REKLAMI GEÇ

OKUYUCUNUN SESİ OLALIM

14 Ekim 2020 Çarşamba

 

Siz değerli okuyucularımızla her hafta buluştuğumuz bu sayfada son sekiz aydır neredeyse dünyayı ve doğal olarak ülkemizi de etkileyen koronavirüs ve etkilerinden söz etmeden geçemiyoruz.

Virüs olayı her alanda etkili oldu ancak, eğitim ve bileşenleri en çok etkilenen kesim oldu. Bu nedenle bizde olaya eğitim yönüyle bakıp öğrencilerin bu sıkıntılı dönemden en az zararla nasıl çıkabilecekleri ve eğitimlerini nasıl sürdürebilecekleri konusunda düşüncelerimizi bu sayfada anlatmaya çalışıyoruz.
Doğaldır ki, burada paylaştığımız tespit ve önerilerimize katılan okuyucularımızın olduğu gibi katılmayanlarda olacaktır. Bazı okuyucularımız zaman zaman yazdıkları yorumlarla bu düşüncelerini paylaşıyorlar. Biz de saygıyla karşılıyoruz. Ancak; geçen hafta yayınlanan yazıya ilginç yorumlar yapıldı. Doğrusu bu yorumların bir kısmı ilgimi çekti. Bu nedenle yorumlara yanıt vermem ne kadar doğru bilmiyorum ancak, yorum yapanların soruları ilginç olduğu için değerlendirme yapma ihtiyacı duydum.

Diğer taraftan mümkün olduğunca okuyucularımızın düşüncelerine saygı çerçevesinde niçin yer vermeyelim diye düşündüm. Bu nedenle bu günkü yazıyı siz değerli okuyucularımızın düşünceleri çerçevesinde hazırlamaya çalıştım.
İki okurumuz diyor ki; özetle “siz hiç yurtta kaldınız mı? Her odada 4’er kişi kalıyor ve ortak banyo ve tuvalet kullanıyor, bunların hepsi sıkıntı yaratır.”

Değerli okurlarım, ben 12 yaşından itibaren yedi yıl yatılı okulda okudum, biz dört kişilik odalarda değil, 45-50 kişilik yatakhanelerde barındık, tabi ki ortak tuvalet ve haftada bir gün hamam sırası geliyordu. O nedenle kalabalık ortamların ne olduğunu çok iyi biliyorum.

Bir başka okuyucum diyor ki; “30 kişilik mevcudu günlere bölerek 15 kişi ders yapan 1. sınıf öğrencileri ile sınıfın fiziki kapasitesi 100 civarında iken 170 öğrenci mevcudu olan soğuklarda pencere açılmadan blok 120 dakika ders gören üniversite öğrencilerini karşılaştırmak.”

Ben Eğitim Fakültesi öğretim görevlisi olarak çalıştığım sürede 170 öğrencinin ders yaptığı hiçbir ortam görmedim. Çok zorunlu hallerde 30 ardan 60 kişilik sınıfta ders yaptığım olmuştur, ancak hiçbir zaman 120 dakika blok ders olmaz, en fazla 80 dakikadır. Eğer 120 dakika blok ders yapan varsa eğitim bilimlerinde bunun yeri yoktur.

Bir başka okuyucunun da yaklaşımı ilginç geldi.

Özetle diyor ki; isim vermeden kampus civarında ekonomik zorluğa düşen işletme ve iş yeri sahiplerinin sesi olmaya çalıştınız, ancak sağlık her şeyden önemli diyor.

Elbette sağlık her şeyden önemli, ondan ötesi yok. Bütün amacımız bu öğrencilerin sağlığının korunması. Ancak sekiz ayı geçkin bir süredir eğitimden yoksun kalan ve sosyal medyada seslerini duyurmaya çalışan gençlerin de sesini duymak gerekir. Esnafa gelince ne yazık ki çok büyük sıkıntıların olduğu bir gerçek, ancak onların sorununu çözmek bir eğitimci olarak beni aşar. Bu nedenle böyle bir düşüncem olamaz.

Diğer bir yorum ise özetle; yaşam hakkının eğitim hakkından önce geldiği, eğitimin telafisinin olabileceği, ancak sağlığın telafisinin olamayacağı, sürü bağışıklığını önerdiğimi, bir okuyucu da daha ileri giderek kendime virüsü bulaştırmamı tavsiye ediyor.

Her şeyden önce yaşam hakkının kutsal olduğu ve sağlıktan daha öncelikli bir konunun olamayacağı bir gerçek. Bunun aksini söylemek mümkün değil. Ancak sağlık sorunları bu günden yarına bitmeyeceğine göre ki bu nedenle ilkokulları açtık, gerekli önlemleri alarak yüksek öğrenim öğrencilerinin de eğitim almalarını sağlamayı öneriyoruz. Hele ki sözü edilen sürü bağışıklığı sözcüğü benim literatürümde hiç olmaz. Yazının neresinden böyle bir anlam çıktı bilemiyorum.

En sonunda beni güldüren bir okuyucu da oldu. Hem yazıyı saçma buldu, hem de teşekkür etti. Ne yapalım, ben de kendisine teşekkür ederim.

Değerli okuyuculara ve özellikle yorum yapan okuyuculara teşekkür ederim. Bana karşılıklı dertleşme fırsatı verdiniz. Galiba arada bir konu dışına çıkmakta fayda varmış. Dileriz ülkemizdeki EĞİTİM ile ilgili sıkıntılar en kısa sürede, en sağlıklı bir şekilde çözülür.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı