REKLAMI GEÇ

KODLAMA EĞİTİMİ

13 Mart 2019 Çarşamba

Son yıllarda eğitim dünyasında sıkça duyduğumuz “kodlama eğitimi nedir?” “Ne işe yarar?” “Kimlere ne zaman öğretilmeli?” “Okullarımızda gerekli altyapı var mı?” “Bu konuyu işleyecek öğretmen var mı?” gibi birçok soru akla geliyor.

Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda ne yapıyor?
İşte ulaştığımız bilgiler.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), şu sıralar ‘kodlama’ eğitimini müfredata almak için çalışmalar yapıyor. Kodlama eğitimi 5 ve 6’ncı sınıflarda zorunlu, 7 ve 8’inci sınıflarda seçmeli olan bilişim teknolojileri ve yazılım dersinin içerisinde yer alacak. Eğitimi, bilişim teknolojileri öğretmenleri verecek. Dünyada uzun zamandır okullarda eğitimi verilen, Türkiye’nin ise yakında tanışacağı kodlamanın, gelecek eğitim öğretim yılından itibaren müfredatta olması planlanıyor.

Konuyu biraz açmaya çalışalım.

Kodlama nedir?
Bilgisayar yazılım programının ilk adımı olan kodlama; bilgisayarda yazılım, uygulama ve web sitesi oluşturmayı mümkün kılan bir dilde elektronik olarak yazmak anlamına geliyor. Yüzlerce kodlama dili var. Bu temel bilgi öğrenildiğinde, bilgisayarda kendi yazılım, uygulama ve web sitenizi yapmanız mümkün olabiliyor.

Kodlama eğitiminin yararları neler?
Uzmanlara göre, küçük yaşta kodlama eğitimi almak çocuğun bilişimsel ve algoritmik düşünme becerilerini geliştiriyor.

Dünyada nasıl uygulanıyor?
İngiltere Eylül 2013’te yaptığı değişiklikle ‘kodlama’yı müfredata ekledi. İngiltere Eğitim Bakanlığı, bilgi ve iletişim teknolojileri dersinin müfredatını 5-6, 7-11 ve 11-14 yaş grubu için üç ayrı basamakta düzenledi.

ABD’de de kodlama eğitimi ilk, orta ve liselerde veriliyor. Birçok ülke, çocuklara kodlama ve algoritmik düşünme becerisini kazanabilmeleri için ünlü simaların katıldığı ulusal kodlama şenlikleri, robot tasarım/ kodlama yarışmaları gibi çeşitli yöntemler geliştiriyor.

Türkiye’de kodlama eğitimi nasıl verilecek?
MEB şu anda 5 ve 6’ncı sınıflarda zorunlu, 7 ve 8’inci sınıflarda seçmeli olan bilişim teknolojileri ve yazılım dersi öğretim programının kodlama eğitimi konusunda güncellenmesi için çalışmalar yapıyor

Kodlama eğitimin içeriğinde ne olacak?
Bununla ilgili çalışmalar devam ediyor. Bakanlık yetkilileri; akademisyenler, ulusal ve uluslararası kuruluşlarla çalışıyor

Bakanlığın ‘kodlama’yı müfredata almasındaki amacın çocuklarda bilişimsel ve algoritmik düşünme becerilerini geliştirmek, bu sayede problemler karşısındaki düşünme yeteneklerini geliştirmeleri planlanıyor.

Biz bu kodlama işini önemseyip hazırlıklar yapıyoruz. Ancak, OECD’nin (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) eğitim direktörü Andreas Schleicher, çocuklara kod yazmayı öğretmenin bir zaman kaybı olduğunu, bu becerinin modasının yakın zamanda geçeceğini söylüyor.

Schleicher diyor ki; “bu beceri günümüzde kullanılan bir teknikten ibaret, gelecekte önemsiz hale gelecek. Bir bakıma, kodlama günümüzde kullanılan bir teknikten ibaret ve bu aracı eğitime dahil etmenin kötü bir hata olacağını düşünüyorum. Şu anda üç yaşındaki çocuklara kodlama öğretiliyor ancak mezun olduklarında size ‘Kodlama neydi acaba?’ diye soracaklar. Yakın zamanda işe yaramaz bir beceri haline gelmiş olacak.”

Kodlamayı trigonometriyle karşılaştıran Schleicher şöyle devam ediyor: “Aynı ikileme düşeceğiz. Bu tür şeyler hakkında daha iyi bir denge kurmamız gerektiğini düşünüyorum. Bugüne özel bir tekniği öğretmek yerine veri bilimi ya da sayısal düşünmeyi öğretmeyi tercih ederim.”

Paris’te gerçekleşen Dünya Eğitim İnovasyonu Zirvesi’nde (World Innovation Summit for Education) konuşan Schleicher, şu anda kodlamaya verilen önemin aslında eğitimdeki daha geniş çaplı bir sorunun parçası olduğunu belirtiyor, “Her gün, şu an için çok önemli olduğunu düşündüğümüz bir fikir ortaya çıkıyor, ama geleceğin farklı olacağını düşünmüyoruz” diyor.

Schleicher, geçmişte öğretilen pek çok konunun günümüz eğitim sistemiyle hiçbir alakasının olmadığını ve önemli olanın daha az konuyu daha derinlemesine öğretmek olduğunu söylüyor.

Schleicher şöyle devam ediyor: “Trigonometri bu duruma güzel bir örnek. Bir matematikçiye trigonometrinin matematiğin temeli olup olmadığınız sorduğunuzda size, ‘Hayır, sadece özel bir uygulama,’ cevabını verir. Yani, uzun süre müfredatta kalmasının tek sebebi tarihsel bağlamda bir yerinin olması.”

Schleicher, eğitimin “son derece muhafazakar bir sosyal ortam” olduğunu; toplumun çocuklara öğretecek konulara ekleme yapmakta çok iyi, ancak konuları azaltmakta o kadar da iyi olmadığını dile getirdi. “Önemli olan, daha az konuyu daha derinlemesine öğretmek. Eğitim başarısının temelinde yatan şey budur.”

Bütün bunlardan sonra, acaba biz bazı konularda çok mu geriden geliyoruz? Yoksa yeterince araştırmadan kararlar mı alıyoruz?

Bekleyip görelim.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı