REKLAMI GEÇ

BİR GÜZEL ADAM: İLYAS HAYTAN

28 Ekim 2018 Pazar

Benden 8 yaş büyüktü İlyas ağabey.
Gazetecilik yapmaya başladığımın ilk günlerinde bir habere gittiğimde bana yardım etmişti.
Çok sevinmiştim.
Sonraları hem haberlerde hem Denizlispor maçlarında daha çok karşılaşır olduk.
Sürekli yardım ediyordu ve karşılığında herhangi bir şey beklemiyordu. Zamane insanlarına benzemiyordu açıkçası!
Biz bazen ona bağırırdık, o bize sesini bile yükseltmezdi.
Ölmeden 1 gün önce konuştuk. Belki de yeryüzündeki son iyiliğini bana yaparak gitti İlyas abi.
Düşünüyorum bazen. Keşke diyorum daha uzun konuşsaydım onunla. Keşke diyorum biraz daha güldürseydi beni.
Keşkeler büyüyor içimde. İlyas ağabeyin acısı da öyle.
Ama insan unutuyormuş gidenleri onu anladım biraz da.
Ölümünün ilk günlerinde her anımızı, her gülüşümüzü, her esprisini hatırladığım adamın esprileri, yüzü, eli, kolu, bakışı silinmeye başladı hafızamdan.
Çok kızıyorum kendime bu yüzden.
İşyerimde tam karşımda fotoğrafı duruyor halbuki. ‘Yolu sevgiden geçenlerle elbet bir gün bir yerlerde buluşuruz’ yazıyor altında.
Geçiyorum karşısına İlyas abinin. Konuşuyorum onunla.
‘Ölenler ölümü bilmez, ölüm kalanlar içindir’ diyorum İlyas ağabeye. Sen gittin dünya hayatının telaşı, koşturması, kavgaları bitti. Bizim de bitecek bir gün. Ama çok canımız yandı diyorum yüzüne karşı.
Tam kızacak oluyorum. Gülüşü, olayları alttan alışı, bakışı canlanıyor gözümde. Ağlıyorum bir kez daha. Bilmem kaçıncı kez!
Ailesine, eşine bakıyorum. Ağlarken ciğerleri parçalanıyor hissediyorum. Annesi ‘İlyasımı unutmayın’ dediğinde bizim ciğerlerimiz parçalanıyor. Unutmayız annecim diyorum içimden.
İlyas ağabey nasıl unutulur ki zaten o gülüşü varken!

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı