
DÜNYADA, ÖLÜMDEN BAŞKASI YALAN!
25 Ağustos 2019 Pazar
Candan Erçetin’in meşhur şarkısını ve muhtemelen de klibini hatırladınız başlığı görünce.
Tam da o şarkıyı dinlerken yazıyorum ben de bu yazıyı.
Dünyanın dertleriyle dertlenenleri, parasını sarıp sarmalayanları, kibriyle dünyayı saranları, kendisinden başka kimse için iyilik düşünmeyenleri ama en çok da dünyadan giderken yanında götüremeyeceği şeyleri biriktirmek için dost biriktirmekten vazgeçenleri düşünerek yazıyorum.
En çok da kendime yazıyorum belki!
‘Geri döndüren gördün mü geçmişi
Boşa soldurdun o nazlı gençliği
Bir avuç toprak için yiyor kendini
Dünyada ölümden başkası yalan’
Biz tam olarak bu şarkının yukarıdaki sözleri gibiyiz aslında. Geçmişi geri döndürmeye çalışan, gençliğimizi ya da hayatımızı dünyalık işler için tüketen, bir avuç toprak için, bir dönüm bahçe için ya da 3 kuruş için kendini yiyen bir hayatımız var. Ölümden başkası yalan olan bir dünyada hem de!
Geçmişi geri döndürmeye çalışmak insanın fıtratında var belki. Onu biraz olsun anlıyorum. Ancak geçmişte yapılan hataları düzeltmeyi düşünmeden hareket ediyoruz sürekli…
Özellikle solup giden o nazlı gençlik çok can yakıcı. Kanın deli gibi aktığı, o yüzden delikanlı diye nitelendirilen o yıllarda yapılan hatalar, yaşanan sıkıntılar tüm hayatı etkiliyor. Alkol bataklığına düşmekten tutun da esrar kullanmaya uzun bir liste tutulabilir. Tefecilerin eline düşen de var bu dönemde henüz genç yaşta evlenip boşanan, boşanmasa da mutsuz evliliği olan ve bu yüzden de herkesle arası açılan bir gençlik…Boşa soluyor işte o nazlı gençlik.
Giderken yanımızda götüremeyeceğimiz şeylerle dolu olan dünyada, bir avuç toprağa gömüleceğimizi bile bile kendimizi yemek…Zenginlikte Karun’u, makam mevkide Roma Kralı Sezar’ı aratmasan ne olur! Dünyada bir dönüm bahçen, evinde bir tas yemeğin az olsa ne olur! Eğer mutlu değilsen, iyilik peşinde değilsen, fakire elini uzatmadıysan, bir yetimin başını okşamadıysan, sadece bu dünyalık ve kendine çalıştıysan işte kendini yiyip bitirdiğin o toprak seni bekliyor!
Ölümden kaçış yok değerli okuyucu. Harcayacağınız gençliğiniz, hayatınız ölüme değsin. Dünyadan gelip geçerken ‘yedik, içtik, yattık’ diyerek değil, ‘geldik, sevdik, hamdettik, şükrettik, yardım ettik, güzel dostlar biriktirdik’ diyerek geçmek olsun amacınız.
Dünyadan giderken yanınızda götüremeyeceğiniz şeyler size fayda getirmeyecek çünkü.
‘Dünyada ölümden başkası yalan’.
Lütfen unutmadan yaşayın!