REKLAMI GEÇ

SAĞLAM OKULLAR

19 Şubat 2020 Çarşamba

İki hafta önce “DEPREMİ DE EĞİTİM ÇÖZER” demiştim. Genel olarak nasıl olması gerektiğini yazmıştım. Ancak çevrede konu ile ilgili olarak görüştüğüm birçok kişi; “olabilir”, “neden olmasın”, “ama bizde okulların depreme dayanıklılığı konusu ne kadar güvenli” gibi endişelerini dile getirdiler. Zaten biz de yazımızda bu konudaki eksiliği bildiğimiz için öncelikle bütün okulların depreme dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini belirtmiştik.
Bütün binaların depreme dayanıklı yapılması gerektiğini herkes kabul ediyor. Ancak başta okullar ve hastaneler olmak üzere bazı kamu binaları daha da dayanıklı yapılması zorunlu.
Neden mi?
Düşünün, gündüz saatinde meydana gelecek yıkıcı bir deprem sırasında çoğu insan evinin dışında olacak. Depreme evde yakalansalar bile evde 3, 5 kişiden fazla olmaz. Ama bir okulda en az 300, 500 öğrenci olacak. Depreme dayanıksız bir okuldaki faciayı herhalde hiç birimiz düşünmek istemeyiz. Bu durum okulların daha çok dayanıklı yapılması için yeterli neden değil mi?
Diğer taraftan gündüz meydana gelen bir depremde çocuğu okulda olan anne ve babalar önce çocuğuna ulaşma derdine düşmüyor mu? Bu durumda şehir trafiğinde bir keşmekeşlik yaşanmaz mı? Bu da işin tuzu biberi oluyor.
Diğer taraftan geçen yazıda sözünü ettiğim toplanma alanlarına gelince; maalesef birçok insan şehirdeki toplanma alanlarını yerini bilmiyor. Oysa okulların toplanma alanı olarak belirlenmesi halinde her mahallede yeterince okul olduğu için insanlar mahalle okuluna çok rahat ulaşabilir.
Geçtiğimiz ay Elazığ’da yaşanan depremde olduğu gibi kış mevsiminde yaşanacak bir depremde açık alanlarda soğuktan korunmak çok zor. Özellikle yaşlı ve çocukların çadır kurulsa bile kış şartlarında çok büyük sıkıntılar çekildiğini gördük. Ayrıca tuvalet ve özel ihtiyaçlar içinde açık alanlar sıkıntılı oluyor.
Sıkıntılar bunlarla kalmıyor. Yine başta yaşlı ve çocuklar olmak üzere su ve acil gıda temini gibi büyük sıkıntıların yaşanacağı bir gerçek.
Bu durumda yapılması gereken, bir kez daha ısrarla söylüyorum;
Öncelik deprem riski olan illerden olmak şartıyla bütün okul binaları (okulöncesi, ilk, orta ve lise binaları ile üniversite yerleşkelerindeki) en az 7-8 şiddetindeki depreme dayanıklı hale getirilmeli.
Bu okullarda su deposu, hazır içme suları, kuru gıda ve jeneratör temin edilmeli ve daima hazır olmalı.
Okul öncesi kurumlarda deprem tatbikatı mutlaka yapılmalı ve küçük yaştaki çocuklara bu bilinç verilmeli. Eğer bu yaş grubuna bu eğitimi verirseniz, ileriki yaşlarında bu eğitimi aldıkları için depremle ilgili gerekli davranışları kazanmış olurlar.
Gerekirse yaşlı ve çocuklar için okulun bir deposunda battaniye bulundurulur.
Depreme karşı dayanıklı hale getirilen eğitim kurumların bu amaçla kullanılması halinde olası trafik karmaşası önlenmiş olur.
Diğer taraftan vatandaşlar toplanma alanlarının mahalledeki okullar olduğunu bildiği için en kısa sürede herkes güvenli bir yere ulaşmış olur.
Yine insanların açık alanlarda soğuktan korunmakta zorlanmazlar, binadaki dersliklerde sıcak ve güvenli bir ortamda barınabilirler. Yemek hizmetinden de daha rahat faydalanırlar.
Bu ülkenin geleceği olan çocuklarımızı depremden korumanın yolu SAĞLAM OKUL binalarından geçer.
Gelin bu işi bütün toplum olarak bir düşünelim. Bu işi ciddiye alalım.
Tabi geleceğimizi kurtarmak istiyorsak!

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı