REKLAMI GEÇ

İNSAN İNŞA ETMEK!

7 Ekim 2018 Pazar

Bir imam anlatmıştı. Bir köye 2 milyon TL’ye bir cami yapılmış. Müftü gelip sormuş: ‘Sabahları cemaat durumu nasıl?’ diye. İmam da 2 saf olduğunu söylemiş. Bunu duyan müftü sevinip ‘sabah namazında 2 saf baya iyidir’ demiş. Bunun üzerine imam: ‘Müftü bey siz beni yanlış anladınız. Bir ben gidiyorum namaza bir de şu köşede duran saf bir amca geliyor.’ Bunun üzerine de şu değerlendirmeyi yapıyor imam: ‘İnsanı inşa etmeyen, insanı ihya etmeyen her şey israftır.’

Derdimiz tam da burada başlıyor. Betona gömdüğümüz milyonların ardından kendimizi çok büyük işler yapmış zannediyoruz. Nasılsa en büyük camiyi, en büyük kütüphaneyi, en büyük okulu biz yaptık ya bizden daha mukaddes insan olamaz!

Betonla yapılamayacak şey yok. En büyük binayı da yaparsınız, en büyük camiyi de, okulu da. Peki ya insan. Uğruna milyonları betona gömdüğünüz insan faktörü ne olacak? Onları inşa etmek için, onları ihya etmek için bir planınız, bir düşünceniz var mı?

Maalesef insan yetiştirmek yerine paraları betona gömmek daha kolay. Bu yazıyı yazmamın bir sebebi var. Sivas’ta 10 bin kişilik yurt yapılmış. Haberde, yurdun süit odalı olduğu 5 yıldızlı otelleri aratmadığı yazıyordu.

Düşünün ki üniversite okumaya giden öğrenciler için yapılan yurdun özellikleri sayılırken kitap sayısı, etkinlikler, konferanslar anlatılmıyor da yurdun fiziki özellikleri ballandıra ballandıra anlatılıyor. Derdimiz insan yetiştirmek mi bizim yoksa betonla yapılan yapıları övmek mi!

Gençlerimizin, ülkemizin ihtiyacı olan şey gerçekten daha lüks binalar mı? Daha büyük yurtlar mı? Daha gösterişli yataklar mı? Aziz Sancar böyle binalarda mı okudu da gitti Nobel aldı? Oktay Sinanoğlu 5 yıldızlı süit odalarda kalarak mı Profesör oldu genç yaşlarda?

İhtiyacımız olan şey ne daha büyük binalar, ne de daha fazla gösteriş. Bu toprağın çocuklarına güven aşılamakla başlamalı her şeye. Bu toprağın çocuklarına güvendikten sonra onların yetişmesini için en güzel eğitimi vermeli onlara. Bu toprakları anlatarak ama. Hakkari’de bale yaptırmanın modernlik sayılmadığı, çağdaşlığın kordonda köpek dolaştırmak olmadığı bir hayatı anlatmalıyız. İşte o zaman bu ülkenin çocukları betonlaşan bu yapıyı kıracaklar ve ülkemizi daha güzel günlere götürecekler. Betonlaşmayan beyinlere selam olsun!

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı