TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?

Paramızın değer kaybetmesi ve bunun beraberinde gelen ekonomik sorunlar. Doğrusunu söylemek gerekirse ekonomik ve siyasal sorunların beraberinde gelen paramızın değer kaybı.

Yükselen faiz oranları, benzin, elektrik, su gibi kalem kalem gelen zamlar ve seçimlerden sonraya saklanmış gelecek olan zamlar.

Sebze- meyve fiyatlarının yükseldikçe yükselmesi.

Evet, aslında hepsinin farkındayız, hem de bal gibi farkındayız. Peki, neden deve kuşu misali davranıyoruz.

Şunu fark ettim. Bu sorunlara karşı tepkimiz, önce yaşanan durum karşısında inanılmaz bir şaşkınlık ifadesi takınmak, bir-iki ‘şu hale bak nasıl olur?’ söylemleri, ardından da öğrenilmiş çaresizlikten midir nedir? ‘Napalım, daha az yeriz bundan sonra’ lafı.

Kardeşim, amcam, teyzem, abicim kendine gel…

Çok alıştık, bize sunulan haberleri paşa paşa izlemeye ve söylenenleri düşünmeden, irdelemeden inanmaya. Yine çok alıştık hemen adapte olup unutmaya, kara ekran karşısında hayali insanların hayalli yaşamlarını izlemeye.

İnanıyorum ki bunu ilk defa ben düşünüyor değilimdir. Mevzu bahis diziler. Her akşam, her gün farklı versiyonu ama benzer konular. Zengini de mutsuz, fakiri de. Başlarına gelmeyen kalmıyor. Biz de bunları izleyip şükrediyoruz halimize.

Tabi ne acılar varmış bizimki neymiş diyelim de. Sanırım burada bir problem var, hadi biraz düşünün siz de bulabilirsiniz sonucunu.

Muhalefet yapmıyorum, düşünüp ölçüp biçmiyoruz diyorum. Gelecekten de çok korkuyorum. 10 yıl sonra dünyanın en gelişmiş on ülkesi arasına gireceğimiz yalanına da inanmıyorum. Eğitimsiz, bilinçsiz ve kendi kendine yetemeyen bir ülke on yılda dünyanın en gelişmiş on ülkesi arasına giremez, girse de benim için bir değeri olmaz.

Tohumumuzu bile almışlar elimizden. Çok üzgünüm…