REKLAMI GEÇ

Kur’ân-ı Kerim’i Anlayarak Okumalıyız

18 Eylül 2022 Pazar

Yıllardır Hafız yetiştiririz. Çocuklarımızın Kur’an-ı ezberlemesini ve bunu makam kullanarak okuması ile gurur duyarız. Hatta bu hususta yarışmalar bile düzenler, kazananları tebrik ederiz. Ancak onların okudukları Kur’an-ın ayetlerinin anlamlarını bilip bilmediğini sorgulamayız. Bu gaflettir. Kur’an-ı bilen insanların, “insanlığı irşat etmesi için” manasını da bilmesi farzdır.

Bir Müslüman olarak okunan bu Kur’an Ayetlerinin ne manaya geldiğini hiçbir zaman sorgulamayız. “Kur’an okunsun da, Allah okuyana da, dinleyene de, Amin diyene de sevabını verir” düşüncesi empoze edildiğinden ve bu algı üzerinden cemaat ve tarikatlar nemalandıklarından manasını hiç aklımıza getirmeyiz.

Halbuki, insanlara sevabını veren Allah, “Kuru kuruya Arapça Kur’an okumadan değil, onun manasını anlayarak hayatlarında uygulaması ile sevabını verecektir” Kuru kuruya Arapça Kur’an okumak insanlara bir şey kazandırmaz. O’nun yüce manasını bilerek, anlayarak okumak ve tatbik etmek önemlidir.

Kur’ân-ı Kerim, insanın dünya ve ahiret mutluluğunu sağlayan nasihatlerle doludur. Kur’ân-ı Kerim, insanlar için indirilmiş bir kitaptır. Bu mübarek son kitap “ anlaşılmasın” diye indirilen bir kitap asla ve kat’a olamaz. Müslümanım diyen her insan, önce Kur’ân-ı Kerim’i anlayarak okuyacak, hayatının baş kısmına ve uygulamaya koyacaktır. Şunu her Müslüman çok iyi bilmelidir ki “Kur’ân-ı Mûciz’ülBeyân’ı anlamak farzdır”.

Nitekim yüce Rabbimiz “Sana indirdiğimiz bir kitaptır. Çok mübarek/ bereketli/ verimli!.. Ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar! (Sâd-29)” buyurmuştur. Kur’ân-ı Kerim genel itibariyle insanların okuyup anlayacağı bir kitap olduğu için, tamamiyle anlaşılması için indirilmiş son İlâhî kitaptır.

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) şöyle buyuruyor:” Müjdeler olsun size! Şüphesiz ki bu Kur’an, bir tarafı Allah’ın elinde diğer tarafı da sizin elinizde olan bir iptir. Ona sımsıkı sarılın! Şayet böyle yaparsanız asla sapıtmaz ve helake uğramazsınız.”

Yine Taberani’nin rivayetine göre; “Sahabe- i Kiram Kur’an’a çok büyük önem verirlerdi. Ezberledikleri Kur’an ayetlerini hayatlarında uygulamadıkça yeni ayetleri ezberlemezlerdi.
Yine İbn-i Mes’ud (R.A.) “Bu Kur’an’dan ayrılmayınız. Çünkü o Allah’ın sofrasıdır. Sizden kim Allah’ın sofrasından alma gücüne sahipse alsın”.
Bu da ancak ilim öğrenmekle olur. İşte o zaman kaynakları bizzat kendimiz öğreniriz, kendi işimizi başkalarına havale etmeyiz, onların da bizi bir oyuncak gibi oynatmalarına fırsat vermemiş oluruz.

İşte bu yüzden Kur’an-ı Kerim’in Türkçe mealini kesinlikle okumalı ve bilmeliyiz. Öyle birilerinin empoze ettiği gibi, “Kur’an Arapça dışında okunmaz” diye bir kaide, bir emir yoktur. İslam “bütün insanlığı” indirildiğine göre, farklı dillerdeki insanlar Kur’an-ı okuduğuna ve iman ettiğine göre, kesinlikle kendi dillerinde ayetlerin durumunu, manasını ve anlamını öğrenmeli, dualarını ona göre yapmalıdır. Hafızlarımız da “Ezber Bülbülü” olmaktan çıkarılmalı, gerçek manada yetiştirilmelidir.

Aslında insanlar Kur’ân’ı okuyup üzerinde düşünseler, sevgi ve gönül bağı ile bağlı olduklarının, kendilerine anlattıklarında bir yanlışlığın olduğunu fark edeceklerdir. Eğer biz Kur’ân’ı hiç anlamayacak olsaydık yüce Rabbimiz bu mübarek ve son İlâhî kitabı indirmezdi.

Kısaca; Kur’ân-ı Kerim, anlaşılıp uygulamaya konulmadan bizlere bir fayda vermez. Okuduğumuz zaman, yalnızca okumak için okumuş oluruz. Hiç yüce Rabb’imizin bizim anlamamamız için kitap gönderebileceği aklımıza sığabiliyor mu?

Bugün İslâm toplumunun hal ve tavırları, ve İslamiyet’in doğuşundan yüz yıl sonra Emevi iktidarında “Ruhban Sınıfı” ortaya çıkarılması ile birlikte, sanki Kur’ân’ın adeta anlaşılmaz bir kitap olduğunu, anlaşılmasının da mümkün olmayan bir kitap olduğunu bağırır gibidir.
Bu da Müslümanların, Kur’ân’ın anlamı üzerinde düşünmeksizin kafa yormamalarına, yalnızca tecvid, sıfat vb. dikkat ederek okumakla kalmalarına neden olmaktadır.
Kendimize gelmenin vakti gelmiştir.

Siyasal İslam ile kullanılmaya başlanılan dinimizin değerlerini gerçek manada yerine oturtmak, Allah’ın ipi olan Kur’an-ı sımsıkı sarılmak vakti gelmiştir.
Saygılar sunuyorum.
Esen kalın…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

mehmet hasgür   -  Bağlantı 18 Eylül 2022, 12:11

Taha 118-119 ile zuhruf 71-73 ayetlerini okuduğumda anladığımı siz anlıyor musunuz ? Hangisi doğru hangisi derin bilgi gerektiriyor siz bilmezsiniz diyenler mi doğru diyor ? Buna benzer 10 larca ayet var kuranda bir dediği digerini tutmayan.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı