REKLAMI GEÇ

KURBAN KESMEK

19 Haziran 2022 Pazar

Daha önceki bir çok makalemde “Kurban” ile ilgili görüşlerimi dile getirdim. Kısmen kendi görüşüm, ağırlıklı olarak İslam alimlerinin görüşlerini özetleyerek aktardığım yazılarımda Kurban’ın mali ibadet olmakla birlikte, “Kan Akıtmak” mealinde bir ibadet olduğunu belirtmiştim. Yani Kurban ibadetinin özü mali durumu iyi olan Müslümanların “Allah yoluna kesilen bir hayvanın kanını akıtmak” olarak dile getirmiştim.

Kurban Bayramı, “yardımlaşma, fakirleri doyurma” bayramı değildir. Kurban “Allah’a yakınlaşmadır” Bazı vakıf ve kurumların para kazanma, Müslümanların dini duygularına hitap ederek, “Kesecek yer bulunmuyor. Büyükşehirlerde kurban kesmek zor. Pisliği fazla oluyor” gibi bahaneleri ortaya koyarak, ucuz tarafından insanların paralarını kasalarına aktarma bayramı hiç değildir.

Kurban bayramlarında bizi en çok meşgul eden olayların başında “Vekalet” ve “Düşük Bedelle Kurban Kesmek” gelmektedir. Oysa ticaret anlamında piyasa şartlarının ortaya koyduğu maddi değerler ne ise, o günkü rayiç bedel üzerinden işlem görmek önemlidir. Normal şartlara “düşük bedel vererek” müdahale etmek İslami kaidelere göre mekruhtur ve günahtır.

Eski Diyanet İşleri Başkanlarından Prof. Ali Bardakoğlu ve Süleyman Ateş bile, kurban kesiminin vekaletle olamayacağını, vekaletin sadece “kesen kişiye verilebileceğini” Ayet ve Hadisler ışığında anlatmışlardır. Kurban kesecek olan bir kimsenin, mutlaka kurban kesilirken onu görmesi ve yakınlarında bulunması gerekir. Bedelini vererek, “adıma kurban kesin” vekalet olmaz. Hele hele, kurban kesilirken videoya alarak, cep telefonu ile bin kilometre uzaktaki insanlara göstermek caiz değildir. Zira, bu konudaki hileleri geçtiğimiz yıllarda gördük.

Bunlar sosyal medyada ve diğer bazı ulusal basın organlarında, kitaplarda yer almasına rağmen, hala bazı kurumlarımız “Vekaleten Kurban Kesme” olayını reklam ve afişler aracılığı ile yapmaya çabalıyor.

Günümüz enflasyonu karşısında hızla eriyen, değer kaybeden TL. açısından fiyatların hızla yükseldiği ülkemizde bütün kurbanlık satış merkezlerinde küçük baş kurbanlıklar 4 bin Tl.den, büyük baş kurbanlıklar ise 16 bin Tl.den satılmaktadır. (Başka ülkelerin para ve satış değeri üzerinden Türkiye’de kurban kesilemez. O bedel o ülkeye aittir ve kurban orada kesilmelidir) Bu fiyatların altında kurbanlık bulmak mümkün değildir. Ancak kg üzerinden satıldığı için, daha küçük ölçekli, bir yaşına bile varmamış (Ki, kurban edilemez) kuzuların satışları bile 2500/3 bin liradan işlem görmektedir.

Bu yıl geçim sıkıntısına giren halkımızın bu şartlarda kurban kesmeyi bile düşünmediği anketlere yansımış durumdadır. İnsanlar günlük ekmek almayı bile düşünürken, “yılda bir kez olsun et yemek için” kurbanlık kesmeyi artık düşünemez olmuşlardır. Hal böyle iken, 1900 ile 2250 lira arasında ”vekalet ile kurban kesmeyi” vaat eden bazı vakıflar ve kurumlar neye dayanarak bu denli indirim yapıyorlar anlamış değilim. Üstelik İslami naslara göre Vakıf ve kurumlar üzerinden kurban kesilmesi caiz değildir. Kurumlar aracılığı ile ancak Kurban eti, derisi ve sakatatları değerlendirilebilir. Yani, kestiğiniz kurbanın etinden, derisinden bu kurumlara verebilirsiniz. Kurbanlığı bütün olarak kestirmek ve dağıtmak üzere vermek mekruhtur.

Ben, 2250 lira üzerinden kurban kesme vaadinde bulunan bir kuruma geçtiğimiz yıl yaptığım teklifi bu yıl da ilettim. Dedim ki, “Ben size parayı vereyim. Siz de bana kurbanlığı verin. Ben kurban ibadetimi yaptıktan sonra, kurbanın etini, derisini vereyim.”

“Olmaz, böyle bir uygulamamız yok.” Dediler. O zaman ben, bu kurumlara nasıl güveneyim? Nasıl bedel vereyim? Durum böyle olunca, insan ister istemez, “acaba altında nasıl bir dümen var?” diye düşünmeden edemiyor.

Üstelik, İslam alimleri yüzyıllardır bir gelenek olan Kurban etinin paylaşımının en fazla 7 kişi olması üzerinde dururken, bu kurumlarımız 1 kilogramlık kutular içerisinde 50/60 aileye vermektedirler. Kaldı ki, bayramlaşma ve yardımlaşma çevreden başlar, halkalar halinde büyüyerek çoğalır. Kurban kesen bir kimsenin, çevresinde muhtaç insanlar varsa, öncelik onlarındır. Sonra yaşadığı şehir ve sonrasında şehir dışıdır. Türkiye’de bunca muhtaç insan varken, Afrika ülkelerinde kurban eti dağıtmak olamaz..! Çünkü onlar Türkiye devletinin dışındadır.

Haa..! “Müslüman, Müslüman kardeşine yardımcı olmalı” diyorsanız, her yıl Hacc mevsiminde Suudi Arabistan’da milyonlarca hayvan kurban edilmektedir. Bu kurbanların çoğunluğunun gömüldüğünü okumuştum. Ama şimdi bu kesilmiş kurban hayvanlarını çok uzaklara götürecek teknoloji var. Öncelikle Müslümanlar, Hacc mevsiminde Allah adına kurban edilen bu hayvanların etlerini ve derilerini diğer Müslüman ülkelere ulaştırsınlar. Sonra geriye kalan muhtaçlara Türkiye geneli muhtaç kalmaz ise, yardımcı olalım.

Mesele bu kadar basittir.
Hiçbir kurum ve vakıf, Dernek “vekaleten” düşük fiyatlarla kurban kesemez. Keser ise Allah katında Kul Hakkı yemiş olur. Kestiren insanlar da, Kurban kesmek gibi ulvi ve yüksek bir sevaptan mahrum kalırlar. Üstelik, çevresindeki muhtaç kimselerin de hakkını yemiş olurlar.
Saygılar sunuyorum.
Esen kalın…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Ahmet MUSLU   -  Bağlantı 20 Haziran 2022, 19:48

Eline yüreğine sağlık İbrahim abi

Necati TAHAL   -  Bağlantı 19 Haziran 2022, 12:35

Sayın İmamoğlu kardeşim kalemine yüreğine sağlık.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı