REKLAMI GEÇ

ÖĞRETMENLER GÜNÜ

27 Kasım 2019 Çarşamba

Cumhuriyet kurulduktan sonra gerçekleştirilen devrimlerden bir tanesi de harf devrimidir. 1 Kasım 1928 tarihinde Latin harflerinin kabulünden sonra 24 Kasım’da Millet Mektepleri açıldı ve okuma yazma seferberliği başlatıldı.

Atatürk, Millet Mektepleri’nde yazı tahtasının başına geçerek halkın okuma yazma öğrenmesi için bizzat öğretmenlik yapmıştır.
Gerçekleştirilen diğer devrimlerde olduğu gibi okuma yazma seferberliğinde de aktif olarak görev almış. Gittiği her yerde kara tahtanın başına geçerek halka Latin harfleri anlatmış. Dönemin bakanlar kuruluda Mustafa Kemal Atatürk’ü Başöğretmen olarak ilan etti. 24 Kasım günüde Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür.
Atatürk’ün 100. Doğum yıldönümü olan 1981 yılında, 24 Kasım’ın her yıl Öğretmenler Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk öğretmenlere hitaben yaptığı bir konuşmada toplumu şekillendirme adına öğretmenlere nasıl önemli bir görev düştüğünü şu sözlerle açıklamıştır: “Arkadaşlar, yeni Türkiye’nin birkaç yıla sığdırdığı askerlik, siyaset ve yönetim alanlarındaki devrimler, sizin; sayın öğretmenler, sizin toplumda ve düşünce yaşamınızda yapacağınız devrimlerdeki başarınızla gerçekleşecektir. Hiçbir zaman unutmayın ki, Cumhuriyet sizden “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller ister.
İnsanlar, tarihin ilk çağlarından beri eğitim ve öğretime ihtiyaç duymuşlardır. Bu eğitim ve öğretimi yerine getirenler ise öğretmenlerdir. Toplum bireylerinin yetişip yücelmesi, o toplumun ve o ülkenin yükselmesini, ilerlemesini sağlar. İşte böyle önemli bir görev öğretmenlerin omzunda dır. Öğretmenler, öğrencilerine yalnız bilgi vermekle kalmaz, onlara sıcak bir dost, sevgi pınarı ve her konuda örnek ve destek olurlar. Öğretmenlik mesleği özveri ister. Ulusal varlığın devamını sağlayan insan öğesini yoğuran, ona şekil veren öğretmendir. Tarihi yazar, insanı eğitir. Bu nedenle kutsaldır öğretmenlik. İnsan sevgisi ister, vatan, memleket sevgisi ister. Bütün bunlar öğretmenin vasıflarındandır. Çünkü insanlar en değerli varlıkları olan çocuklarını onlara emanet eder.
Atatürk: “Bir kitle millet olabilmek için mutlaka öğretmenlere muhtaçtır. Çünkü toplumu hakiki bir millet haline getiren onlardır“ diyerek öğretmenlerin toplum için ne kadar önemli ve saygın kişiler olduğunu ortaya koymuştur.

Öğrencileri, öğretmenleri, okulu çok seven Atatürk yurt gezilerinde okullara uğrardı. Sınıflara girer, sıralara oturur, ders dinlerdi. Öğrencilere sorular sorardı. Öğretmenlerle konuşur, her yerde öğretmenliğin üstün bir meslek olduğunu anlatırdı.
Atatürk yeni Türkiye’nin oluşumunda öğretmenlere büyük görevler düştüğü inancındaydı. Çağdaş bir ulus olmamız için eğitimin yaygınlaşması gereğine inanıyordu. Bu nedenle Atatürk “Ulusları kurtaracak olan yalnız ve ancak öğretmenlerdir.” Sözleriyle öğretmene verdiği önemi ve duyduğu saygıyı en güzel biçimde belirtmiştir.
Peki günümüzde öğretmene nasıl bakılıyor bilader?
Konya valisi gibi.
Yalnız vali bey bir şeyi kaçırdı.
Diyor ya “sen öğretmen misin bilader ?”
Oysa bilmeliydi ki ÖĞRETMEN saçı sakalı karışmış kotla, montla sınıfa girmez, toplantıya katılmaz, resmi bir toplantıda nasıl oturacağını bilir.
Yoksa bunları bilmeyen öğretmenler mi var?
Bunlar bizi üzüyor ancak, daha çok üzen çok çeşitlilik.
Nasıl mı?
Kadrolu öğretmen, sözleşmeli öğretmen, vekil öğretmen, ücretli öğretmen gibi.
Ayni okulda, yan yana sınıflarda, aynı şartlarda görev yapıp, farklı unvanlarla, farklı ücret alarak, gelecek kaygısı taşıyarak görev yapan öğretmenlerden verim beklemek doğru değildir.
24 Kasımlar öğretmenlere sadece övgüler yağdırılan günler değil, öğretmenlerin kendilerini güvende hissettikleri, gelecek kaygılarının olmadığı, mesleki ve özlük hakları anlamında yeterli oldukları müjdelerinin verildiği günler olmalı.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı