
PARA, MEVKİ VE İHANET EDENLER
23 Haziran 2021 Çarşamba
Bazen düşünürüm, “kendi değerlerine ihanet eden, başkalarının isteklerine uyarak maddiyat ve dünya isteği için kültürünü, eğitimine ve vatanına ihanet edenler; toplumların içinde nasıl barınabiliyorlar. Üstelik gururlu ve onurlu bir hayat sürmek uğruna çabalayanların arasında sinsice yaşamasını nasıl beceriyorlar” diye…
Dünya üzerinde kendi ırkı dahil, bütün milletlerin hışmına uğrayan Türk Milleti, bunca saldırıya rağmen asimile olmadan yaşayabiliyor ve ilelebet yaşayacaksa; bu hem kendi içindeki hem de dışındaki hainlerin varlıklarını bilmek zorundadır.
Dünya tarihinin temel taşı olan Türkler, Oğuzlar ile birlikte tarih sahnesine Devlet kurarak çıktıktan sonra, fetih ettikleri bütün yerlerde adalet üzerine yönetim kurmuşlar, kendilerinden olmayanları bile himaye ederek haklı bir şöhret edinmişlerdir. Gök Tanrı inancında da, sonradan bayraktarlığını yaptığı ve iliklerine kadar yaşamaya çalıştığı İslamiyet içinde de aynı duyarlılıkla hareket etmişlerdir.
Avrupa’ya temizliği götüren, milletlere nezaket öğreten, kendilerine hakaret için “dışkı” gönderenlere bile “Herkes yediklerinden ikram eder” diyerek, lokum gönderen ataların torunları olarak, arkamızdan vuranları bile hoşgörü içerisinde affeden bir milletiz.
Peygamberimiz (sav) Hz. Muhammed’in içinden çıktığı Araplara, “Yüce efendimizin” hürmetine her daim hoşgörü ile yaklaşmamıza rağmen, onların ihanetleri hiç bitmemiştir. Bugün olduğu gibi, geçmişte de onların ihanetleri hiç bitmemiştir…
Yıl 1917…
Bir İngiliz General, Irak’ta yardımcıları ile arazide gezinirken bir çobana rastlar.
Çevirmen aracılığıyla çobana:
– ”Eğer sürüdeki köpeğini öldürürse, Ona yüz sterlin vereceğini söyledi.
Doğaldır ki, çoban için köpek çok değerlidir, sürüyü sevk ve idare eder. Kurtlara ve öteki yabani hayvanlara ve art niyetli insanlara karşı onları korur.
Ama teklif edilen para da çok büyüktür. Çoban köpeği yakalayıp, generalin önünde keser.
General bu kez de çobana;
– “Köpeğin derisini yüzersen yüz sterlin daha veririm” dedi.
Çoban köpeğin derisini yüzdü.
General çobana;
– Köpeği parçalara bölersen bir yüz sterlin daha veririm, dedi.
Çoban onu da yaptı. General parayı verip oradan ayrılırken Çoban generalin arkasından seslendi:
– “Yüz sterlin daha verirsen köpeği yerim.”
General;
– “Asla… Ben sizin değer verdikleriniz hakkındaki karakterinizi öğrenmek istedim.
– Sen para için, yoldaşın, yardımcın ve senin için çok değerli olan köpeğini kestin, yüzdün ve parçaladın. Eğer bir yüz sterlin daha verseydim, yiyecektin de. Benim, ihtiyaç duyduğum ve öğrenmek istediğim bu karakterdi.”
Sonra yanındakilere dönerek;
– “Bir ülkede bu karakterde insanlar fazla olduğu müddetçe asla korkmayın. Parayı verir her şeyi yaptırırsınız, dedi.
Çoban ve köpek işbirliği içinde idi.
Çoban çıkarı için birlikte görevli olduğu arkadaşını yok etti.
Bir toplumda bu tür kişiler çoksa, o toplumda birlik ve dayanışma kolaylıkla ortadan kaldırılabilir. Çıkarcılar dostlarına her zaman ihanet edebilir.
Bir insan, Para her şeyi çözer!” diyorsa; “Ben para için her şeyi yaparım!” demek istiyordur. Para her şeyi çözmez, para her kapıyı açmaz. Para sadece para için yaşayanların kapısını açar.
Bu misal ile bilmem anlatabildim mi?
Bir milyona yakın insanın katledildiği, yüzlerce kadının tecavüze uğradığı Irak’ta, Mu’ta nikahı ile fuhuşu meşru sayan İran’da bu denli olayların olması, hep işte bu maddiyat içindir.
Bu yüzden, Araplara güvenmek abesle iştigaldir. Ve onlara güvenen insanları da, araştırın mutlaka ortak noktaları vardır.
Yorum sizin.
Saygılar sunuyorum. Esen kalın.
Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir
Yorumlar
AKP’li vatandaşın kafası basmıyor. Basmaz da, çünkü onlar kemikleşmişler şartlanmışlar. Oysa onlarda akıl olsa bu HARAMZADELER’İN yoksulun sofrasından çaldıklarını bilecekler görecekler.
19 yıl sonra bugün halen AKP oy verecekleri, ve 360 derece dönüş yapan Bahçeli gibi bir zihniyetin partisi MHP’ye oy verecek olanlardan o kadar tiksindim ki hiç sormayın. Baktımki bu insanlarda bana benziyorlar ancak benden çok daha farklılar. Bu seferde kendi insanlığımdan utanır tiksinir oldum, Hayvanlara daha çok sever onlara dost oldum.
O kadar tiksindim ki, bu insanların elinden bir ekmek yada tabağından bir yemek yemek şöyle dursun, köpeğin önünde duran tasdan yemeye tercih ederim.
Bırakın bunların bir Müslüman olabileceklerini tartışmasızdır, bunların İnsanlıktan nasibi varmıdır acaba insan olabilirlermi diye düşünce bile tartışmalıdır.
gün gelecek bunlara sebeb olanların torunları dedelerinin kulaklarını çok çınlatacak işte ozaman inşallah çok geç olmaz….
Iyi bir tespit tesekur ederim