HAİN!
22 Eylül 2019 Pazar
Bu topraklarda en çok kullanılan kelime…
Eskiden teröristler için kullanılan bir kelimeyken şimdi kendisi gibi düşünmeyen herkese yapıştırılan bir yafta haline geldi.
MHP’de kongre sürecinde bir grup ayrılmak istemişti. Koray Aydın, Ümit Özdağ, Meral Akşener ve niceleri. Yıllardır partinin her safhasında yer alan insanlara ‘hain, PKK güdümünde, FETÖ kucağında’ ve daha niceleri yakıştırıldı. Halbuki tek yaptıkları liderin görüşünü benimsememeleriydi ki zaten bu yüzden bayrak açmışlardı. Nasıl yıllardır partinin her kademesini emanet ettiğiniz adamlar ‘hain’ olabilir ki!
Son süreçte aynı şey AK Parti’de yaşanıyor. Partiden ayrılmak isteyen daha doğrusu bir şeylerin yanlış gittiğini söyleyenlere bu tabirler kullanılmaya başlandı. ‘Hain, FETÖ’cü, Kandil ağızlı, Serok Ahmet’ ve daha neler neler…
Ne oluyor yahu. Altı üstü partide gidişattan rahatsız olanlar yeni bir yol çizmeye çalışıyor. İnanın hiç de siyasi olarak yakın değilim ayrılmak isteyenlere. Suriye meselesinden tutun da yıllardır olan suskunlarına kadar çok da eleştirdiğim insanlar… Ancak bu onların ‘hain’ olduğu anlamına gelmiyor!
Elbette eleştirebilirsin. Elbette kızabilirsin ama her cümleye ‘hain’ diye başlamak nedir Allah aşkına!
Sizin gibi düşünmeyen, sizinle aynı yolda yürümeyen herkesi hain ilan edemezsiniz. Siz böyle yaptıkça halk arasında da aralar giderek açılıyor. Herkes kendi mahallesiyle konuşuyor. Fikir tartışmaları yapamaz hale geliyoruz insanlarla. Kendisi gibi düşünmediğimiz anda başlıyor ‘hain’ yakıştırmaları…
Oy verilmedi diye, sizin gibi düşünmedi diye, siyasi anlamda yatağını ayrı serdi diye kimseye ‘hain, kalleş, çapulcu’ diyemezsiniz!
Hainlik böyle bir şey değildir güzel ağabeylerim, ablalarım!
Bu ülke hainliğin her türlüsünü gördü. PKK terörünü görüyor yıllardır. Teröristlerin nasıl insanları kullanarak hainlik yaptıklarını, yaptırdıklarını gördü. Bebek katiline yapılan güzellemeleri gördü!
FETÖ’yü gördü. Türkiye Cumhuriyeti’nin tankını, uçağını kendi ülkesinin insanlarına nasıl çevirdiğini gördü. ‘Bizim çocuklar kazandı’ diyen hainleri gördü.
Ülkesinin dağını, taşını, toprağını yağmalayan hainleri de gördü. Ülkesinin kozmik odasına girip bilgileri kaçıran hainleri de…
Ama velakin kendisi gibi düşünmeyenleri, yolunu ayıranları ‘hainlikle’ yaftalayan bir dönem görmedi.
Artık yeter. Bu dil bu toprakların dili değil. Eğer ülkemiz için bir normalleşme istiyorsak önce bu dilimizi terk edeceğiz. ‘Hain, kalleş, şerefsiz, namussuz’ gibi kelimeleri aklımızdan da yüreğimizden de çıkaracağız.
Yoksa herkesin herkesi ‘hain’ ilan ettiği bir ülkeden hayır gelmez!