi’ olarak değerlendirilmesini nasıl önleyeceksiniz?

Demek ki rüşvetin belgesi bal gibi oluyormuş!

***

Normatif rüşvet

“Rüşvet verilecekse, devlet verir.”
Hadi o kadar acımasız olmayalım.
“Rüşvet olgusu” diyor İlhan Tekeli, “devletin var olmasıyla ortaya çıkmıştır.”

Yani rüşvet olgusu ne günümüzdeki siyasal iktidarın bir keşfidir, ne de bu iktidar yerini bir başkasına bıraktığında son bulacaktır.

Rüşvet, Roma Hukuku’nda Sezar’dan başlayarak, Justinyen hukuk kurallarına kadar ceza yasalarına konu olmuştur. Ancak yine Sezar’dan başlayarak doğrudan devletin kamusal alanda varlığını sürdürmesinin unsuru olmuştur. Diğer deyişle ceza yasalarındaki kurallar, aslında devletin rüşvetle elde edilecek çıkarı kendi tekeline almasıyla sonuçlanmıştır.

***

Özel ilişkilerde rüşvetin olumlanması

Ceza yasaları, özel ilişkiler içindeki rüşvet olgusuna çok fazla karşı çıkmaz. Özel alan içinde olması buna sebep teşkil eder. Dolayısıyla halk nezdinde, özel mülkiyetin serbestçe tasarrufu olarak değerlendirilir.

Devlet kamu alanındaki rüşvetle özel alanda süren rüşvet ilişkilerini bu yanıyla birbirinden ayırır. Hal böyle olunca rüşvet giderek derecelerle kategorilere ayrılmaya başlar.

Hafif rüşvet, özel rüşvet, kamusal rüşvet, kabul edilebilir rüşvet… gibi.

Galiba devletin rüşvetle imtihanına kapı aralayan bu olmaktadır.

Halkın yaşam kültürü içinde karşılıklı çıkar sağlayarak çıkar elde etme eylemi ne ölçüde mubah sayılıyorsa, devletin halka dönük politikalarında bu işleyişe önce prim verme, gerektiğinde aynı yöntemi kullanma pratiği de zaman içinde kabul görür hale gelmektedir.

***

Siyasal rüşvet

Şartlar olgunlaşmıştır.
Önce yardım sandıkları kurulur. Toplumun en yoksul kesimlerinden başlayarak yardım adı altında karşılıksız ihtiyaç nesneleri dağıtılır.

Bu girişimi sınayacak olan seçim dönemleridir. Yardım sağlayan devletin yönetim erki, sonuçlarını gözler, elde ettiği kazanımı ölçer biçer.

Aldığı olumlu sonuçları nasıl yatırıma dönüştüreceğinin hesabına girişir.
Sonraki seçim dönemi bu yatırımın meyvelerini toplama zamanıdır.
Yapılan eylem en sonunda yardım olmaktan çıkar, evrim gösterir.
Aslında gelişmeler treni raydan çıkarmıştır.
Bürokrasi bilincinde yardım olgusu karşılık almaya dönük bir ilişkiler dizisine çoktan dönüşmüştür.
Tek sorun, bunu yasallaştırmaktır.
Yasal hale getirmenin sonuçlarını şimdiden öngörmek mümkün.
Gelecekte çok daha büyük oranlarla aynı yöntem başarının anahtarı olmaya adaydır.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı