


Kongre Merkezinin ilk oyunu “Geç Kalanlar” oldu

MESELE KAZANANLAR DA KAYBETTİ MESELESİ…

BELEDİYECİLİK 1

Serinhisar Gençlik ve Kültür Merkezi açıldı

BİR KURBAĞA’DAN ÖĞRENDİKLERİM
Değerli okurlarım, üç aylık bir ayrılıktan sonra saygılar ve selamlar… Bu yaz yeni kitabıma arzu ettiğim ölçüde yoğunlaşamadım ama güzel kitaplar okudum. Bu yazılarımda kullanabileceğim harika pasajları işaretleyip, bir Word belgesine alıntı olarak aktardım. Önümüzdeki ayların köşe yazıları için hazır bir malzeme oldu. Ayrıca, hepimiz için öncelikli

Unutmanın trajedisi
Şair Betül Dünder, “Unutmanın kısa tarihi” adlı üçüncü şiir kitabını yayımladı. Yitik Ülke yayınlarından Nisan 2018 tarihinde çıkan kitap 22 şiirden ve iki bölümden oluşuyor. Unutma temasından hareketle ilerleyen kitap okurunu şiir perisiyle de buluşturup hayat denen trajedinin sokaklarına davet ediyor. Bilinçle işlenmiş şiir örgüsü ve insanı

EYLÜL’E BEŞ KALA
Eylül’e beş kala mavi pikesini bozmadan uyuyakalmış deniz. Parmaklarımın ucuna basarak, uykusunu bölmeye kıyamadan usulca sokuldum koynuna seher vakti. Serin serin nefesinde ben de uykuya daldım. Deniz hem yarenim oldu, hem öğretmenim çocukluğumdan beri. Denizden çok şey öğrendim ben. Mesela rengini bulut ve yosunun yansımasından aldığını! İnsanlar

TAŞLARIN DİLİ
Senenin ilk mavi ab-ı destini almışım henüz kıpırdanmaya vakti olmamış denizde. Şahane ekonomimize ispat, tepesinde iki tel saçı kalmış bir kafa seyrekliğindeki sahili, sivil ayaklarımla eze eze, gömmüşüm sıkıntıları. Hepi topu üç beş saat kalmışım seyrek sahilde, sırf derdimi ummana döküp, asumana inlemeye niyet. Umman derdimi toplamış

SENE-İ DEVRİYE
Herkes yazacak biliyorum. Ama benim için farzdır kitap fuarını yazmak. Çünkü tam bir yıl önce, kitap fuarında bana bu güzel gazetede köşe yazarı olma teklifi gelmişti sevgili editörüm Yaşar Tok’tan. Benim için okyanusa açılan pencereydi bu teklif ve o pencereden uçurduğum ilk yazım 1. Kitap Fuarı üzerineydi.

UMUT BİLİMİ
Sosyal bilim dalı olarak umut ve iyimserlik konusu daha çok sosyolojinin ve psikolojinin alanına girmektedir. Yapılan toplum bilim araştırma projeleri umut konusundan çok daha fazla iyimserlik konusu üzerinedir. Umut konusunu bir bilim konusu olarak işlemeden önce, bir felsefe konusu olarak nasıl işlendiğine göz atmak yerinde olacaktır. Umut

KARNE
Dostluk, matematiği zayıf bir kavramdır. Hesaptan, kitaptan hiç anlamaz garibim. Kaç kere, kaç sene, kaç para, ne kadar sorularını sordun mu dumur olur, bir adım bile atamaz, adeta felç olur. Kaçtım, geldim oyununu da bilmez mesela. Hani karşılıklı geçersin, bir adım sen gelirsin, bir adım o, böyle

YEŞİLMİŞİK, MAVİYMİŞİK
Sarı, maviyi azıcık aralasa bütün insanlar eşit olur. Bilmem kaç metrekarelik alttan ısıtmalı villasının çelik kapısını kapatan, üstüne şu kadarlık eşofmanını, bu kadarlık spor ayakkabısını giyindiği gibi yeşile koşar. Tek göz oda evinin kovalı sobasının üstünü örtüp, gıcırdayan yarı aralık tahta kapısını çengelleyen, pazardan aldığı eşofmanını, Kaleiçi

Denizlili Karikatürist Mehmet Selçuk’tan önemli başarı
Denizlili karikatürist Mehmet Selçuk, Yeşilay tarafından bu yıl 2. kez düzenlenen “Bağımlılık” konulu Uluslararası Karikatür Yarışması’nda teknoloji bağımlılığını konu edindiği çizimi ile finale kaldı, sergileme ödülü aldı.

SEVME KÜLTÜRÜ
Sevgililer günü ticari bir buluştan ibarettir kanımca. Öte yandan, sevmek ve sevilmek bireysel ve toplumsal kültürün ayrılmaz bir parçasıdır. Özellikle toplumsal kültür, bireyi etkileyerek bireysel kültürü dönüştürme gücünü en çok da gençler üzerinde uygular. Benim kuşağımın toplumsal kültürü fedakarlık, yardımseverlik, katlanmayı bilmek, sabır ve uyumluluk içerdiği için

GÜZ ŞARKILARI BİZİ NEREYE GÖTÜRÜR?
Akrep gibisin kardeşim, korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. Serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin. Midye gibisin kardeşim, midye gibi kapalı, rahat. Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim. Bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef. Koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen

LAİKLİK KÜLTÜRÜ
Kültür, insanların günlük uğraşıları ve yaşamsal tutumlarını da kapsayan bir olgudur. Bir ülkenin ya da ulusun kültürü; alışılmış ve yinelenen yaşam pratikleri kadar, alışılmış ve uygulanan ilkelerle de oluşur. Türlü tanımları olan laiklik kavramının, üzerinde uzlaşılmış bir tanımı üzerinden ulusal kültür haline gelmesi de böyle olur. Bu

RÜZGAR
Rengârenk el işi kâğıtları verilmişti elime, bir de incecik ahşap çıtalar. Yanında da upuzun, sonsuz olduğunu zannettiğim bir ip! Sarısı güneşten, yeşili çimenden, mavisi denizden, kırmızısı kalbimdendi kâğıtların. Yere bağdaş kurmuş, özenle kesip yapıştırıp, 7 köşeli bir uçurtma yapmıştım kendime. En sevdiğim renkten yani maviden afili bir

ÇIPLAK
Ne kadar çıplaksan o kadar özgürsün! Kimliklerinden ne kadar soyunabilirsen o kadar olgunsun! Kırılmak yerine düşünebiliyor, fark edebiliyorsan o kadar kendinle barışıksın! Çıkar gömleklerini bir bir üzerinden. Milletvekilisin belki, iyi, güzel. Meclisten çıkarken gömleğini orada bırak. Görevden çekildiğinde ise o gömleği yak. Öğretmensin çok şahane. Otoriten saat

Karaçay’ın “İz bırakanlar” sergisi açıldı
Denizli basın sektörünün önemli isimlerinden Muhammet Karaçay, DRT’de hazırlayıp sunduğu “Fotoğraflarla Anılar” programının konukları bu kez de “İz bırakanlar” sergisiyle Denizlililerin karşısına çıktı. Karaçay’ın sergisi, yoğun bir katılımla açıldı.