REKLAMI GEÇ

23 NİSAN KUTLU OLSUN

24 Nisan 2019 Çarşamba

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği Ulusal Egemenlik Bayramı ayni zamanda dünyada tek olan Çocuk Bayramı olarak sadece ülkemizde kutlanmaktadır. Bunun anlamı Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkenin geleceği olan çocuklara verdiği önemin göstergesidir.

96 yıl önce çocuklara gereken önemin verilmesi ve onların iyi yetiştirilmesi için Atatürk’ün gösterdiği bu hassasiyete göre “günümüzde çocuklar için neler yapabildik? Eğitimleri için çabalarımız yeterlimi?” diye düşünmeden edemiyoruz.

Bunun için Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) verilerine baktığımızda son 10 yılda Türkiye’de okullaşma oranı yükseldi ancak okul öncesi eğitime katılım oranı halen düşük seyrediyor.

OECD ülkeleri arasında, devletin eğitim kurumlarına öğrenci başına yaptığı harcamalara baktığımızda en az harcama yapan ülkenin Türkiye olduğunu görüyoruz.

2015 yılında güncellenen verilere göre, Türkiye’de ilkokuldan üniversite düzeyine kadar öğrenci başına yapılan kamu harcamaları, 4 bin 652 dolar.

Bu rakam, 10 bin 391 dolar olan OECD ortalamasının yarısından daha az.

Gönül ister ki 96 yıl önce çocuklarını bu kadar önemseyen Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkesinde çocuklar için her şeyin en iyisi yapılmış olsun. Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak için bütün çocuklarımızın en iyi eğitim olanaklarına sahip olmalarını sağlamalıyız.

OECD ülkelerinin ilkokuldan üniversite düzeyine kadar öğrenci başına yaptıkları kamu harcamalarına baktığımızda ülkemize göre çok daha farklı rakamları görüyoruz.

Ülkelerin eğitime yaptığı harcamalara göre yapılan bu sıralama kısmen de olsa ülkelerin kalkınmışlık düzeyi konusunda da bir fikir vermektedir.

Ortaöğretim düzeyinde öğrenci başına 3 bin 511 ile bu rakam daha da düşük. OECD ortalamasının da yaklaşık üçte biri.

Öte yandan GSYH’sinin yüzde 4,8’i eğitim kurumlarına ayrılan Türkiye, bu alanda OECD’nin ortalamasına çok yakın.

Okul öncesi eğitime yatırım da katılım da düşük.

OECD raporuna göre, erken eğitime yatırımların düşük kalması, bu çocukların eğitim düzeyini de geriye çekiyor.

Türkiye’de okullaşma oranı son on yılda artmış olmakla beraber, örneğin 2015’te Türkiye’de erken çocukluk eğitim ve bakımına ayrılan yıllık kaynaklar çocuk başına 3 bin 591 dolar ile OECD ortalamasının yarısından azdı.

Bu durumun çocuğun ileriki yıllarda okullaşma oranını etkilediğini söyleyebiliriz.

Rapor, 2016 yılında 3-5 yaş arası çocukların sadece yüzde 37’sinin okul öncesi eğitime kaydedildiğine dikkat çekiyor. OECD ülkelerinde bu oran ortalama yüzde 86’ya yakın.

OECD’nin geçen yıl yayımladığı “Bir Bakışta Eğitim 2018” raporuna göre Türkiye erken çocukluk eğitimine erişim konusunda 42 ülke arasında sondan ikinci sırada. Onu Suudi Arabistan takip ediyor.

Bu sonuç ne yazık ki bizleri üzüyor.

Raporda erken eğitim ve çocuğun bilişsel gelişimine yönelik farkındalık son 10 yılda artış göstermiş olsa da, Türkiye’de özellikle 3-5 yaş arası erken çocukluk eğitimine yapılan yatırımların düşük olması sonucu katılımın da düşük seyrettiği belirtiliyor.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 2023 vizyon belgesinde okul öncesi eğitimin 2020’de zorunlu olmasını hedef koydu. Dileriz bu hedef gerçekleşir de OECD ülkeleri ile olan mesafe kapanır. En önemlisi de çocuklarımıza Mustafa Kemal Atatürk ün arzuladığı çağdaş uygarlığa erişme yolunda gerekli doğru eğitim olanaklarını sağlarız.

“Küçük hanımlar, küçük beyler… Sizler hepiniz, geleceğin bir gülü, yıldızı, bir bahtının aydınlığısınız. Memleketi asıl aydınlığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız.”     M. K. Atatürk

 

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı